Dedeoğulları katliamı sanığı: Polis ifademde yardımcı oldu
Konya'da Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi katleden Mehmet Altun'un cezaevindeyken eşi ve dayılarıyla yaptığı konuşmaların kayıtları ortaya çıktı.
Konya'nın Meram ilçesinde 30 Temmuz 2021'de Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi katleden Mehmet Altun'un cezaevinde eşi Zehra Altun ve görüşe gelen dayılarıyla yaptığı görüşmelere dair ses kayıtları paylaşıldı.
Mezopotamya Ajansı'ndan Zemo Ağgöz'ün haberine göre eşi Altun’la yapılan görüşmelerde, polislerin aileyle "arkadaş" olduğu, "devletin şifalı ellerindesin" gibi söylemleri dikkat çekiyor. Altun, ifadesinin alındığı sırada polisin kendisine yardımcı olduğunu da söylüyor.
Zehra Altun cezaevinde olduğu süreçte Mehmet Altun’u ilk olarak 16 Eylül 2021’de arıyor. Altun, ailesinin de tutuklandığını bu telefon görüşmesinden öğreniyor. Ancak, Zehra Altun’un “Bizi güvenlik amaçlı aldılar” sözleri bu konuşmada dikkat çekiyor.
'ÇOK YANSIDI DİYE TUTUKLADILAR'
16 Eylül 2021 tarihinde yapılan telefon görüşmesi şöyle:
Mehmet Altun: Neredesiniz?
Zehra Altun: Kayseri’deyiz, Cezaevindeyiz, annem ablam ben.
Mehmet Altun: Neden?
Zehra Altun: Hiç şüpheli durum oldu diye.
Mehmet Altun: Benim olaydan dolayı mı?
Zehra Altun: Hıhı, onun için tutukladılar. Güvenlik amacıyla diye. Annem Ayşe abla ben üçümüz bir kalıyoruz odada. Çocuklar babamla köydeler. İyiler üçü de. Bizi güvenlik amaçlı aldılar. Diğer taraf baskın yapar, herhangi bir şey yapar diye. Öyle dediler. Mecbur bir süre, olay medyaya çok yansıdı dediler. Olay medyaya çok yansıdığı için mecbur tutuklayacağız yoksa ortalık karışacak dediler. Mecbur attılar ama çok iyiyiz Allaha şükür.
Mehmet Altun: Hep benim yüzümden,
POLİSLERDEN ALTUN’A: EŞİN NE KADAR DEĞERLİ
Zehra Altun: Senin yüzünden değil, bunlar anlımıza yazıldı. Çok kızdım affetmeyeceğim dedim ama böyle iki haftadır senden haber bekliyorum. Cezaevinde dursun ama ölmesin. O gün beni aldılar. Senin yaptığını şüphelendim, bilemedim göstermediler bana. Sadece Mehmet Altun’un eşi dediler. Aldılar, tuttular. Bildim ben zaten, ‘eşim mi yaptım’ dedim. Haberlere çıkmış. Söylemediler o gün. Sadece, ‘gidin bulun olun, baraja falan bakın, o yaptıysa kendisini öldürür sağ bulun ölmesin’ diye yalvardım. Ama bana kötü davranmadılar, sen bir meleksin falan diye.
Mehmet Altun: Söylediler, söylediler hepsi söylediler. İlk defa böyle bir eş görüyoruz. Senin eşin ne kadar değerli dediler de.
'HİÇ BİLMEDİĞİM İNSANLAR PARA ATIYOR'
Zehra Altun: Seni düşünüyoruz. Sana kimse kızan yok eden yok. Ben burada komutanlarla arkadaş oldum. Götürüp getiriyorlar. Ben her şeyi o gece kabullendim. Bu başımıza gelecekmiş, alın yazımmış. Çekeceğiz, yapacak bir şey yok. O kadar çok destek geliyor ki. Şu an hesabımda 5-6 bin lira para var. Hiç bilmediğim insanlar para atıyor. Çevreden annemgile babamgile çocuklara yardım eden o kadar çok insan olmuş ki.
