Zeydan Karalar'dan "istifa" yanıtı: Asıl suçluları göz ardı ediyoruz gibi geliyor bana
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adana'nın Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, "İstifa etmeyi düşünür müsünüz" sorusuna, yanıt verdi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adana Büyükşehir Belediye'sinin Başkanı Zeydan Karalar, "İstifa etmeyi düşünür müsünüz" sorusuna, "İstifayı gerektiren bir sorumluluğumuz olduğunda yerine getiririz. Bu işi doğru mecradan saptırmamak gerekiyor. Asıl suçluları göz ardı ediyoruz gibi geliyor bana" yanıtını verdi.
Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Antakya, Elbistan, Maraş, Adıyaman sözkonusu olunca bizim deprem hafif kaldı. Ama düşünün bir Elazığ, İzmir depreminden kaç kat büyük Adana depremi. 460 vefat sayımız var. Aslında küçük değil.
Deprem durur durmaz üstüme bir şeyler aldım, hanıma 'komşularla birlikte bahçede otur' deyip acele çıktım. Arabaya bindim, nasıl bir şey, 3-5 dakikada müthiş trafik sıkıştı. Arabadan indim, koşa koşa yıkılan binaların oradaydım. 8 ya da 9 yaşındaki evladımız boynuma sarıldı, 'Zeydan amca babamı kurtar' dedi. O anda bütün Adana'yı teyakkuza geçirdim. İlk önce ambulansı çağırdım, sonra iş makinalarını ve daha sonra itfaiye ekiplerini çağırdım.
10-15 dakikada yıkılan yere gideceksiniz, milleti teyakkuza geçireceksiniz, arama kurtarma ekipleri binanın yanında olacak, bu hakikaten hızlı oldu.
Şu anda yıkılan binaların tamamı 99'dan önce inşa edilmiş binalar. Arkadaşlarıma hemen envanter çıkarmalarını istedim. Yeni yapılan binalar içerisinde hiç yıkılan yok. 99'dan sonra yapılan binalardan yıkılan hiç yok yeni Adana bölgesinde. O zamanlar deprem yönetmeliği çıkmamış yapılar. Bu da yapanı ve müteahhidi aklamaz.
7.7 deprem Adana'da olsaydı muhtemelen orta hasarlı tespit ettiğimiz binaların büyük bölümü yıkılırdı. 2007'den sonra yapılan binalar depremde yıkılırsa bu çok kötü bir şey. Ne yazık ki 99'dan önce ağır yaptırımlar olmadığı için.
Yıkım esnasında arkadaşlara molozların tamamını ayrı ayrı düzeceksiniz, hiçbir apartmanın döküntüsü, molozu birbirine karışmayacak dedim. Sorumlu olanların ceza almasını biz istiyoruz. Vatandaş 'binaları yapanlar suçlu değil mi' dedi. Elbette suçlu. Ancak ona yargı karar verecek.
Şu anda savcılar çalışıyorlar, kimlerde ne hata bulacaklar, ne suç bulacaklar gereğini yapacaklar elbette. Şu anda eski binaları yapanlar göz altında. İnsan hayatı çok önemli. 99'dan önce yapılan binalarla ilgili çok bir şey söylemek ne kadar doğrudur onu bilemem. 2001'den sonra yapı denetim şirketleri kuruldu devlet tarafından. Belediye başkanlığı, imar daire başkanlığı ruhsatı inceler, uygunsa onay verirler ve inşaata başlar. İnşaata başladıktan sonra artık yapı denetimin işidir. Müteahhit uygun demir, çimento kullanıyor mu diye.
Seyhan Belediye Başkanı iken şunu gördüm, ruhsat veriyoruz, inşaat bitiyor. Diyelim ki inşaat bitiyor, vatandaş sonra bizden iskan almaya geliyor. Bakıyoruz ki binada fazlalık var. Aslında orayı yıkmamız lazım. İlçe belediye başkanlarına öneri olarak sunuyorum. Yapı denetim firmalarını çağırdım 'Arkadaşlar bunu denetleyeceksiniz' diye. 'Yüzde 50'si bittiği zaman bize geleceksiniz onay alacaksınız, yine devam edeceksiniz' demiştim. Sanıyorum iki yapı denetim firmasının işleri bitmesi noktasında bir uygulama başlattım.
Şimdi istifayı gerektiren bir sorumluluğumuz olduğunda bunun gereğini yerine getiririz, bu net. Bu işi doğru mecradan saptırmamak gerekiyor. Asıl suçluları hafif gözardı ediyoruz gibi geliyor bana. Büyükşehir belediye başkanlarının yapı ile ilgili büyük bir sorumluluğu yok. Yetkisi de yok. Sorumluluk ilçe belediyelerinde ve onu denetleyen yapı denetim. Bunları affeden devlet. Göz göre göre fazla yapmış. Yanlış yapan, insanın ölümüne neden olan bir hata yapıldıysa gereği yapılmalı.
8 katlı binayı hiç affetmeden yıktık. Yıkmak istediğimiz bir sürü bina oldu. Mesela fazla yapılan binayı tespit ettik, arkadaşlarımıza mühürlettik. Fakat Türkiye'de yasa dinlemeyen kesim var. Sonra polis marifetiyle yıkın dedim. Vatandaş barışa başvurdu ve o binayı yıkamadık.
Konuyu çok ciddi ele almak gerekiyor. Türkiye bir deprem bölgesi. Üstelik ön sıralarda deprem bölgesi. Dünyada bu kadar ülkede ilk 10'a girer Türkiye depremde. Riskli binaların olduğunu biliyoruz, imar affından faydalanan binaları biliyoruz. Bunları aslında konuşmak lazım. Biz deprem bölgesiyiz, bölgenin yaratacağı olumsuzlukları azaltmakla ilgili hiçbir şey yapılmadı.
Deprem oldu kimse hangi partiye oy verdiğine bakmaksızın herkes yardıma koşuyor. Oysa afeti engelleyecek, azaltacak hangi eylemimiz var? Gerçekten olayı başka yere götürdüğümüz zaman esas işin sorumluları, tedbir alması gerekenler... Adana deprem bölgesi, hocalarımız geldi. Adana'da ne kadar hasarlı binalar var, fotoğrafları çekiyoruz. Güçlendirme çalışmalarını başlattık. Olası depremde zarar görecek binaların tamamını fotoğrafını çekip proje yapacağız.
Arama kurtarma kimin, çadır kurmak kimin, konteyner kurmak kimin, ben bunu tartışmıyor. Bugün 300 bina yıkıldığında hemen müdahale edecek hazırlıklar yapıyoruz. Orta hasarlı binalar kurtarılabilir. Bunlarla ilgili çalışmayı başlattık. Şimdi 20 bina seçtik, onlara başlanılacak. Ortalama ücret çıkarılacak. Hızlıca orta hasarlı binaların kuvvetlendirilmesi çalışmasını başlattık. Belki Türkiye' de ilk yapan biziz. Adana'nın dirençli kent olması için çalışıyoruz. Bundan sonra Seyhan bölgesine gidiyoruz. Deprem nerede olacaksa orada hazırlık yapıyoruz.
Yarını beklemeden, gerekli işlemleri yapıp, önlemleri alacağız.