Suç duyurusunda bulunulmuştu: Menzil şeyhinin cenazesine katılan vali hakkında karar
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Adıyaman Valisi Osman Varol’un, devlette örgütlendiği iddia edilen Menzil cemaatinin liderinin cenazesine katılmasının suç oluşturmadığını savundu.
Devlette önemli makamlara getirildikleri ve kamu içinde örgütlendikleri iddia edilen, Adıyaman’da kurdukları köy ile de dikkat çeken Menzil cemaatinin lideri Seyyid Abdulbaki Elhüseyni için 13 Temmuz’da, Adıyaman’ın Kahta ilçesinde cenaze töreni düzenlendi. Tarikat ve cemaatlerin yasaklanmasına karşın faaliyet gösteren cemaatin liderinin cenazesine kamu yöneticilerinin de katılması tepki çekerken, Adıyaman Valisi Varol da törendeki isimler arasında yer aldı.
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Varol’un laikliği hiçe saydığını, tarikatların da yasaklandığı 677 sayılı yasaya uymadığını, anayasayı ihlal ettiğini belirterek, suç duyurusunda bulundu. Başvuruyu inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin, 11 Aralık’ta, işleme konulmama kararı verdi.
Cumhuriyet'ten Sefa Uyar'ın haberine göre kararda, “Varol’un bir cenaze törenine katılmaktan ibaret olan eyleminin anayasayı ihlal, görevi kötüye kullanma ve 677 sayılı yasaya aykırılık suçlarını oluşturmadığı” savunuldu.
‘BAŞSAVCI KANUNLARA MEYDAN OKUYOR’
HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararına tepki gösterdi. Çolak, şunları söyledi:
“Başsavcının, laiklik karşıtı faaliyeti ‘cenaze katılımından ibaret’ diyerek küçültmesi, önemsizleştirmesi, hukuka açıkça aykırı olduğu gibi yürürlükteki kanunlara da meydan okuma anlamına gelir.
Ölen kişi, anayasanın laiklik ilkesine ve 174. madde ile korumaya alınan 677 sayılı yasaya rağmen Adıyaman’da yıllardır yasadışı faaliyetlerde bulunan, toplumu Ortaçağ’ın karanlığına götürmek isteyen bir tarikat lideridir. Bu tarikatın bakanlıklar dahil devletin bütün yönetim organlarında, yargı makamlarında, emniyet-sağlık-bayındırlık teşkilatlarında müritlerinin olduğu iddia edilmektedir. Dolayısıyla Adıyaman Valisinin cenazesine katıldığı kişi sıradan birisi değildir. Laiklik karşıtı faaliyetler gösteren yasadışı bir örgütün lideridir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının, anayasayı ve yasaları hiçe sayan bu fiiller karşısında kayıtsız kalması ve suç duyurularımızı yasal dayanaktan yoksun bir şekilde işleme koymaması keyfi ve kanunsuzdur. Kendisi açısından sorumluluk doğurur. Bu karar, Diyarbakır’daki bir caddeye Şeyh Sait adını veren kayyım valinin yaptığı ile Meclis kürsüsünden yılan yuvası cemaat ve tarikatlara STK diyen Ortaçağ’cı meczup Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in cumhuriyet ve laiklik düşmanı hezeyanlarla aynı türden bir harekettir.”