Elazığ'da sosyal konut hak sahipleri tepkili: Evlerimizi depremzedelere verdiler

Elazığ'da 2019'da yapım sözü verilen sosyal konutlar, 2020'deki Elazığ Depremi'nin ardından depremzedelere verildi. Kura ile bu evlerde yaşama hakkı kazanan vatandaşlar ise kendilerinden bugün çok daha fazla para istendiğini, mağdur olduklarını belirterek eylem yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2019 yılında açıklanan “Her Yıl 100 Bin Yeni Sosyal Konut Projesi” kapsamında Elazığ’a da bin 250 Sosyal konut yapılacağı duyurulmuştu. Elazığ Depremi’nden sonra sosyal konutlarda hak sahibi olan vatandaşlar adına yapılacak evler depremzedelere verildi.

Sosyal konutlarda hak sahibi olan dar gelirli vatandaşlardan, yapılacak evler için, 2019 yılında; 2+1 evler için 840 TL taksit ve 240 ay vade, 3+1 evler için 1.022 lira taksit ve 240 ay vade istenirken şimdi kendilerinden 1.700 ila 2 bin arasında taksit ödemesi ve ödemelerde memur zammı oranında artış istenmesi tepkilere neden oldu.

Bugün Elazığ Öğretmenevi önünde toplanarak haklarını isteyen Sosyal Konut Mağdurları kendilerinden istenen yüzde 10 peşinat oranının istenmemesini, sabit taksit tutarı isteklerini dile getirdi.

Sosyal Konut Projesi’nden ev sahibi olmaya hak kazanan vatandaşlar depremzedelere tanınan sabit ödeme faydalanmak istediklerini söylediler. Basın açıklamasına sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi.

Burada konuşan Türkiye Emekliler Derneği Şube Başkanı Vedat Gür, şunları söyledi:

“Sosyal konutlar projesinde ‘Yemişlik’teki 550 konut, Bizmişen’deki 700 konut için müracaat edebilirsiniz’ dendi. Sizler de o günkü şartlarda herhalde 4 bin kişi müracaat ettiniz. Ondan sonra 24 Ocak’ta Elazığ’ımızda büyük bir felaket yaşandı. Bu felaketten sonra yaraların sarılması adına devletimiz yanımızda oldu. Kaldı ki sizlerin kura tarihi olan 2020 1 Haziran’da kuralar çekildi. 4 bin 600 kişi arasından siz 1.250 kişi hak sahibi oldunuz. O günkü 1.250 olan, sonradan bin 306’ya çıktı, bu günkü internet sayfalarında bin 164 olarak açıklandı.

O günkü şartlarda 2+1 evler 85 metrekare, 3+1 evler 118 ile 120 metre kare olacaktı. 2+1 evlerin ödemeleri 900 ile 1.104 lira arası olacak, 3+1 evlerin ödemeleri de 1.200 ile 1.700 arasında olacaktı. 2+1’in peşinatları 12 bin ile 17 bin arası, 3+1’lerin de 27 bin lira olacaktı.

Kaldı ki depremden sonra çektiğimiz bu konutların teslim edilmesini beklerken, depremi sizler de yaşadınız. Aslında en fazla mağdur olan insanlar bugün burada toplanmış olan insanlardır.

Gönlümüze hoş gelmesi için bize danışılsaydı belki o gün evi yıkılan komşumuza biz de derdik ki bu evleri onlara verin. Ama maalesef ne devlet yetkilileri ne AFAD yetkilisi ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan biri gelip de ‘sizlerden bu evleri alıp onlara verelim mi, gönlünüz razı olur mu?’ diyen de olmadı. O evler o insanlara verildi.

Tamam, güle güle otursunlar. Dendi ki size sonradan ev yapılıp teslim edilecek. 2 yıl geçti. Çoğunuz konteynerde, çoğunuz çadırda. Çoğunuz göçebe hayatı yaşıyor. 10 gün baba evine, 10 gün kayınbaba evinde veya anne veya kayınvalide evinde kaldınız. Eşlerinizle çocuklarınızla bir gün oturup da rahat yemek yeme fırsatı bulmadınız. 23 Şubat’ta bu evlerin kat kuralarının çekilme haberi geldi. Bizler de sizlere haber ettik. Derneğimize kayıtlı 18 bin 500 üyeye gönderdik. Haberi alanlar geldi. Ödemeyi duyanlar isyan etti.

Bundan sonraki yapacağımız tek konu Cumhurbaşkanı’na gitmek olacak. Bugün bu toplantıdan sonra kendi aramızda 2-3 kişiye görev vereceğiz. Ankara’ya gidilecek. Ya Cumhurbaşkanı’yla ya parti genel başkanlarıyla ya da grup başkanvekilleriyle ya da meclis başkanıyla bu konuyu görüşüp Elazığ’da bu konuda bizimle ilgilenen olmadığını, tamamen topun Cumhurbaşkanı’na atıldığını, o vesileyle dile getireceğiz.

