Şişli halkı: Şişli Etfal yeniden faaliyete geçsin istiyoruz
Şişli halkı, Şişli Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Eylemde Şişli Etfal Hastanesi'nin yeniden faaliyete geçmesi talep edildi.
Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin deprem riski nedeniyle taşınmasına karşı eylemler sürüyor. Hastane binasının yenilenerek mevcut yerinde hizmet vermeye devam etmesini talep eden vatandaşlar, bir kez daha eylem yaparak, “Sesimizi duyan var mı” diye sordu. Yaklaşan İstanbul depremine işaret edilen ortak basın açıklamasında, Kahramanmaraş Pazarcık’tan bir depremzedenin "Yaralıları çıkardık. Üç gün yanımızda beklettik. Götürecek bir hastanemiz yoktu. Kanamalı yaralıların hepsi öldü" sözleri anımsatılarak, "İşte biz, böyle bir konuşma yapmamak için buradayız. ‘Hastanemiz yoktu, kanamalı yaralıların hepsi öldü’ dememek için buradayız” denildi.
Şişli Etfal Dayanışması, bugün Şişli Meydanı’nda bir kez daha eylem yaptı. Eyleme, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu katıldı. Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de açıklamaya telefon bağlantısıyla katılarak destek verdi.
İstanbul’daki 122 yıllık Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bazı bölümleri, binaları depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle Seyrantepe ve Sarıyer’e taşınmış; Şişli Etfal Dayanışması da hastanenin yıkılıp başka yere taşınması planına karşı imza kampanyası başlatmıştı. Birçok eylem, imza kampanyası ve basın açıklaması yapan Şişli Etfal Dayanışması üyeleri, tepkilerini bir kez daha dile getirmek için bugün Şişli Meydanı’nda buluştu. Eyleme, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu katıldı. Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de açıklamaya telefon bağlantısıyla katılarak destek verdi.
Vatandaşların insan zinciri oluşturduğu ve alkışlarla destek verdiği eylemde konuşan CHP’li Şeker, "Son deprem bize gösterdi ki, bize şehir hastanesi değil; şehirde hastane lazım" dedi. Şeker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ŞEHRİ ÖLÜME TESLİM EDİYORLAR: Başımıza bir şey geldiğinde şehirde hastane lazım bize. İnsanlar burada yaşıyor, burada hastalanıyor, burada tedavi olmak durumunda. Yoksa Şişli’den Etfal’e gitmek varken Çam ve Sakura’ya 40 kilometre taksi parası ödemek zorunda değil. Gitti, geldi, kontrol yaptırdı derken insanlar bir servet ödemek durumunda kalıyor. Ne oluyor? Sağlığından oluyor. Sağlığını artık tedavi ettiremez hale geliyor. Yıllardır parlamentoda dile getiriyorum, Çapa, Cerrahpaşa'yı, burayı bütçeden yerinde inşa edin diye. Senelerce bu inşayı gerçekleştirmediler. TOKİ, yedi tepeli şehrimizde 'Yedi Mavi' diye Zeytinburnu’nda rezidanslar dikti. Çünkü, oralar para kaynağıydı. TOKİ Cerrahpaşa’nın arazilerine el koydu. O üniversite arazilerini arsa yaptılar. Yıllardır bir çivi dahi çakmadılar, bu deprem çıkıp gelene kadar.
ÖLÜMÜNÜ BEKLEYEN BİR ŞEHİR OLMAK ZORUNDA DEĞİL İSTANBUL: Hatay’da yaklaşık bir ay kaldım. Orada şehrin dışına, bataklığa yapılan şehir hastanesi bir tedavi dahi yapmadan, içeridekilerin can güvenliğini tehlikeye atarak, hiçbir depremzedeye hizmet veremedi. Şehir hastanesi dışında, devlet hastanesinin bazıları yıkıldı, bazıları çöktü, bazılarının da sadece bahçesi tedavi için kullanıldı. Biz bunlardan ders çıkartmıyoruz. Erzincan’dan, Elazığ’dan, İzmir’den ders çıkartmadık. Bundan ders çıkartmak zorundayız. Ölümünü bekleyen bir şehir olmak zorunda değil İstanbul. Şişlililer de sağlıklarına kavuşabilecekleri bir hastanenin rezidans olması için ne planlar yapıldığını yıllardır biliyorlar.
BU BEDELİ KİMSENİN ÖDETMEYE HAKKI YOK: Hatay’da rant hesapları ile şehrin dışına, bataklığa yaptıkları hastaneler insanların sağlığa ulaşamadan ölmelerine sebep verdi. Enkazdan çıkardıklarımıza ameliyat gerekiyordu, Adana’ya kadar beş saat gitmek zorundaydılar. Büyük çoğunluğu öldü. Bu bedeli kimsenin ödetmeye hakkı yok. Önce devlete çöktüler, sonra devleti çökerttiler. Çöken devletin altında bu milleti bıraktılar. Bundan sonra buna müsaade etmeyeceğiz. Depremlerle ilgili 60-70 milyar dolar topladınız. O geçen 24 yıl içerisinde o hastaneler de bu şehir de 5-6 defa yenilenirdi. Ama bunun yerine neyi tercih ettiler? Yandaşlara koca koca iş merkezleri, alışveriş merkezleri, rezidanslar için Türkiye’nin kaynaklarını kullandılar. Biz 'deprem için güçlendirme yapın' derken, onlar 'Kanal İstanbul' dediler. Bizim kanala değil, depreme dirençli bir şehre ihtiyacımız var. 15 Mayıs’tan sonra bunu hep beraber gerçekleştireceğiz.”
