Susurluk’tan bu yana tablo değişmedi: Yalanlanan ‘bağlantı’ Sarallar iddianamesinde
Sarallara yönelik operasyon sonrası hazırlanan iddianamede yer alan dinleme kayıtları, örgüt üyelerinin operasyonları önceden haber aldıklarını bir kez daha ortaya koydu. Üstelik bu konuşmalardaki zamanlama Süleyman Soylu ve “Ankara bağlantısı” iddialarını da güçlendiriyordu.
Türkiye’de, 90’lı yıllarda sık sık tartışılan ve Susurluk’taki kazayla ortaya çıkan devlet, mafya, siyaset üçgeni skandalları, aradan geçen 27 yılda daha yüksek sesle konuşulmaya devam ediyor.
Hakkında yakalama kararı bulunan Sedat Peker’in sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarla ortaya koyduğu yargıda ve bakanlıklarda bulunan üst düzey isimlerin suç örgütleriyle iş tuttuğuna yönelik iddiaları devam eden operasyonlarla gözler önüne serildi.
İstanbul merkezli 13 ilde, 29 Haziran’da "Sarallar"a operasyon düzenlendi. Operasyonda onlarca silah, yüzbinlerce dolar ele geçirildi. Operasyondan yaklaşık iki ay sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Sarallar’ın başı olduğu belirtilen İlyas Saral’ın da aralarında olduğu 169 kişi hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, suç örgütünün liderinin “Alaaddin Saral” olarak bilinen İlyas Saral olduğu, Erdal Acar, Fatih Sarıalioğlu, Mehmet Ulu, Ali Kaplan, Mustafa Fazlıoğlu, Osman Tellioğlu ile Tamer Çağlar'ın da yöneticileri olduğu belirtildi.
Saralların “yöneticisi” olduğu iddia edilen isimlere “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” suçundan hapis cezası istendi.
SOYLU İLE EMNİYET MÜDÜRÜ ARASINDA KAVGA İDDİASI: BİLGİ SIZIYOR
Geçen yıllarda birçok kez hapse giren ardından haklarında istenen cezaları doldurmadan cezaevinden çıkan Sarallar’a yönelik iddianamenin çıkmasından sonra T24 yazarı Tolga Şardan dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Şardan "Sarallar soruşturmasının perde arkasında Soylu ile Aktaş arasında yaşananlar" başlıklı yazısında, Sarallara yönelik operasyonun ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş arasında tartışma yaşandığından bahsetti.
Yazıda, Sarallara yönelik operasyon hazırlığı konusunda Ankara’ya bilgilendirme yapılırken, gözaltı işlemlerinin ne zaman yapılacağına dair Soylu’ya haber verilmediği aktarıldı.
Operasyonun ilk ayağında, Sarallar suç örgütünün lideri olduğu belirtilen İlyas Saral kayıplara karıştı fakat devam eden süreçte birçok isim gözaltına alındı. İddiaya göre Soylu, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'a yönelik olarak Sarallar Grubu operasyonuyla ilgili kendisine neden bilgi verilmediğini sordu. Soylu'nun eleştirisi üzerine Aktaş, "size her söylediğimizde sızıntı oldu" yanıtını verdi. Şardan’ın yazısının ardından İstanbul Emniyeti açıklama yaptı ve iddiaların doğru olmadığını öne sürdü. Ancak 198 sayfalık Sarallar iddianamesinde yazanlar yalanlamanın doğru olmadığına yönelikti.
İDDİANAMEDE ORTAYA ÇIKTI: SARALLAR OPERASYONDAN HABERDAR, EMNİYET BAĞLANTILARI VAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede ise Saralların kamu görevlileri ile bağlantısı olduğu, polis takiplerine dair bilgi edinebildiklerine dikkat çekildi.
Suç örgütü mensuplarının konuşmalarına yer verilen iddianamede, şüpheli isimlerin kendilerine yapılacak operasyondan haberdar oldukları görüldü. İddianamede, şüpheli İ.G. ve ismi verilmeyen kişi arasında geçen konuşmada, “4 kişiyi alacaklar, paketleyecekler” dediği, örgütün ana kadrosuna operasyon olup olmayacağına dair soru sordukları görüldü.
“ORGANİZEDEN ANINDA HABER GELİYOR”
İddianamede yer alan konuşmalardan biri de Sarallar suç örgütüne operasyonu düzenleyen Emniyet’in organize şubesinden bazı kişilerle ilişkisi olduğunu gösterdi. Şüpheli isimler arasında geçen bir konuşmada, “Organizeden anında haber geliyor” dediği görüldü. Ayrıca Hürriyet’ten Musa Kesler de iddianame içeriğine ilişkin yaptığı haberde, “Sarallar’ın aralarındaki konuşmalara göre, ay ve güne kadar kendilerine yapılacak operasyondan önceden haberdar olduklarına” dair iddiaları gündeme getirmişti.
Sarallar suç örgütü mensuplarının son iddianameye de giren, operasyon yapılacağına dair konuşmaları gerçekleştirdikleri tarihlere bakıldığında, Şardan’ın yazısında da ifade ettiği, “Ankara’ya bilgi verilen” tarih aralığına denk geliyordu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede yer alan ifadeler ve zamanlama, Soylu ve Sarallar iddiasını güçlendiriyordu.