Yunanistan ve Türkiye bürokrasisi arasında sıkışan cinayet: Barış Büyüksu'nun dosyası buhar oldu, katili ortada yok!
Türk vatandaşı Barış Büyüksu, Yunanistan üzerinden Fransa'ya geçmek üzereyken yakalandı, Yunan ekiplerince gördüğü işkence sonucu hayatını kaybetti. Gerçek Gündem'e konuşan Büyüksu'nun kuzeni, Barış'ın dosyasının 1 yılı aşkın bir süredir Türkiye ve Yunanistan arasında mekik dokuduğunu bildirdi.
EGEMEN İSAR-GERÇEK GÜNDEM
Yunanistan'ın göçmenlere uyguladığı politika ve hiçbir şekilde göçmen kabul etmeyişi dünya gündemine, bazı acı olaylarla birlikte geliyor. Ege sularında can veren göçmenlerin yanı sıra, sınırı geçmeye başaran insanlar da şiddete uğruyor.
Ülkelerinden "daha iyi bir yaşam" hayaliyle Avrupa’ya doğru yola çıkan göçmenlerin ilk durağı olan Yunanistan'ın, yakaladığı göçmenlere işkence uyguladığına dair görüntüler ve raporlar yayımlandı.
CEZAEVİNDEN ÇIKIP İŞ BULAMADI, FRANSA'YA GİTMEK İSTEDİ
Bunun somut örneklerinden birisi 2022 yılının 20 Ekim’inde yaşandı.
Barış Büyüksu adındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, gençlik yıllarında karıştığı kavga ve yaralama suçlarından ötürü 2009-2010 yılları arasında cezaevine girdi. Pandemi zamanı izin ile serbest kalan Büyüksu, adli süreci ve yargılaması devam ettiği için hiçbir iş bulmadı ve Fransa’nın Marsilya şehrine kuzenlerinin yanına iltica etmeye karar verdi.
Geçmiş hayatını ardında bırakarak yeni bir hayat kurmak isteyen Büyüksu, Fransa’ya iltica etmeden önce Yunanistan’ın Kos Adası’na geçti.
Kuzeni Metin Bircan ile iletişimde olan Barış Büyüksu, onunla iletişim kurmak ve durumunu bildirmek için Apple telefonundaki Icloud bilgilerini paylaştı.
YUNANİSTAN SAHİL GÜVENLİĞİ BOTU YAKALADI, AİLESİYLE İLETİŞİMİ KESİLDİ
Metin Bircan’ın Gerçek Gündem’e aktardığı bilgilere göre ailesinin Büyüksu ile iletişimi 20 Ekim 2022 tarihinde koptu. Göçmen botu ile Kos Adası’ndan Atina’ya, oradan da Fransa’ya geçmek için denize açılan Büyüksu’nun bulunduğu bot, Yunanistan Sahil Güvenlik Ekipleri tarafından durduruldu ve Büyüksu ile birlikte botta bulunan 15 Filistinli göçmen Kos Adası’ndaki ‘Geri Gönderme Merkezi’ne getirildi.
GÖÇMENLER "İŞKENCEYLE ÖLDÜ" DEDİ
Filistinli göçmenlerin, Türk yetkililerce alınan ifadelerinde ve yetkililerin Barış Büyüksu’nun ailesine ilettikleri bilgilere göre, Yunan ekipler Büyüksu’yu ayrı bir yerde tuttu ve ona bir gün boyunca işkence uyguladı. Gözleri kapalı ve çıplak bir biçimde işkence gören göçmenler, Barış’ın çığlıklarını duyduğunu ve ona elektrik verdiklerini kaydetti. İşkenceye dayanamayan Büyüksu'nun hayatını kaybettiğini de aktardılar.
CANSIZ BEDENİ BODRUM KIYILARINA VURDU: ADLİ TIP İŞKENCEYİ TESPİT ETTİ
Yunanistan güçlerinin Barış Büyüksu'nun cansız bedenini denize attığı, beraberindeki Filistinli göçmenleri de bota bindirdiği bildirildi. Büyüksu’nun cansız bedenini bota alan göçmenler Kos Adası’ndan Bodrum kıyılarına vurdu.
Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı ve Muğla Adli Tıp Birimleri’nin yaptığı inceleme sonucu bedenin Barış Büyüksu’ya ait olduğu anlaşılınca 22 Ekim 2022 tarihinde aileye haber verildi.
