Tahir Elçi cinayetinde 7 Yıl: Tehdit edilen sanık, polis kamerasından kaybolan 13 saniye, ‘görmedim’ diyen tanıklar
Yarın, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Tahir Elçi Davasının altıncı duruşması görülecek. Cinayet üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen yargı, pek çok davada olduğu gibi bu davada da sonuca gitmek istemiyor. Kayıp olan kamera görüntüleri ise davanın en tartışmalı noktası.
Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 günü, Dört Ayaklı Minare önünde bir basın açıklaması okuduğu sırada, PKK kadroları ile polisler arasında yaşanan çatışmanın arasında kalması sonucunda başından vurularak öldürülmüştü.
Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur isimli polis memurları da çıkan çatışmada hayatını kaybetmişti.
Olay anında sokakta bulunan polis memurları Sinan Tabur, Mesut Sevgi ve Fuat Tan’a “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme”, PKK'lı Uğur Yakışır’a ise “olası kastla ölüme sebebiyet verme” suçu isnat edildi.
BİR SONUCA VARAMAYAN YARGILAMA SÜRECİ
Aradan geçen 6 yılda davada bir adım dahi yol alınamadı. Olay yeri keşfi yaklaşık 5 ay sonra yapıldı. İddianame ise Tahir Elçi’nin ölümünden 5 yıl sonra, 20 Mart 2020 tarihinde ancak tamamlanabildi. Tahir Elçi’yi öldüren mermi çekirdeği ise her nasılsa bulunamadı!
Davanın ilk duruşması 21 Ekim 2020 tarihinde, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Aradan geçen süre boyunca mahkemenin ara kararlarından hiçbir sonuç alınamadı. Olay yerindeki kameraların görüntülerinin ya silindiği ya da bozulduğu ileri sürüldü. Duruşmada dinlenen tanıklar, Elçi’nin vurulma anını görmediklerini beyan ettiler. Dinlenen sanık polisler ise Elçi’nin atış menzillerinin dışında olduğunu ve görüş alanı dışında olduklarını ileri sürdüler.
Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü tarafından hazırlanan raporda, Elçi’yi vurma ihtimali yüksek olan sanık polis Mesut Sevgi olduğu belirtilmişti. Sevgi, sorgusunda Elçi ile arasında beş metre fark olduğunu, mermisi bittiği esnalarda yerde yatan bir kişiyi gördüğünü, Elçi’nin vurulma anını görmediğini beyan etti.
TEHDİTLER İÇİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ
İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün görevlendirdiği iki Mülkiye başmüfettişi ve bir polis başmüfettişinin hazırladığı, 23 Haziran 2017’de sunulan 59 sayfalık “Araştırma Raporu”, ancak 5 yıl sonra, beşinci celsede dava dosyasına dahil edildi. Rapor, Elçi davası avukatlarının bütün taleplerine rağmen 5 yıl boyunca avukatlara verilmemişti.
Raporda, Elçi’nin nereden geldiği tespit edilemeyen bir kurşunla hayatını kaybettiği, Elçi’nin can güvenliğinin tehlike altında olduğuna dair bir istihbarat bilgisinin bulunmadığı, polisin herhangi bir güvenlik zafiyetinin ve kastının bulunmadığı tespitleri yer almıştı. En nihayetinde ise raporun savunduğu polisler hakkında herhangi bir ön inceleme ya da disiplin soruşturması yapmaya gerek olmadığıydı.
Elçi Davası’nın dördüncü celsesinde Elçi’nin aldığı tehditlere ilişkin herhangi bir soruşturma yürütülmediği ortaya çıktı. Elçi, 14 Ekim 2015 tarihinde Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında, Hakan’ın sorusu üzerine “PKK terör örgütü değildir” demesiyle tehditler almaya başlamıştı. Programın sunucusu Ahmet Hakan tartışmayı “PKK terör örgütüdür. Tahir Elçi’nin görüşüdür o. Ona şiddetle itiraz edenler de oldu, sayın seyircilerimizin dikkatine” diyerek sonlandırmıştı.