"BAŞIMIZA GELEN EN BÜYÜK AFET BUNLARDIR"
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de katıldığı basın açıklamasında, iktidara seslenerek şunları söyledi:
"Bir deprem yaşadık ve AKP iktidarı bir hikaye yazıyor. 'Dünyadaki en büyük afetti, kimse baş edemezdi' diyor. Gerçek öyle mi? Elbette ki değil. Bir afet varsa bu AKP ve MHP iktidarıdır. Başka kimse değildir. Başımıza gelmiş en büyük afet bunlardır. Nasıl oluyor da bir depremde hastaneler yıkılıyor, havaalanı yıkılıyor, yollar çöküyor? Hani o çok övündükleri yollar vardı. Dünyanın en büyük ülkesi muhteşem yollar yapmıştı. Nasıl çöktü bu yollarımız? Neyin çöktürdüğünü hepimiz biliyoruz. Rant düzeniniz çöktürdü. Hırsızlık düzeniniz çöktürdü. Yolsuzluk düzeniniz çöktürdü. Çünkü sizin için insan hayatının hiçbir önemi yoktu. Canlının, doğanın, hayvanın hiçbirinin önemi yoktu.
Siz sadece cebinizi doldurmaya, yandaşlarınızı, çetelerinizi ve mafyalarınızı doyurmaya baktınız. Bizi, halkı hiç önemsemediniz. Bir de utanmadan çıkıp, 'Hiçbir şey yapılamazdı. Nerede olursa olsun aynı durum olurdu' deniyor. Hayır, o binaları depreme güvenlikli yapmadığınız için insanlar öldü. Arama kurtarma olmadığı için insanlar öldü. Kızılay çadırlarını sattığı için insanlar çadır bulamadı. Kanlarımızı sattınız. Kızılay’a bağışladığımız kanlarımızı satan bir iktidarsınız. Bize neyi açıklıyorsunuz? Depremde enkazdan çıkan insanlar hastanelere ulaşamadı. Çünkü ortada bir hastane yoktu."
MUAMMER KESKİN: ŞİŞLİ ETFAL HASTANESİ BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR
Açıklamaya telefon bağlantısıyla katılan Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de “Arkadaşlarımızın dediği gibi Şişli Etfal Hastanesi bizim kırmızı çizgimizdir. Mutlaka Etfal Hastanesi’nin yeniden yapılmasını sağlayacağız. 14 Mayıs’ı demokrasi ile taçlandırdığımız zaman bunun önünde kimsenin duracağını düşünmüyorum. Beraber ve bir olacağız. Bu anlayıştan birlikte kurtulacağız" dedi.
Eylemde yapılan ortak basın açıklamasında da şunlar dile getirildi:
“‘HASTANEMİZ YOKTU, KANAMALI YARALILARIN HEPSİ ÖLDÜ’ DEMEMEK İÇİN BURADAYIZ: Kahramanmaraş Pazarcık’tan bir depremzede yurttaş, kendisiyle yapılan röportajda aynen şöyle diyor: ‘Yaralıları çıkardık. Üç gün yanımızda beklettik. Götürecek bir hastanemiz yoktu. Kanamalı yaralıların hepsi öldü.’ İşte biz, böyle bir konuşma yapmamak için buradayız. ‘Hastanemiz yoktu, kanamalı yaralıların hepsi öldü’ dememek için buradayız. Yaralılarımızı götürebileceğimiz hastanelerimiz ayakta kalsın, böylesi bir afette yaralılara gerekli müdahaleler yapılabilsin diye buradayız. Enkaz altından yaralı kurtulan sevdiklerimizi uzak hastanelere yetiştirmeye çalışırken yollarda kaybetmek istemediğimiz için buradayız. Ve biz, hastanemiz Şişli Etfal’i geri istiyoruz demek için buradayız.
DEPREMLERDE ENKAZA DÖNEN HASTANELER FELAKETİN BOYUTUNU ARTIRDI: Bir depremde hastane enkaza dönüşmüşse veya erişilmesi mümkün olamayacak kadar uzaktaysa, yaralıya el uzatacak doktor yok demektir. Ambulans yok demektir. Ebe, hemşire yok demektir. Operasyon yapılacak ameliyathaneler, yoğun bakım üniteleri, cerrahlar yok demektir. Kan verilemeyecek demektir. İlaçsız kalmak demektir. Kahramanmaraş merkezli depremlerde ve sonrasındaki Hatay depreminde enkaza dönen hastanelerin yarattığı boşluğun, felaketin boyutunu nasıl arttırdığının hepimiz yakın tanıkları değil miyiz?
