Adalet raylar altında... Metrobüs kazasının ardından iktidar medyasından çifte standart: Tren katliamları cezasız kaldı

GERÇEK GÜNDEM /

9 Eylül'de İstanbul Avcılar'da 4 metrobüsün kaza yapması sonucunda ve 99 kişi yaralandı. Kazanın metrobüs şoförünün baygınlık geçirmesi sonucu meydana geldiği kamera kayıtları ile ortaya çıktı. Kayıtlarda şoförün "Çok kötü oldum, bana ambulans çağırın" dediği duyuldu.

AKP'LİLERDEN METROBÜS PROVOKASYONU

Metrobüs kazası nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Ekrem İmamoğlu, AKP’liler tarafından hedef alındı.

Kazanın ardından video çeken AKP Gençlik Kolları üyesi bir genç, "AK Parti Avcılar olarak kaza yerindeyiz. İki metrobüs çok feci bir şekilde çarpıştı. Binlerce yaralı, sayısı belli olmayacak kadar da ölü var. İBB yetkililerine buradan sesleniyoruz. Bu canların hesabını kime nasıl vereceksiniz" dedi. Provokasyon nedeniyle tepkiler art arda gelirken AKP Gençlik Kolları, cümlenin “sehven” kullanıldığını iddia etti.

İktidara yakın medya kuruluşları tarafından yapılan yayınlarda ise metrobüs kazası nedeniyle yolcuların İBB’den tazminat alabileceği vurgusunun yer aldığı haberler yapıldı.

AKP iktidarı döneminde gerçekleşen 4 tren kazasında yaşanan hukuki süreç ise iktidar medyasının konu hakkındaki çifte standardını ortaya koydu. AKP'ye yakın medya kuruluşları tarafından metrobüs kazası mağdurlarının tazminat alabileceği yönünde haberler yapılırken tren kazasılarında sorumluların ceza almadığı ve Çorlu Tren Katliamı davasında iddianame dahi hazırlanmadığı görmezden gelindi.

PAMUKOVA HIZLANDIRILMIŞ TREN FACİASINDA ZAMANAŞIMI!

2004’de meydana gelen ‘Pamukova Hızlandırılmış Tren’ kazasında 41 yolcu yaşamını yitirmiş, 89 yolcu ise yaralanmıştı. Katliam olarak nitelendirilen olayda trenin 80 kilometre hız limiti olan dönemece 132 kilometre hızla girdiği, yapılmak istenen “hız” gösterişine yurttaşların kurban edildiği ifade edilmişti. AKP o dönemde hızlandırılmış tren "reformu"nu gündeme getirmiş ancak uzmanlar tarafından altyapının bu hız için yetersiz olduğu vurgulanmıştı.

Katliam nedeniyle verilen cezalar Yargıtay tarafından bozulurken Yargıtay 12. Dairesi, davanın zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle 25 Aralık 2019 tarihinde sanıklar hakkındaki kamu davalarının düşmesine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi ise bireysel başvuru sonucunda 2004’deki ‘Pamukova Hızlandırılmış Tren’ katliamında eşini kaybeden Serap Sivri'nin başvurusunda ‘yaşam hakkın ihlali’ kararı verdi.

BİNALİ YILDIRIM: KARAYOLLARINDA YILDA 5 BİN KİŞİ ÖLÜYOR

11 Ağustos 2004'te İstanbul-Adapazarı seferini yapan Adapazarı Ekspresi ve Ankara - İstanbul seferini yapan Başkent Ekspresi, Kocaeli'nin Gebze ilçesinin Tavşancıl mevkiinde saat 16:51'de çarpıştı. Kazada 8 kişi yaşamını yitirirken, 88 kişi ise yaralandı.

Kaza sonrasında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ''İstifa edecek misiniz?” sorusuna ''Düşünmüyorum, uygun bulmuyorum. Karayollarında yılda 5 bin kişi ölüyor, aldığım ilk izlenimlere göre kaza ışık ihlalinden. Ölenlerden ikisi demiryolu işçisi, ancak nerede çalıştıklarını, niçin burada bulunduklarını henüz bilmiyorum” ifadeleriyle yanıt vermişti. Ancak bilirkişi raporunda Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları (TCDD) ve makinistler kusurlu bulundu.

KÜTAHYA’DAKİ TREN KAZASINDA YOLCULAR DONARAK ÖLME TEHLİKESİ İLE BURUN BURUNA GELDİ!

27 Ocak 2008’de İstanbul-Denizli seferini yapan Pamukkale Ekspresi, Çöğürler-Değirmenözü (Kütahya) istasyonları arasında seyrini sürdürürken raydan çıktı. Kaza sonucu 9 kişi hayatını kaybetti, 37 kişi yaralandı.

Diğer yandan kaza sonucunda ısıtma sisteminin devreden çıkması sonucunda -12’ye ulaşan hava sıcaklığı nedeniyle yolcular donarak ölme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Trenden çıkabilen yolcular ormanlık alanda kendi imkanlarıyla ateş yakarak ısınmaya ve donmaktan kurtulmaya çalıştı. TCDD uzmanlarının ilk tespitlerine göre kazaya, conta başında ray kırılması (iki rayın birleştiği yer) neden oldu.