Zehra Altun cezaevinde olduğu süreçte 6 Ekim 2021 ve 13 Ekim 2021’de telefon üzerinden Mehmet Altun’la tekrar konuşuyor. Altun bu görüşmede, “Söylenecek çok şey var ama telefondan söylenmiyor” diyor.
'DEVLETİN BİLDİĞİ BİR ŞEY, BİR ŞEY OLMAZ'
Altun’u cezaevinde 20 Eylül 2021 tarihinde iki dayısı ziyaret etti. Bu görüşmede dayıların sürekli Altun’a “Devlet sana bakar, devletin şefkatli ellerindesin” gibi söylemleri dikkati çekerken, Altun da cezaevinde kendine çok iyi baktıklarını söylüyor. Bu görüşmelerde geçen dikkat çekici ifadeler şöyle:
Dayı: Ne yapacaksın. Olacak ya kader bu alın yazısı yapacak bir şey yok. Hayırlısı olsun. …Dışarısı bize emanet sıkıntı yok. Oldu başına geldi. Yapacak bir şey yok. Ha yapmasaydın iyiydi ama yapmışsın. Olsun, üzülme. Biz yanındayız. Tedbir amaçlı aldılar annen, baban, Ayşe ablan Zehra hepsi içerideler… Bunu devlet mesele…(tam olarak anlaşılmıyor) edecekler biliyor musun? Sıkıntı etme. Devletin bildiği bir şey. Bir şey olmaz. 30, 40, 50 sene ceza almış adamlar diyor, 10 sene 15 sene yatıp gidiyor. Sıkıntı yok, yapacak bir şey yok. En güzel şey, şefkatli el devletin elidir.
Mehmet Altun: Aynen dayı.
Dayı 2: Seni seviyorlar da o yüzden yardımcı oluyorlar. Emre itaatsizlik yapsan bir daha ilgilenmezler.
Dayı: Öyle şeylerde bak, telefon açıp soraydın. Bana soraydın, dayına soraydın Emine soraydın. ‘Yaptım’ ben böyle bir hata diyecektin gidip teslim olacaktın. Devletten kaçılmaz ki. Ama yapacak bir şey yok. Şimdi burada iyi duracaksın. Sana bunlar yardımcı olur zaten. Görüştüğümüz arkadaşların (polisler) hepsi o çocuğun suçu yok diyor.
Dayı: Dert edecek bir şey yok. Sana önce bir sürü ceza verirler, sonra düşer düşer 20 seneye. Yatarın 10 yıla iner biter gider. Yapacak bir şey yok. Onun için üzülmeyeceksin, bundan sonra sevineceksin tamam bitti. Biz de üzülmüyoruz.
Altun: Sabah 8’de kalkıyorsun, TV izliyorsun. Bahçem var. Üç öğün yemeğim de geliyor. Yemekler çok güzel dayı, Allah razı olsun devletimizden.
Dayı: İfadeni de güzel vermişsin. Devletimiz boş değil. Cenabı Allah devletimize zeval vermesin.
Altun: Çok büyük devletimiz maşallah.
'BEN KENDİM TESLİM OLDUM YAKALANMADIM'
Altun: Zaten polisler de yalan söylediler. Yakalandı diye. Ben kendim teslim oldum halbuki.
Dayı: Onlar pirim alacak diye
Altun: ‘Bize de silah çekti’ demişler.
Dayı: Yok ya onu mahsustan…
Altun: Yok savcı ifadede, öyle bildirmişler.
'POLİSLER İFADE VERİRKEN YARDIMCI OLDU'
Konuşmanın devamında dayısı nasıl ifade vermesi gerektiğine dair fikir veriyor.
Altun: Biliyorlar dayı onlar da biliyorlar. Onlar, sizin aileyi de iyi araştırdık onları da araştırdık, onların ne olduğunu çok iyi biliyoruz dedi. Polisler ifade verirken yardımcı oldular sağ olsunlar.
Dayı: Oldular ha...
Altun: Evet evet, hatta çoğu hak bile veriyordu yani.