TURYOL'dan 'zam' tepkisi: UKOME'deki iktidar temsilcileri talimatla hareket ediyor
TURYOL Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can, UKOME toplantısında zam talebinin reddedilmesine ilişkin olarak, iktidar temsilcilerinin talimatla hareket ettiğini söyledi.
Vapur işletmeciliği yapan TURYOL şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can, toplu taşıma ücretlerinin görüşüldüğü İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) toplantısında iktidar temsilcilerini eleştirdi. 2004 yılında bir yolcu ücretiyle 2,2 litre mazot alırken bu miktarın bugün 0,2 litreye kadar gerilediğini belirten Can, ayakta kalabilmek adına istedikleri artışa karşı çıkan iktidar temsilcilerinin, “Ben aldığım talimatlar üzerine hareket ediyorum. İster kabul edersiniz ister etmezsiniz. Benim burada sayım vardır, bu sayıya güvenerek bunu reddederim” anlayışıyla hareket ettiğini söyledi.
İBB, toplu ulaşım esnafının akaryakıtta yaşanan artış nedeniyle talep ettiği zammı, olağanüstü toplanan UKOME’nin gündemine sundu. Hükümet temsilcilerinin çoğunlukta olduğu UKOME’de teklif yine reddedildi.
Teklifin görüşmeleri sırasında sektör temsilcilerinden TURYOL’un Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can da söz aldı. Can, ulaşıma zam yapılmasının gerekliliğine ilişkin söylenmesi gereken her şeyin bugüne kadar yapılan tüm toplantılarda söylendiğini belirterek, “Bunları tekrar etmenin de hiçbir anlamı kaldığına inanmıyorum” dedi. Can, şöyle konuştu:
“YAPTIĞINIZ SEKTÖR TEMSİLCİLERİNE ZULMETMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL: Burada 'Yüzde 50 çoktur, bu zulümdür' diyenler, temel gıda ürünlerinden ete, süte, peynire, zeytine, domatese, bibere, soğana, patatese yüzde 50 ila yüzde 300 arasında zamla karşı karşıya kaldığımız bir ortamda, '1 liralık fark ödeyeceğim’ diye bunu zulüm gibi ifade etmeniz. Bu yaptığınız, esasında bu mevcut sektör temsilcilerine zulmetmekten başka bir şey değildir.
SİZİN ELİNİZDE BİR RAKAM OLDUĞUNA DA İNANMIYORUM: Biraz önce bakanlık temsilcisinin ifade ettiği, ‘Bizim de elimizde rakamlar var. Biz bu rakamlardan yola çıkarak belli bir fiyat artışı tespit ediyoruz’ deyişine de inanmıyorum. Çünkü böyle bir rakamın olabilmesi için bir sektör temsilcisiyle, iki değil, bir temsilciyle görüşüp muhakeme yapmış olmanız lazım. Eğer yapmış olmanıza rağmen elinizdeki rakamların doğru olduğunu söylüyorsanız eğer, o sektör temsilcisinin de kendi sektörüne ihanet etmiş olması lazım. Burada birisi yalan söylüyor. Artık somut gerçekleri tartışmıyoruz burada, hiçbir anlamı kalmadı, etkisi olacağına asla inanmıyorum.
BU KADAR ABSÜRT BİR DURUM OLABİLİR Mİ: 1984’te Büyükşehir Kanunu ile ulaşım bütünüyle büyükşehir belediyelerine devredildi. Bu kanundan önce ise kaotik bir durum vardı. 1984’ten sonra ‘bunu tek bir merkeze bağlayım’ dediler ve o tek merkez de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne verilen yetkiyle UKOME idi. Burası ayarlardı. Ulaşımda alınacak bütün kararları burası verirdi. Bu, 1984 yılından 2019’a kadar 35 yıl kesintisiz devam etti. UKOME’nin almış olduğu her karar uygulandı. Biz, itiraz ederdik sektör temsilcileri adına. Bazılarını mahkemeye verdik, kazandık, bazılarını kazanamadık. Şimdi ise UKOME’nin yetkisi içerisinde olan büyükşehir belediyesi mensupları itiraz ediyor. Bu kadar absürt bir durum olabilir mi?