Kazayla ilgili mahkemeden 16 Ekim 2012 tarihinde çıkan kararda, "Mahkememizce bu kazanın rastlantısal ve önceden sebebinin belirlenmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşılarak, olay nedeniyle kusurları bulunmayan tüm sanıkların beraatına karar vermek yönünde vicdani görüş oluşmuştur" denildi. Kaza hakkında verilen beraat kararları 2014 yılında yargıtay tarafından onandı.

BİLİRKİŞİ HEYETİ TCDD’Yİ KUSURLU BULDU

İTÜ İnşaat ve Kimya Fakültesi öğretim üyesi isimlerden kurulu bilirkişi heyetinin 24 Nisan 2008'de düzenlediği "iki seçenekli" raporda ise, "Ray birleşim noktasındaki çatlağın gözle görülebilecek boyutta olması halinde hat bakımı ile ilgili sorumluların, dolayısıyla TCDD İşletmesi'nin kusurlu olacağı, çatlağın gözle görülemeyecek boyutta olması halinde ise malzeme ve bakım yöntemlerinin yetersizliği, ray ve contalarda çatlak muayene yöntemlerinin ve gerekli araçların noksanlığı nedeniyle TCDD İşletmesi'nin kusuru olacağı" bilgileri yer almıştı.

ÇORLU TREN KATLİAMI

8 Temmuz 2018’de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, yolcu treninin devrilmesi sonucu 25 kişi hayatını kaybetti, 318 kişi yaralandı. Dönemin Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan kazanın "aşırı yağışlar nedeniyle menfez ile ray arasındaki toprağın boşalmasından" dolayı meydana geldiğini kamuoyuna duyurdu.

İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamada "Kazanın suçlusu yağmur değildir. Yapanlar, yaptıranlar ve yapılmış olan yapıları denetlemeyenlerdir. Altyapısı ve üstyapısı iyi durumda olmayan demiryolu hatlarında uygulanan seri fren, üstyapıda burkulma gibi bozulmalara neden olabilmektedir" vurgusu yapıldı.

Mahkemenin talebinin ardından kasım ayında savcılığa verilen bilirkişi raporunda ise aksi yönde bilgiler yer alırken rapora kazada ölenlerin yakınları itiraz etti.

Kazanın mağdurları ve yakınlarını kaybeden aileler gerçeğe aykırı rapor hazırlayan bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. 2019 yılında mağdurların Anayasa Mahkemesi önünde yapmak istediği basın açıklamasına polis müdahale etti. 3 Temmuz 2019’da Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan mahkeme için küçük bir salon seçilmesi sonucu bazı aileler dışarıda kaldı ve içeri girmelerine izin verilmedi. Davacılara yapılan kötü muameleler nedeniyle gerçekleştirilen protestolardan sonra mahkeme heyeti davadan çekildi. Çekilme kararı Çorlu 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırıldı.

Protestolarla, tartışmalı kararlarla süren davanın son duruşması Mayıs ayında görüldü. Gezi Parkı Davası'nda tutuklanan Avukat Can Atalay'ın duruşmaya katılmasına izin verilmezken aileler iddianamenin hazırlanmamasına tepki göstererek salonu terk etti. Duruşma 5 Ekim 2022 tarihine ertelendi.

İDDİANAME HAZIRLANMADI!

Katliamda hayatını kaybeden Serhat Şahin'in babası Hüseyin Şahin, "Dördüncü yılda sağ tarafımız hâlâ boş, karşımıza gelmesi gerekenler neden gelmiyor soruyorum. Bu kadar insana karşılık 10. mahkeme de bir tutuklama yokken neyi bekliyorsunuz? Sizler bizim taleplerimizi kestirip atıyorsunuz" ifadeleriyle mahkeme heyetinin kararlarına tepki gösterdi.

Bihter Bilgin’in annesi Zeliha Bilgin, "Ben dört yıldır kızımın kanı kuruduğu kıyafetleriyle yaşıyorum. Bana adaleti kim verecekse söyleyin ben onun yayına gideyim. Daha fazla bu adaletsizliğe tahammülüm kalmadı" ifadelerini kullandı.

Oğuz Arda Sel'in dedesi Mehmet Öz ise, "Bu davanın uzamasına anlam veremiyorum. İstenilen kişiler iki saatlik bir iddianame ile yargı önüne çıkarılıyor. Bu davanın zaman aşımına uğramasına müsaade etmeyeceğiz. Çorlu tren faciası AK Parti iktidarının açtığı tren yolunda olmuştur. Bu facianın sorumlusu AK Parti’dir. Bu yargılamanın uzamasının nedeni de AK Parti'dir" dedi.

Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz ise cinayet olarak nitelendirdiği olayda çocuğunun yaşamını yitirmesine karşı neden olanlara yönelik adalet mücadelesini sürdürüyor. Mısra Öz son duruşmanın gerçekleştirildiği gün"Genel Müdür katil, Genel Müdür Yardımcısı katil, Ulaştırma Bakanı katildir. 5 Ekim'e atıldı 11. duruşma. Herkes güzelce tatillerini yapsın adalet rayların altında kalsın diye... Tahammülümüz yok, anlayışımız yok artık" ifadeleriyle süreci özetledi.