HASTANELERİ SAĞLAM OLMAYAN BİR KENT, DEPREME DİRENÇLİ KENT OLAMAZ: Hastaneleri sağlam olmayan bir kent, depreme dirençli bir kent olamaz. İstanbul depremine karşı dirençli İstanbul seferberliğinin ilk adımı, hastanelerin ve yanı sıra okulların güçlendirilmesi olmalıdır. Hal böyleyken, bırakın depremi, bizim hastanelerimizin pek çoğunun daha bugünden çürük oldukları ortaya çıktı. Cerrahpaşa Tıp, ödeneksizlikten binalarını yenileyemediği için ölüme terk edildi ve hastane hizmet ve eğitim veremez duruma geldi.
DEPREM GELİYOR, HASTANELER ÇÜRÜYOR: Çapa Tıp can çekişiyor. 102 binanın olduğu hastanenin inceleme yapılan 56 binasından 50 tanesi her an yıkılabilecek durumda. Hastanenin sağlık emekçileri, öğrenciler ve hastalar o binaları kullanmaya devam ediyor. Haseki Hastanesi ile Haseki Kardiyoloji Enstitüleri, binaları güvenli olmadığı gerekçesiyle kapatıldı. Kağıthane Devlet Hastanesi binaları yüksek riskli bulunarak boşaltıldı. Bakırköy Kadın Doğumevi ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi boşaltıldı. Basına yansıyan bilgilere göre, Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi, Siyami Ersek Hastanesi, Samatya Devlet Hastanesi, Haydarpaşa Numune Hastanesi de sırada. Durumun özeti, ‘Deprem geliyor, hastaneler çürüyor.’
İBB’NİN BAŞLATTIĞI SEFERBERLİK ÇOK ÖNEMLİ: Görünen o ki, İstanbul halkının, yaşam alanlarına yakın, tam teşekküllü kamu hastanelerine ihtiyacı artarken, eldekileri de kaybediyoruz. Umarız, bu hastanelerimiz sağlam hale getirilip hizmete girmeden deprem vurmaz İstanbul’u. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin depreme dirençli bir İstanbul için başlattığı seferberlik, çok önemli bir adım. Bu girişim devletin tüm ilgili kurum ve kuruluşları tarafından desteklenmeli; imkanlar, kaynaklar, kabiliyetler, çalışmalar ortaklaştırılıp entegre edilmelidir. Bu seferberliğin en önemli ayaklarından birisi olarak hastaneler ve sağlık sistemi, bu planlamanın içerisinde hak ettiği yeri bulmalıdır. Hastaneler hazır olmadan depreme hazır olamayız.
DEPREM KAPIDA ETFAL NEREDE?: Bizler, Şişli halkı, Şişli Belediyesi, Şişli Kent Konseyi ve Şişli Etfal Dayanışması olarak tüm bunları bildiğimiz ve öngördüğümüz için Etfal Hastanemizin taşınmasına karşı çıktık. Olağan dönemlerde halkın sağlığa güvenli erişim ihtiyacını karşılayamayan bölgemizdeki sağlık sisteminin, Etfal’in yokluğunda, deprem, toplumsal şiddet olayları gibi olağanüstü durumlarda tamamen yetersiz kalacağını özellikle vurguladık. Şimdi soruyor, cevap bekliyoruz: ‘Deprem kapıda, Etfal nerede?’
UZAKTA BİR HASTANE YOLUNDA CAN VERMEK İSTEMİYORUZ: Şişli Etfal dahil, İstanbul’da kamu hastaneleri öncelikli olmak üzere tüm hastanelerin deprem dayanıklılık test ve analizleri İBB veya güvenilir kurumlar tarafından yapılmalı, sonuç raporları şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Güçlendirme yapılabilecekler hızla güçlendirilmeli, güçlendirmeyle kurtarılamayacak olanlar yıkılıp yenileri yapılmalıdır. Deprem gerçeği, Şişli ve çevresinde yaşayan yüzbinlerce insanı da tehdit ediyor. Enkazdan kurtulup, ayakta kalabilen uzaktaki bir hastane yolunda can vermek, sevdiklerimizi çaresizce kaybetmek istemiyoruz.
SESİMİZİ DUYAN VAR MI?: Yani, “Depreme hastane, Şişli'ye Etfal lazım.’ Talebimiz açık ve net: Şişli Etfal yeniden faaliyete geçsin istiyoruz. Acil servisinin ve polikliniklerin hemen açılmasını talep ediyoruz. İstanbul depremi kapıdayken, bu konu daha fazla sürüncemede bırakılmamalıdır. Bugün buradan, enkaz altında kalmayalım, kalırsak da hastanesiz kalmayalım diye hep birlikte ses veriyor, yetkilileri uyarıyoruz. Hem Şişli hem İstanbul için haykırıyoruz. Bu sesi duyun. Hastanelerden başlayarak, Türkiye’nin kalbi bu dünya kentini, İstanbul’u depreme hazır hale getirin. Soruyoruz: Sesimizi duyan var mı?"