Taksim Dayanışması ve Erdoğan'ın 'Gezi Parkı' görüşmesi: 'Sanki kriz geçiriyordu; bir anda sinirlendi, 'Bana sosyoloji anlatma' dedi'
Taksim Dayanışması'nın öncülerinden Cem Tüzün, Gezi Parkı eylemleri sırasında hükümet ile gerçekleştirdikleri görüşmenin detaylarını anlattı. Erdoğan'ın DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'nu "Bana sosyoloji anlatma" diye azarladığını söyledi.
İş insanı Osman Kavala'nın ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi ve Hakan Altınay'ın 18'er yıl hapis cezasına çarptırıldığı Gezi Parkı davasına konu olan eylemler sırasında, Taksim Dayanışması ile dönemin hükümeti arasında gerçekleşen görüşmenin detayları gündeme geldi.
Söz konusu eylemler polisin 'orantısız müdahalesine' sahne olmuş, akabinde kamuoyunda artan 'demokrasi' talebi nedeniyle başta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidar kanadının tepkisini çekmişti.
O dönem başbakan olan Erdoğan, eylemler başladıktan sonra, önce sanatçılarla görüşme yaptı. Ancak sanatçılar, eylemciler adına konuşamıyordu. Onların girişimleriyle 13 Haziran 2013 akşamı, Taksim Dayanışması’nın sekiz üyesi ve bir grup sanatçı, Erdoğan’la Çankaya’da görüştü.
Gazeteci Barış Terkoğlu, o görüşmede yaşananları Taksim Dayanışması’nın öncülerinden Cem Tüzün’le konuştu. Terkoğlu, Tüzün'ün söylediklerini okurlarıyla şöyle paylaştı:
"Başbakanlık ile aralarında ilk sürtüşmeyi Tüzün şöyle anlattı:
'Onlar dediler ki sadece Cem Tüzün ve Eyüp Muhcu gelsin. İtiraz ettik. 'Dayanışma’yı temsilen dört kadın dört erkek geliriz' dedik.'
'YAVUZ BİNGÖL ARAYIP 'HAVAALANINA GELİN' DEDİ'
Sonraki temas, 13 Haziran’da oldu. Tüzün devamını anlatıyor:
'Yavuz Bingöl arayıp ‘havaalanına gelin’ dedi. Gittiğimizde bizi VIP’e aldılar. 10-12 kişilik iki ayrı uçakla, sanatçı-yazarlarla birlikte gittik. İtiraz ettikleri arkadaşlar ikinci uçaktaydı.'
Tüzün, yol boyunca onların da getirildiklerinden emin olmaya çalışıldığını anlatıyor:
'BAŞBAKAN AZARLAR TONDA KONUŞUYORDU'
'Başbakan geldi. Gezi’deki eylemcileri şikâyet eden, polisin hazırladığı videolarla sunum yapmaya başladı. İnsanlar sitemkâr davranışlarda bulundu. Başbakan azarlar tonda konuşuyordu. ‘Biz buraya günlerdir dinlediğimiz konuşmaları dinlemeye gelmedik, taleplerimizi söyleyelim ve çözüm bulalım diye geldik’ dedim. ‘Altı arkadaşımız geldi, kapıda, gelmeyeceklerse ben de çıkıyorum’ dedim, çıktım.'
Sonrasını şöyle aktarıyor:
'Peşimden Mahsun Kırmızıgül geldi, sakinleştirdi. Tekrar altı kişiyle birlikte bizi içeri aldılar.'
ERDOĞAN’IN SİNİR KRİZİ: 'BANA SOSYOLOJİ ANLATMA, BEN NE KADAR OY ALIYORUM, SENİN DESTEKLEDİĞİN PARTİLER NE KADAR OY ALIYOR?'
Devamında gergin anları şöyle aktarıyor:
'Benden sonra Arzu Çerkezoğlu söz istedi. O konuşurken Erdoğan bir anda sinirlendi. ‘Bana sosyoloji anlatma, ben ne kadar oy alıyorum, senin desteklediğin partiler ne kadar oy alıyor’ dedi. Sinirle ayağa kalktı. O kalkınca herkes de kalktı. Beyza Metin o sırada ‘Bir kadınla böyle konuşamazsınız, haddinizi bilin’ dedi. Erdoğan, bunu Arzu Çerkezoğlu söyledi sandı. Öfkeyle ona döndü. ‘Asıl siz haddinizi bilin’ dedi. Sanki kriz geçiriyordu. Kelimeleri birbirine giriyordu. Sümeyye Erdoğan ve partisindekiler araya girdi, onu götürdüler.'
'DÖNEMİN AKP SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ÇELİK 'MAHKEMEDEN OLUMSUZ KARAR ÇIKARSA VAZGEÇECEĞİZ' DEDİ'
Tayyip ve Sümeyye Erdoğan dışındakiler bir süre sonra salona döndü. AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik söze girdi. Önerilerini söyledi:
'Biz mahkeme kararını bekleyeceğiz, olumsuz bir karar çıkarsa Topçu Kışlası’ndan vazgeçeceğiz' dedi. 'Tersi çıkarsa da halka sorarız, referandum yaparız' dedi.'
Dayanışma’dakiler bunu olumlu bulmakla birlikte taleplerini sıraladılar. Mahkemeden hükümet lehine karar çıkarsa üniversitelere, meslek kuruluşlarına sorulmasını istiyorlardı. Öte yandan sivil halka şiddet uygulayarak ölümlere neden olan görevliler hakkında soruşturma açılmasını, gözaltındakilerin bırakılmasını istiyorlardı.
'NUMAN KURTULMUŞ'UN HAS PARTİSİ DE TAKSİM DAYANIŞMASI'NDAYDI'
'Erdoğan’dan hükümetin görevi bırakması talebiniz oldu mu' diye sordum. 'Asla' dedikten sonra çok ilginç bir şey anlattı:
'Taksim Dayanışması içinde siyasi partiler olabilir. Ama Dayanışma siyasi bir organ değil. Dayanışma, sadece kent ve meydanla ilgili meseleleri konuşuyordu. Numan Kurtulmuş’un HAS Partisi de Taksim Dayanışması’nın bileşeniydi. Toplantılara temsilcileri katılıyordu.'
Belli ki sonrasında AKP’ye katılmaya karar veren HAS Parti ve Kurtulmuş, Dayanışma’dan çekilmişti. Kurtulmuş, bugün Erdoğan’ın yardımcısı."