Şanlıurfa’da kemiklerin bulunmasından sonra aileler savcılığa başvurdu
Yakın zamanda Şanlıurfa’da Tutumlu köyünde insana ait olduğu düşünülen kemikler bulunmuştu. Kayıp yakınları 2012’ye kadar köyde hakim olan Sedat Bucak aşiretine işaret ediyor.
GERÇEK GÜNDEM - FİLİZ GAZİ /
Şanlıurfa’da Hilvan ve Siverek arasında bulunan Tutumlu köyünde Temmuz ayında insana ait olduğu düşünülen kemikler bulundu.
Gerçek Gündem’de yer alan haberimizden sonra harekete geçen kayıp yakını beş aile DNA incelemesi ve faillerin cezalandırılması istemiyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.
AİLELER, SEDAT BUCAK’A İŞARET EDİYOR
İHD Şanlıurfa Şubesi Eş Başkanı Mustafa Vefa, “2012 yılına kadar bu köy Sedat Bucak’a bağlı bir köydü” diyerek ailelerin iddialarını şu sözlerle aktardı:
“Şu ana kadar bize altı aile başvurdu. Dört aile çocuklarının 1993/1994 yıllarında Bucak aşireti tarafından alıkonulduktan sonra kaybolduklarını iddia ediyor. Bu aileler yakınları kaybolduğunda Emniyet’e, Jandarma’ya gidiyor. Yakınlarını alanlar askerler ve korucular… Dönemin Jandarması, Emniyeti, Valiliği aynı kişiyi işaret ediyor. Ailelere yakınlarınız için Sedat Bucak’a gidin deniliyor. Aileler bu sefer Sedat Bucak’ın yanına gidiyor. Kimine işim daha bitmemiş, kimine bir iki gün sonra gelin, kimine biz devlete teslim ettik diyor. Bu suyun yolu Sedat Bucak’tan geçiyor. Bulunan kemikler bu insanlara aitse, ailelerin ortaya koyduğu iddialara karşı Bucak ailesine soruşturma başlatılması yönünde talepte bulunduk.”
Yaklaşık 30 yıldır kendilerinden haber alınamayan Adnan Bağca, Şefik Geçgel, Hüseyin Taşkaya, Ahmet Kalpar, Faik Kevci ve Nazım Babaoğlu’nun aileleri Sedat Bucak ile yaptıkları görüşmeleri ve kendilerine söylenen sözleri de savcılık başvurularında kayda geçirdiler.
Kayıplardan biri olan Hüseyin Taşkaya’nın kardeşi Fayık Taşkaya beyanında, kardeşinin 7 Aralık 1993 tarihinde saat 13.00 sıralarında Şanlıurfa İli Siverek İlçesi Bağlar Mahallesinde bulunan evindeyken korucu, asker olduğunu söyleyen onlarca kişi tarafından evinde gözaltı alındığını daha sonra aile olarak Siverek İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, Jandarma Alay Komutanlığı’na gittiklerini ve kendilerine Hüseyin Taşkaya isimli bir şahsın gözaltında olmadığının bildirildiğini ifade etti.
Şanlıurfa'da kayıpların bulunduğu bölgede insana ait olduğu düşünülen kemikler bulundu
“BUCAK, KARDEŞİNİZİ BİZ ALDIK DEDİ”
Kayıp yakınının savcılığa verilen dilekçesinde şu ifadeler yer alıyor:
“Bunun üzerine aile, Şanlıurfa Valiliğine gidip dönemin valisi ile görüşmüşlerdir. Akabinde Hüseyin Taşkaya’nın Bucak aşiretinden birileri tarafından alınmış olabileceği duyumu üzerine müvekkilin abisi Aziz Taşkaya tarafından Bucak Aşireti lideri DYP Milletvekili Sedat Edip Bucak ile bir görüşme gerçekleştirilmiş ve Sedat Edip Bucak’ın kendisine “Hüseyin’i biz aldık ve bizimle birlikte çalışan emniyet güçlerine teslim ettik.” dediğini beyan etmiştir. Yaptıkları tüm başvuru ve görüşmelerden herhangi bir sonuç alamayan müvekkillerin yakını Hüseyin Taşkaya’dan bugüne kadar bir haber alınamamıştır. Müvekkil kardeşinin, kendilerine polis, asker ve korucu diyen kişilerce alınıp öldürülüp gömülmüş olabileceğini beyan etmektedir.”
KÖYÜN YENİ SAHİBİ MEHMET MİLLİ OLDU
İHD Şanlıurfa Şubesi Eş Başkanı Avukat Vefa, kemiklerin bulunduğu Tutumlu Mahallesi, eski adıyla Arabük Köyü’nün Milli Aşiretine ait bir köy olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Sedat Bucak’ın 1991 yılında DYP milletvekili olmasının ardından Bucak aşireti bölgede güçlendi. Bu durum 2012 yılına kadar devam etti. 2012’den sonra devletin yardımıyla Mehmet Milli bu köyü aldı. Bu kişi geçmiş dönemlerde PKK’de yer almış, çözüm sürecinde Avrupa’dan Türkiye’ye gelen biri. Sonrasında devletle ilişkileri çok güçlenmiş biri. Savcılıktan öğrendiğimiz kadarıyla ihbarı yapan da bu isim. Benim köyümde, benim işçilerim çalışırken kemik buldu diye Vali’ye soruyor, Vali de savcıya haber veriyor.”
ŞANLIURFA BAROSU: OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ
Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığı olay hakkında soruşturma başlatırken Şanlıurfa Barosu da yaptığı yazılı açıklamada DNA tespiti isterken olayın takipçisi olacaklarını duyurdu:
“Faili meçhul cinayetler dense de aslında faili belli olan cinayetlerde cezasızlığın son bulması, etkin soruşturmalar yapılmasını ve bu suçların insanlığa karşı suçlar olduğu kabul edilerek zamanaşımına uğratılmaması gerektiğini bir kez daha yineliyoruz. Bu vesileyle yıllardır kayıp yakınları olarak seslerini duyurmaya çalışan ve 905. haftasına giren Cumartesi anneleri dahil tüm kayıp yakınlarının haklı ve meşru mücadelesini sahipleniyor, kayıp yakınlarının haklı mücadelesinde insan hakları savunucuları olarak her zaman yanlarında olacağımızı bir kez daha yineliyoruz.”