Suç kaydı olduğu için parmak izinden kimliği tespit edilen Büyüksu’nun bedeninde ilk incelemeyi yapan Bodrum Adli Tıp Birimleri, Barış’ın işkence gördüğünü, vücudundaki morluk ve eziklerden saptadı. Otopsi sonrası Barış’ın cansız bedenini gören aile, Büyüksu’nun bedeninde ağır yaraların olduğunu açıkladı.
DIŞİŞLERİ YETKİLİLERİ AİLEYLE GÖRÜŞTÜ
Büyüksu’nun kuzeni Metin Bircan, Barış’ın bedeninin Bodrum’dan, otopsinin detaylı incelenmesi ve asıl ölüm sebebinin saptanması için İstanbul Adli Tıp Birimi’ne gönderildiği ve burada da incelendiğini aktardı. İstanbul’da yapılan incelemede Barış’ın vahşice ve canavarca öldürüldüğü, ağır işkence gördüğü ve darp edildiği belgelendi.
İstanbul’daki inceleme sonrası aile Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ile iletişime geçti.
Çağdaş Hukukçular Derneği ve Legal Centre Lesvos Derneği avukatları ile Barış’ın katillerinin sorumlularının bulunması için mücadele eden aile Dışişleri Bakanlığı’nın yönlendirmesiyle Rodos Başkonsolosluğu ile iletişime geçti.
Bunun öncesinde Dışişleri Bakanlığındaki memurlar, avukatlar ile iletişime geçti ve aileye destek olacaklarını belirtmelerinin yanında konuyla ilgileneceklerini söyledi.
Ayrıca HEDEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile iletişime geçen aile, Gergerlioğlu’nun 10 Haziran 2023’te konuyu TBMM gündemine taşıdığını da kaydetti.
DOSYA 1 YILDIR SÜRÜNCEMEDE
Aile Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) 14 Haziran’da konuyla ilişkin bir dilekçe yazdı.
Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın çelişkili ifadeler verdiğini söyleyen ve topu sürekli Yunanistan’a attığını söyleyen aile Rodos Başkonsolosluğu üzerinden Yunanistan’ın Atina Büyükelçiliği’ne ulaştı ve Yunanistan Dışişleri Bakanlığı ile iletişime geçti ancak dosyayla ilgili birime ulaşma çabalarında sonuç alamadı.
CİMER’e yazılan dilekçe sonucu kurum 17 Haziran 2023’te Rodos Büyükelçiliği’ne bir yazı gönderdi. Yazıda Atina Büyükelçiliğinin, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın A4 ve E3 birimlerine Nota gönderdiği belirtildi.
İlgili yazıda, “Sayın Bircan, Atina Büyükelçiliğinin bahsekonu Notaları Yunanistan Dışişleri Bakanlığının A4 ve E3 Dairelerine teslim edilmiştir. İyi günler diliyoruz. T.C. RODOS BAŞKONSOLOSLUĞU” ifadeleri yer aldı.
A4 ve E3 daireleri ile iletişime geçmeye çalışan aileye E3’ten hiçbir dönüş gelmezken A4 birimi ailenin avukatlarına ulaşarak herhangi bir kayıp ihbarı olmadığını, Türk yetkililerden herhangi bir dosya gelmediğinden bir soruşturma da yürütülmediğini belirtti.
Metin Bircan, Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığından, dosyanın Yunanistan’a iletildiğinin dönüşünü aldığını kaydetti.
İZMİR BAROSU ÖNÜNDE EYLEM YAPTILAR
ÇHD’li ve Legal Centre Lesvos Derneği avukatları ile Büyüksu’nun ailesi, 3 Kasım 2023’te İzmir Barosu’nda bir basın açıklaması düzenleyerek, iki devlet bürokrasisi arasında sıkışıp kalan Barış Büyüksu cinayetinin aydınlatılmasını istedi.
İzmir Barosu’nda yapılan basının açıklamasının tam metni şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Barış Büyüksu, 22.10.2022 tarihinde Bodrum açıklarında 15 Filistinli göçmenle beraber yelkensiz bir can salı içinde Türk Sahil Güvenliği tarafından bilinci kapalı şekilde bulunmuş, tıbbi müdahale için ambulans beklenirken yaşamını kaybetmiştir.