“DAVUTOĞLU DİNLENSİN TALEBİNE” HER DEFASINDA RET
Elçi davası avukatları duruşmalarda, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır Barosu ziyareti sırasında Elçi cinayeti için söylediği “Siyasi suikast” sözlerini sık sık hatırlatılarak, tanık olarak dinlenmesini talep etti. Ancak bu talep de her defasında reddedildi.
Olay yerini gören Mardin Kebapevi görüntüleri ise her nedense bulunamadı. Polis kamerasında olduğu bilinen 12 saniyelik görüntülere ise hiç ulaşılamadı!
13 SANİYENİN PEŞİNE DÜŞEN AVUKAT ODAYA KİTLENDİ
Avukat Mahsuni Karaman, görülen son celsede, kayıp 12 saniyelik görüntülerle ilgili cinayet günü yaşadığı bir olayı anlattı. Karaman, olay yerinde görevli olan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şube Müdürlüğünde görevli polislerin çektiği kamera görüntülerindeki kayıp 13 saniyelik görüntüyü tespit etmesi ve bunun ortaya çıkarılmasındaki çabalarından rahatsız olan dönemin soruşturma savcısının talimatıyla Diyarbakır Adliyesi’ndeki bir odaya kilitlendiğini söyledi. Karaman, o gün yaşadığını “Savcı, önce şüpheli sıfatıyla, sonra tanık sıfatıyla ifademi almak istedi. Bütün bunları 13 saniyelik polis kamerasındaki kesintiyi fark ettiğim için yaptı. İfade vermem durumunda ‘Seni tutuklatırım’ dedi” sözleriyle anlattı.
Karaman, bahsi geçen olaydaki Başsavcı’nın şimdilerde Konya'da Dedeoğluları ailesinde 7 kişinin öldürüldüğü katliamın üzerini örtmeye çalıştığını iddia etti.
Mahkeme, davanın 3. duruşmasında Elçi cinayetinin yaşandığı yeri gören PTT Balıkçılarbaşı Merkez Müdürlüğü ile Mardin Kebap Evi’ne ait güvenlik kamera görüntü imajları üzerinde inceleme yapılarak kameraların kayıt yapıp yapmadığının, sabit disk üzerinde ekleme-çıkarma-kesme-montaj-silme gibi müdahalenin bulunup bulunmadığının tespiti için TÜBİTAK’tan (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu) rapor istemişti. Ancak TÜBİTAK’ın yaptığı incelemede gönderilen hard diskin boş olduğu bilgisi iletildi. Mahkemenin ikinci defa gönderdiği imajların ise bu sefer bozuk çıktığı iddia edildi.
TANIK, MİT TARAFINDAN TEHDİT EDİLDİ İDDİASI
Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren, son görülen duruşmada Deniz Ataş adlı tanığın kaldığı Bolu F Tipi Cezaevindeki görüş odasında kendilerini MİT’çi (Milli İstihbarat Teşkilatı) olarak tanıtan üç kişi tarafından, duruşmadaki ifadelerini geri alması yönünde tehdit edildiğine dikkat çekti.
Faili Belli sitesinde yer alan bilgilere göre Ataş ile görüşen avukatların bu duruma ilişkin hazırladığı bir tutanak bulunuyor. Avukat Nahit Eren, istihbaratçı olduğunu söyleyen kişilerin Ataş’a “Tahir Elçi dosyasındaki ifadeleri geri çekeceksin. Diyeceksin ki Tahir Elçi’yi biz vurmuşuz. Ya da başına gelecekleri sen bilirsin. Biz seni rahat bırakmayacağız. İfadeni geri çekmezsen o zaman sen görürsün” dediklerini aktardı.
İfadesini değiştirmeyen Ataş bu görüşmeden bir hafta sonra İzmir 1 Nolu F Tipi Cezaevine sürgün edilerek tek kişilik hücrede tutulmaya başlandı. Söz konusu iddiaların araştırılması yönünde mahkemenin bir girişimi olmadı.
Yarın, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Tahir Elçi Davasının altıncı duruşması görülecek. Cinayet üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen yargı, pek çok davada olduğu gibi bu davada da sonuca gitmek istemiyor.
Kaynak: Haber Merkezi