TİP Meclis'te 'çocuk istismarını' konuştu; Timur Soykan: Bu ülkenin bu karanlığa bir çocuk daha vermeye tahammülü olmamalı
Gazeteci Timur Soykan, istismara uğrayan H.K.G.'nin kardeşlerinin açıklamasına ilişkin olarak "Kardeşleri hakkında ne denir bilmiyorum. Birinci ses kaydı var. Kadir İstekli çok açık bir şekilde kabul ediyor. Ses kaydı çok önemli bir ikrar içeriyor" dedi.
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.'nin 6 yaşında imam nikâhı ile evlendirilmesi ve cinsel istismara maruz bırakılmasına karşı tepkiler sürüyor.
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve Sera Kadıgil Meclis'ten yaptıkları yayından çocuk istismarını konuştu. Şık ve Kadıgil'in yayınına 6 yaşındaki çocuk istismarını ortaya çıkaran gazeteci Timur Soykan da katıldı.
"BİZ SUSMAYACAĞIZ"
Soykan, şunları kaydetti:
"Linç yemeyi ve hedef gösterilmeyi benden daha fazla maruz kalmış iki insanla konuşuyorum. Onlar bir refleks gösteriyorlar. Türkiye'nin bu siyasal İslam döneminde çocuk istismarı bataklığına dönüştüğüne tanık olduk.
Bu refleks o yapıların kendilerini koruma arzusu. Bu bir iddianame. Bu bir belge. Haber tamamen belgelere dayanıyor. 6 yaşından beri istismara uğradığını ortaya koyuyor. Çok vahim şeyler anlatıyor. Anlatırken insan dehşete kapılıyor. Ağlıyor kızımız. Bu bir oyun diyor. Kimseye anlatma diyor. Kızımız evde nasıl yok sayıldığını bütün detaylarıyla anlatıyor.
Hale'nin yaş tespiti için kemik testine 21 yaşındaki biri götürülüyor.
17 yaşındaki çocuğun olduğunu söylüyor ve daha sonra doktora gidiyor ve 6 yaşından beri kocasının tecavüze uğradığını söylüyor.
Tarikatlar habere saldırıya geçtiler. Bir de H'nin kardeşleri konuştu. Hakikaten o çocuklara üzülüyorum. Onlar da bir dram yaşıyorlar. Başından beri iddianamede de anne baba ve Kadir İstekli kızın psikolojik sorunları olduğunu ve bu yüzden yalan söylediği iddiasında bulunuyor. Ama iddianameye baktığınızda çok detaylı anlatıyorlar. Kardeşleri hakkında ne denir bilmiyorum. Birinci ses kaydı var. Kadir İstekli çok açık bir şekilde kabul ediyor. Ses kaydı çok önemli bir ikrar içeriyor.
Tabii biz susmayacağız. Bu ülkenin bu karanlığa bir çocuk daha vermeye tahammülü olmamalı"
"BU MÜNFERİT BİR OLAY DEĞİL"
Gazeteci Ayşe Çavdar da yayına katılarak şunları söyledi:
"Bu münferit bir olay değil, ortaya çıkması münferit. Sadece anne baba değil bütün bir cemaat sorumlu bu olayda. Şahitler kimler nikahta? Nasıl duyuruldu bu iş? Bu yalnızca 1-2 kişinin yaptığı bir iş değil. Bunu bilenlerin tamamının suça karıştıkları bir halden bahsediyoruz.
Genelde şeyhler bu durumda evlenen taraftır. Bu benim aklıma aslında daha büyük bir şey olduğunu onu kapatmak için düzenlenen bir evlilik olduğunu getiriyor. Bu olayın o tarafına da bakılması gerekiyor. Bunun örgütlü bir suç muamelesi görmesi gerekiyor.
AKP döneminde cemaatler çok ciddi bir şekilde nitelik değiştirdiler. Cemaat içerisindeki çocukların değeri bu insanların gözünde artmış vaziyette. Şu yeni vaziyette çocuklar ailelerin cemaatlerin yarattığı olanaklardan yararlanmak için verdiği bir kontrat gibi.
"HER ÇOCUK İSTİSMARINI DİNLE ÖRTBAS EDİYORLAR"
Yayına konuk olan gazeteci Mustafa Hoş da şunları kaydetti:
"Her çocuk istismarında aynı pervasızlıkla bunu dinle örtmeye çalışıyorlar. Bu ülkenin dindarları da sessiz kalıyorlar.
Tarikatların emniyette ne kadar güçlü olduklarını biliyoruz. Yargıda da güçlüler. Yoksa kolay değil. Hiçbir hakim vicdanıyla bu kararı vermez. Yeryüzünün en korkunç eylemini kanıksama hali oluşuyor. Çocuğa kötülük yapılan her yer de susan herkes suç ortağıdır.
Bunun araştıran her gazetecinin desteklenmesi lazım. Timur'un yalnız kalmaması lazım. Her yerden saldıracaklar. Bu çocuk istismarı konusunda Türkiye'nin kendisini biraz sorumlu hissetmesi lazım."