Barış’ın yaşamını yitirmesi üzerine Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ceza soruşturması kapsamında Barış Büyüksu ile birlikte olan Filistinli göçmenlerin tanık sıfatı ile ifadeleri alınmıştır. Tanıkların ifadeleri, olayın Yunanistan devlet güçleri tarafından gerçekleştirildiğine ve göçmenlere sık sık uygulanan “geri itme” (pushback) pratiğinin bir parçası olduğuna işaret etmektedir. Tanık ifadelerine göre, Barış, Kos Adası’nda kaba dayak ve elektrik yoluyla işkenceye maruz kalmıştır. Soruşturma kapsamında düzenlenen Adli Tıp Raporu da tanık beyanlarını doğrular içeriktedir. Adli Tıp Kurumu 1. Adli İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen rapor da Barış Büyüksu’nun ölüm sebebinin “genel beden travmasına bağlı çoklu kot kırıkları ve yaygın yumuşak iç doku kanaması” olduğu belirtilmiştir. Yani, Büyüksu’nun maruz kaldığı travmayla ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu Türkiye’de yürütülmüş ceza soruşturması kapsamında tespit edilmiştir.
Barış Büyüksu’nun yaşamını bu şekilde kaybetmesi üzerine adalet arayışında olan ailesi Şubat 2023’de Çağdaş Hukukçular Derneği’ne hukuki destek talebiyle başvuruda bulunmuştur. Yargılama sürecinin hem Türkiye’de hem Yunanistan’da paralel yürütülmesi gerekliliğiyle adalet arayışındaki ailenin avukatlığını Çağdaş Hukukçular Derneği ve Legal Centre Lesvos (Midilli Hukuk Merkezi) olarak birlikte üstlenmiş bulunmaktayız. Dünyada Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Avrupalı Hukukçular Derneği’nin (ELDH) üyesi olan kurumlarımız adına, öncelikle tüm duyarlı kamuoyunu Barış Büyüksu ve yasa dışı geri itmeye (pushback) maruz bırakılan tüm göçmenler için adalet çağrısında bulunmaya çağırıyoruz. Bu adalet çağrısının bir parçası olarak soruyoruz: Barış Büyüksu Dosyası Nerede?
Barış sınır politikaları yüzünden yaşamını kaybetti! Ailesi ise devletlerarası bürokrasi yüzünden adalete erişemiyor!
Öncelikle açıklamamız ekinde sizlerle paylaştığımız belgelerden de görüleceği üzere Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı eliyle yürütülen ceza soruşturması oldukça kapsamlı ve ayrıntılıdır. Soruşturma savcılığı tarafından bu soruşturma dosyası Yunancaya çevrildikten sonra dosyanın tamamı, adli yardımlaşmanın sağlanabilmesi için Yunanistan yetkili adli makamlarına gönderilmek üzere Adalet Bakanlığı’nın Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’ne iletilmiştir. Bodrum Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan soruşturmada faillere yöneltilen suçlama; “canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme” (TCK m.82/1.b) ve “neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence” (TCK m.95/4) olarak tanımlanmıştır. Ancak Legal Centre Lesvos tüm sistematik uğraşlarına rağmen dosyaya Yunanistan’da ulaşamamaktadır.
Yunanistan Dış İşleri Birimleri, prosedürel olarak belgelerin önce Türkiye Adalet Bakanlığı’ndan (spesifik olarak Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünden) Türkiye Dışişleri’ne, oradan da Yunanistan Dış İşleri dolayımıyla Yunanistan Adalet Bakanlığı’na ulaşması gerektiğini tarafımıza belirtmişlerdir. Ancak tüm girişimlerimize rağmen dosyanın Yunanistan Dış İşlerine ulaşıp ulaşmadığı tespit edilememektedir.
Ailenin dosyanın bulunması için destek talebine olumlu yanıt veren Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu Türkiye Dışişleri Bakanlığı’yla irtibat kurmuştur. Bu irtibatın neticesinde Dışişleri Bakanlığı’nın, Atina Büyükelçiliği’ne, Yunanistan Dışişleri’ne “Türkiye’den iletilen soruşturma dosyasına dair bir ilerleme olup olmadığı noktasında bilgi edinme amaçlı” içerikli bir nota gönderme talimatı verdiği belirtilmiştir. Fakat gönderildiği belirtilen bu notaya dair de Legal Centre Lesvos tarafından bir bilgi edinilememiştir. Notanın gönderildiği adres, gönderilme tarihi ve protokol numarası biliniyor olmasına rağmen Yunanistan Dışişleri’nin farklı departmanlarıyla kurulan temaslarda notanın varlığı dahi teyit edilememiştir.