2019’A KADAR UKOME’NİN ALMIŞ OLDUĞU KARARLAR BİREBİR UYGULANIRDI: Büyükşehir Belediyesi'nin almış olduğu kararlara ben itiraz edebilirim çünkü karar mercii kendisidir, UKOME’dir. UKOME, burada, taraf olan diğer kişileri ikna etmekle meşgul. Bu ne zamandan itibaren? 2019’dan bugüne kadar. 2019’a kadar UKOME’nin almış olduğu bütün kararlar birebir uygulanırdı. Doğrusu da buydu. İki baş olmaz. Burası teknik bir kurul. Burada büyükşehir belediyesi bünyesi dışında olan hangi arkadaşımız kalkıp da ‘Tartışmış olduğumuz büyükşehir belediyesi teknik ve mali mensupları kadar bilgi sahibiyim, bundan yola çıkarak itiraz edebiliyorum’ diyebilir? Hiç kimse yok. Olması mümkün değil, olmaması da çok doğal.
ULAŞIM SEKTÖRÜ CEZALANDIRILIYOR: UKOME'deki iktidar temsilcisi bürokratlar 'Ben aldığım talimatlar üzerine hareket ediyorum. İster kabul edersiniz ister etmezsiniz. Benim burada sayım vardır, bu sayıya güvenerek bunu reddederim' anlayışıyla hareket ediyor. Bu nedir ya? Bu ayıptır. Burası teknik kurulsa kurul tarafından yönetilir. Diğerlerine ise geçmişte olduğu gibi sadece görüş sorulurdu. O görüş ise bu teknik kurul tarafından kabul edilirdi ya da reddedilirdi. Biz, 3-4 aydır arkadaşları ikna etmeye gayret ediyoruz. Sanki bu hayatın bu hâle gelmesinin müsebbibi ulaşım sektörüymüş gibi ulaşımı cezalandırıyor. Ulaşım cezalandırılsın, gayet güzel. Yani bu nereye kadar gidecek?
2004’TEKİ ALIM GÜCÜMÜZE ULAŞMAK İÇİN KADIKÖY'DEN MİNÖNÜ’NE 60 LİRAYA YOLCU TAŞIMAMIZ LAZIM: Bu akaryakıt fiyatlarındaki artışlar yüzde 300- 400’lerde. Bunların paraya dönüşü söz konusu değil. Bizim burada istemiş olduğumuz, akaryakıt farklarıyla kendi zararlarımızı karşılamak değil, sermayemizi biraz daha az tüketmek. Sermaye tüketiyoruz, sermaye. Biraz daha yaşam süremizi uzatabilmek için yüzde 50-60’larla bizim özellikle denizde akaryakıt giderlerini karşılamamız imkânsız. 2004 yılındaki alım gücümüze erişebilmemiz için bugün Kadıköy’den Eminönü’ne 60 lira bir yolcu seferi yapmamız lazım. Çünkü biz, 2004 yılında bir yolcu ücretiyle 2,2 litre mazot alıyorduk. Şimdi bir yolcu ücretiyle 0,2 litre mazot alıyoruz. Tabii ki şimdi bunu yapalım demiyoruz. Bunun geri dönüşü mümkün değil. Bizim isteğimiz, zararlarımızı biraz daha zamana yaymak. Çarpanlar içerisinde akaryakıt payı bende yüzde 70. Orası 0,70 olması lazım. Denizde olağanüstü yükseklik yaşıyoruz. Bunların hiçbirini dikkate almadan konuşacağız burada, niye? ‘Benim oy sayım fazla.’ Siz görüş vermekle mükellefsiniz, yönlendirici oldunuz. Teknik bir kurulu yönlendiriyorsunuz, absürt olan budur.”