Türkiye, pandemiyle mücadelenin sonuna mı geldi? 'İyimser açıklamaların dayanağı yok'

Sağlık Bakanı Koca'nın açıklamaları, akıllara 'Pandemiyle mücadelenin sonuna mı gelindi?' sorusunu getirdi. Bakan Koca'nın son açıklamaları ne anlama geliyor, uzmanlara sorduk.

Türkiye, pandemiyle mücadelenin sonuna mı geldi? 'İyimser açıklamaların dayanağı yok'

Koronavirüs pandemisi 2 yıldan uzun süredir hayatımızın merkezinde. Salgın, birbiri ardına gelen dalgalar ve farklı varyantlarla bir numaralı gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Ülkeler, farklı tedbir ve önlemlerle salgınla mücadeleye etmeye çalışıyor. Çin, 'sıfır vaka' politikası izlerken, Danimarka vakaları kontrol altına aldığını açıklayarak salgın tedbirlerini şubat ayından itibaren tamamen kaldıracağını duyurdu. Türkiye'de de Danimarka ile benzer bir tablo yakın mı? Pandemiyle mücadelenin sonuna mı gelindi? Fahrettin Koca'nın son açıklamalarını TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ve Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'a sorduk.

Sağlık Bakanı Koca, 29 Ocak'ta yaptığı açıklamada, "Artan vaka sayıları konusunda sağlık bakanınız olarak yüksek sesle söylüyorum. Endişe etmeyiniz. Hastalık eski günlerindeki gücünde değil. Grip olan vatandaşlarımızın sayısını günlük olarak ilan etsek benzer manzaralarla karşılaşırız. Müsterih olunuz." ifadelerini kullanmış, bu ifadeler önlemlerin tamamen ortadan kalkacağının mesajı olarak yorumlanmıştı.

Koca'nın dün yaptığı "Omicron varyantına bağlı vaka sayılarındaki artış salgının ilk donemlerindeki sonuçlara sebep olacak bir artış değil. Toplum önemli ölçüde aşılı. Hastalık hafif seyrediyor. Tedbir ise halen şart. Aşı (Turkovac) ve kişisel tedbirler ile salgın gündeminden çıkma zamanı." açıklaması da yine aynı mesajı destekler nitelikteydi.

TTB BAŞKANI FİNCANCI: İYİMSER AÇIKLAMALAR REHAVETLE KARŞILIK BULUYOR

Konuyla ilgili görüşlerini sorduğumuz Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "Gerçek bir açıklama değil, bunu biliyoruz. Çünkü 90 binin üzerinde vaka açıklıyorlar. Bütün bunlara rağmen iyimser açıklamalar, bu kadar uzun süreli zorlanmaya yanıt olarak toplumda gerçek olmayan bir rehavetle karşılık buluyor. İnsanlar, sürekli tedirgin ne olacağını bilmedikleri bir süreçle karşı karşıya olmanın getirdiği kaygılarla beraber gerçekten çok yoruldular. Dolayısıyla bu tür iyimser açıklamalar olunca da ona sarılıyorlar. Ama bu açıklamaların altında bir dayanak yok ne yazık ki." dedi.

Fincancı, "Baktığımızda gerçekten de vaka sayıları inanılmaz düzeyde artmış durumda, hastaneler ve yoğun bakımlar dolu. Üstelik yoğun bakıma yatışı olan kişiler önemli ölçüde aşısızlar ya da eksik aşılılar. O yüzden böyle iyimser açıklamaların dayanağı yok." ifadelerini kullanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Omicron varyantının davranışını öngörüyormuş gibi bir açıklama da çok doğru değil. Birincisi daha bulaşıcı olduğunu biliyoruz. Çok daha fazla vaka oluyor. Bunu şu anki tablodan anlamak mümkün. Daha fazla vaka demek, ister istemez ölüm de demek. Çünkü akciğer tutulumu Omicron varyantında sık olmasa da görülen bir durum. Özellikle aşısızlarda görülüyor. Biz bu insanları kaybediyoruz."

Fahrettin Koca'nın yerli aşı Turkovac'la ilgili açıklamalarına yönelik ise Fincancı, şunları kaydetti:

"Turkovac ile devam etmek istedikleri ve dolayısıyla BioNTech alımı yapmayacaklarını düşündürüyor. Ama nasıl ilerleyecek bilemiyoruz. Başından beri aşılarla ilgili açıklamalar da son derece tutarsızdı. İlk başta Türkiye sadece Sinovac ile anlaşma yapmıştı ve CoronaVac aşısı gelmişti. Bakan Koca'nın mRNA aşılarına güvensizlik yaratıcı açıklamaları olmuştu ve o dönemde de aşı tereddütünü arttırmışlardı. Şu kadar geliyor, bu kadar geliyor derken tedarik sorunu yaşandı. Başından beri talihsiz açıklamalar yapıyorlar. İnsanların güven duygusunu sarsmak, aşı tereddütü yaratmak ciddi soruna dönüşmüş durumda. Turkovac'la ilgili hala verilerimiz yok elimizde. Çalışmanın sonuçları açıklanmış değil. O nedenle etkinliği konusundaki elimizdeki veriler yeterli değil. Ancak pek çok insan bu açıklamalar nedeniyle Turkovac aşısını bekledi. Bu arada da aşısız kaldı ve hastalanıp ölenler oldu."