Bugün 2 bin 500 lira alan bir emekli ya da 4 bin 250 lira alan bir asgari ücretliden bahsediyorum. 2 bin 500 lira alan bir adam. Bugün 600 lira doğalgaz gelmiş, 400 lira elektrik gelmiş suyu, elektriği. 1.000 lira, 1.200 lira kirası var. 2 bin 500 lira alan adam bu ödemeyi nasıl yapacak?

Buradan devletimize ve devlet büyüklerimize sesleniyorum. Bu ödemenin en az 2 bin 500 lira kaldı ki 3 bin lira emekli maaşı alan veya dar gelirli adına Sayın Cumhurbaşkanımızdan devlet büyüğü olarak bizzat üstünde durarak bizim ödeyebileceğimiz makul bir fiyatın bizlere bildirilmesini arz ediyoruz.”

“BİZE 66 METREKARE VERMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Hak sahibi Sedat Gençoğlu ise şunları söyledi:

“Burada gördüğünüz kişilerin hepsi mağdur durumda. 90 metrekareleri kaldırdılar. Şu anda bize 66 metrekare ev vermeye çalışıyorlar. Herkes mağdur şu anda burada. Bir an önce bunun düzeltilmesini istiyoruz. Sabit ücret gelmesini istiyoruz. Hepimiz mağduruz. Depremzedelerle beraber biz de mağduruz. Yani bunların bir an önce yapılmasını istiyoruz.”

“HAKKIMIZ OLAN EVLERİ İSTİYORUZ”

Asiye Ayhan adlı vatandaş ise durumunu şöyle anlattı:

“Ben deprem mağduruyum. 2019 yılında sosyal konutlara yazıldık. Ardından deprem olduğu için iki senedir konteynerde evlerimizi beklemekteyiz. Bizim evimizi aldılar. Depremzedelere verdiler. Depremzedeler evlerini yüksek fiyatlara devrediyorlar. Biz hakkımız olan evlerimizi istiyoruz ve fiyatları çok fazla. Yani bunun bedeli, depremin bedeli bize yansıtılmamalıydı. Biz de hakkımızı istiyoruz ve sesimizi cumhurbaşkanımıza duyurmak istiyoruz.

Benim bir tane küçük kızım var her gün ağlıyor ‘anne niye evimize gitmiyoruz’ diye. O kızımın gözyaşının bedelini kim ödeyecek. Ben Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Lütfen buradan sesimizi duysun.”

“BU PARAYA VERECEKLERSE ZENGİN SOSYAL KONUTLARI DESİNLER”

Mağdur olduğunu belirten Mehmet Ova adlı vatandaş da şunları söyledi:

“2019’da sosyal konutta hak sahibi oldum. Ben bu evlere yazıldığım zaman bize dar gelirli dediler. O zaman bize bu evleri bu paraya verselerdi, zengin sosyal konutları deselerdi. Biz de bunlara yazılmazdık. Şimdi depremzedelere götürdüler bizim evleri verdiler. Onlar da su parasına içinde eğleniyorlar. Satan oluyor, hava parası alan var. Bizim evleri depremzedelere verdiler. Biz onlardan daha mağduruz. Kiracıyım ben konteyner kentte oturuyorum. Kışın soğuk, yazın sıcak. Her gelen milletvekili bize bir başka şey konuşuyor. O geliyor başka konuşuyor, o geliyor başka konuşuyor. Ben kendi adıma konuşuyorum. Bir asgari ücretle çalışan insanım. 4 bin 250 lira maaş alıyorum. Bana çıkan sosyal konutta 1.750 liralık (taksidi) ev çıktı bana. Ben buna 1.750 vereceğim, bir buçuk da elektrik su vereceğim. Etti 3 milyar 250. Ben soruyorum sayın Cumhurbaşkanımıza, milletvekillerimize veya Elazığ genel müdürlerine. Herkese soruyorum Gelin bir milyara siz yaşayın. 1.350 kiraya verdim. Bir milyara ben öğrenci mi okutacağım, yiyecek miyim içecek miyim? Bunu kendileri yapıyorsa biz de yapalım. Bize deselerdi bu dar gelirli sosyal konut değil zengin sosyal konutları. O zaman biz de çaremize bakardık. Aynı şekil götürdüler 2 evi 3 evi olan sözde depremzedelere bizim hakkımızı. O zaman diyorlardı ya biz gariban babasıyız. Zengin babalarıymış demek ki. Garibana öl zengine yaşa diyorlar. Böyle bir adalet olmaz.”

Mehmet Zekai Arı da şunları söyledi:

“Biz sosyal konutlara yazıldık. Depremden önce bunlar bize çıktı. Şimdi deprem vurduysa biz de depremzedeyiz. Bizim hakkımızı depremzedelere verdiler. Biz açıkta kaldık. Şimdi tutturmuş diyorlar 45-50 milyar ödeyeceksiniz. Eskiden ödeseydik 17 milyardı. Şimdi bu parayı nereden getireceğiz. Ben 65 yaş maaşıyla nasıl ödeyeceğim?”