Adalet arayışında ısrarcı olan aile, bu tablo karşısında CİMER üzerinden Rodos Konsolosluğu’yla iletişime geçmiştir. Rodos Konsolosluğu Atina Büyükelçiliği’nin ilk notaya müteakip benzer içerikli toplam 3 nota gönderdiğini teyit ettirmiştir. Ancak bu notalara da Yunanistan makamlarından erişilememekte ve varlıkları teyit edilememektedir. İletişime geçilen Yunanistan Dışişleri makamları ve müdürlükleri ya böyle bir soruşturma dosyası yahut notanın kayıtlarında yer almadığını söylemekte ya da muhatap kurum / müdürlük olmadıkları gerekçesi ile Legal Centre Lesvos’u başka kurumlara yönlendirmektedir.
Sonuç olarak ayları bulan bu yoğun çabalara rağmen, bugün Barış’ın dosyası hala “kayıp”tır. Ancak gerek Barış’ın ailesi gerekse hukuk kurumlarımız Barış için adalet sağlanana kadar hukuki sürecin takipçisi olacaktır.
Başka Barışların geri itme yoluyla katledilmemesi için adalet arayışımız sürecek!
Bilindiği üzere, “geri itme” kavramının uluslararası literatürdeki tanımı “göçmenlerin veya mültecilerin, devlet veya devlet içi otoritelerce, zorla ve yasa dışı olarak, öznel durumlarından bağımsız ve sığınma başvurusu yapmalarına müsaade edilmeksizin, geçtikleri sınırın diğer tarafına bir dizi eylem sonucu geri itilmeleri” şeklindedir. Yani geri itme pratiği, aslen göçmenlerin yasa dışı yöntemlerle geldikleri ülkeye geri gönderilmeleri anlamına gelir. Bu yolla göçmenlerin uluslararası hukukça tanınmış olan sığınma yahut uluslararası koruma statüsüne başvuru haklarının önüne geçilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere birçok uluslararası sözleşme ve belgeye aykırı olan bu pratiğin ölüm, yaralanma, işkence gibi olası ve yaygın sonuçları yine başta AİHS’in yaşama hakkı ve işkence yasağı düzenlemeleri gelmek üzere uluslararası insan hakları kuralları çerçevesinde bir dizi ihlale yol açmaktadır.
Açık ki Barış’ın yaşadıkları bir istisna değildir. Yunanistan aleyhine geri itme bağlamında gerçekleşen hak ihlalleri nedeniyle hala yürüyen onlarca dava AİHM önünde beklemektedir. Ege Denizi her yıl yüzlerce göçmene mezar olurken, bir şekilde hayatta kalarak karaya çıkabilen göçmenlere işkence uygulandığına ilişkin haberler ve raporlar son dönemde sıklaşmıştır. Göçmenlere uygulanan bu kuralsız politikaya karşı ses çıkarmak hukuki sorumluluğumuz olduğu kadar bir insani ödevdir.
Bu noktada ÇHD ve Legal Centre Lesvos olarak kamuoyundan, hak savunucularından ve yetkililerden taleplerimiz aşağıdaki gibidir:
- Öncelikle Yunanistan ve Türkiye’deki hak savunucularının Barış için Adalet talebimize katılmalarını talep ediyoruz. Barış yasa dışı geri itme sonucu yaşamını kaybeden ilk göçmen değil, son da olmayacak! Hak savunucularını gerek Barış için Adalet mücadelemizde gerekse geri itmelere karşı mücadelemizde yanımızda olmaya çağırıyoruz.
- Basın emekçilerinin Barış’ın ailesinin adalet talebini görünür kılmaya davet ediyoruz.
- İki ülke bürokrasisi arasında kaybolan dosyanın bulunması için milletvekillerini ve Bakanlıkları göreve çağırıyoruz.
- Yunanistan yetkililerini bir an önce Barış Büyüksu’nun ölümü konusunda ivedilikli etkin bir yargılama süreci başlatmaya çağırıyoruz!"
Kaynak: Gerçek Gündem