"VERİLER EKSİK VE GERÇEĞİ YANSITMIYOR"

"Bakan Koca'nın açıklamaları 'normale dönüş' sinyali olarak yorumlandı, peki vaka tablosunun yayınlanması da birkaç ay içinde tamamen bırakılabilir mi?" sorumuza Fincancı'nın yanıtı şöyle oldu:

"Veriler son derece eksik ve ne yazık ki başından beri gerçeği yansıtmayacak şekilde paylaşılıyor. İlk zamandan itibaren veri paylaştıklarını iddia ediyorlar ama aslında veri yok ortada. Hasta/vaka ayrımı yaptılar, turkuaz tablodaki verileri değiştirdiler. Ağır hasta dediler neye göre dedikleri belirsiz bir şekilde... Ne yazık ki böyle bir sorunumuz zaten var. Koronavirüsle ilgili 90 bine yakın bir ölümden söz ediliyor. Ama özellikle ölüm verilerini paylaşan belediyelerin verileri üzerinden bakıldığında, geçmiş yılların ortalamalarıyla karşılaştırıldığında 250 bine varan fazladan ölümle karşı karşıya Türkiye. O yüzden ciddi anlamda bir veri eksikliğiyle karşı karşıyayız.

Bu fazladan ölümlerin bir kısmı hastanelerin koronavirüs vakalarıyla dolu olması nedeniyle sağlığa erişim eksikliğinden kaynaklanan ölümler. Onlar da dolaylı Kovid-19 ölümü olarak adlandırılabilir. Bir kısmı da gerçeken Kovid-19 nedeniyle yaşanan ölümler. Verileri zaten paylaşmadıkları için şimdi tamamen paylaşmaktan vazgeçmeleri de beklenebilir."

"TTB OLARAK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK"

2020 yılının ölüm verilerinin halen paylaşılmadığını söyleyen Fincancı, "Veriler ellerinde olmadığı için değil ancak paylaşmama konusunda bir irade gösteriyorlar. Defalarca yazıyoruz ama yanıt alamıyoruz. Mutlaka paylaşılacak ama bu tabloyu gördüğümüzde çok üzücü olacak. TTB olarak bu salgını yönetme konusunda sorumluluğu olan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, Sağlık Bakanlığı ve çalışma ortamlarını güvenli hale getirecek adımları atıp denetimleri yapmadığı için Çalışma Bakanlığı hakkında yaşam hakkı ihlalinden suç duyurusunda bulunduk." diye konuştu.

PROF. ŞENOL: ENDEMİK OLMASI HASTALIĞIN HAFİF OLDUĞU ANLAMINA GELMİYOR

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Esin Davutoğlu Şenol ise pandeminin henüz bitmediğini ve tam ortasında olduğumuzu söyledi. Şenol, "Bazı ülkeler yaptıklarıyla bağlantılı olarak kontrol altına almayı başardıklarına ilişkin kesişim noktası belirleyip bazı önlemleri kaldırdılar. Önlemlerin hepsi birden hiçbir ülkede kaldırılmadı. Pandemi hala merkez tarafından yakından izleniyor. Bazı kişisel önlemler konusunda Danimarka, kontrolü sürdürebileceğini düşündüğü için bazı önlemleri kaldırıyor. İngiltere bazı önlemleri kaldıracağını ilan etti ama takibi sürdürüyor. Pandeminin tam neresinde olduğumuzu bilmiyoruz. İlan edileli 2 yıl oldu. Ancak pandeminin ne zaman çıkışa gideceğini görmüyoruz. Zaten kontrol altına alabilmeyi başarmış ülkelerde ölüm sayıları haftalarca 50'li sayıların altında olur, test pozitiflik oranları yüzde 5'lerin altına iner. Bu haftalarca sürdürülebilir bir durum olarak gösterilir, ondan sonra kontrol alarmlarını açar ve takibe geçerek sokaktaki kısıtlamalardan bazılarından ödün verebilir. O da aşılamalar yüzde 80-85'in üzerinde ise. Bizde pozitiflik oranları şu an yüzde 20'ler civarında..." dedi.

Şenol, bazı önlemleri kaldıran ülkelerde pandeminin bittiğinin ilan edilmediğini, bunun yalnızca "endemik düzeyde ben kontrol altına almaya çalışacağım" demek olduğunu kaydetti, "Endemik olması hastalığın hafif olduğu anlamına gelmiyor, sürekli kontrol altında tutmak demek." değerlendirmesini yaptı.

PROF. CEYHAN: PANDEMİYLE MÜCADELE DİYE BİR ŞEY YOK

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise, "Vakalar bittiği zaman pandemi biter." değerlendirmesini yaparak şunları kaydetti:

"Ortada pandemiyle mücadele diye bir şey yok. Aşılama iyice düştü, düşük miktarda aşılama yapılabiliyor. Omicron çıkınca 3 doz aşılama gerekti. Diğer ülkeler yol alırken biz yerimizde sayıyoruz. Yurt dışından girişleri iyice kolaylaştırdık, orada doğru dürüst tedbir yok. İçeride, yurt içinde bulaş noktalarına dair aldığımız bir önlem yok. Kapalı ortamlarda yapılan toplantılar, toplu taşıma araçlarına kalabalık noktasında bulaşı azaltmak için bir şey yapmıyoruz. Geriye sadece bireysel önlemler kalıyor. Bir taraftan Bakan sürekli 'tedbirlerimizi alacağız' diyor, öbür taraftan aşı olmanın, maske takmanın çok önemli olmadığını düşündürten mesajlar veriyor.

Zaten pandemiyle mücadeleyi baştan beri yanlış uyguluyoruz. Pandemiyle mücadele sahada vakaları azaltmak için yapılır. Pandemiyle mücadeleyi ne kadar çok hastanemiz, yoğun bakım yatağımız olursa biz başarılıyız zannettik. Halbuki o pandemiyle mücadele değil. Şimdi de üç beş pandemiyle mücadele yöntemini de kaldırıyoruz."

Etiketler
Ordu Türkiye