Berat Albayrak döneminde başladı: 'Ortada olmayan rapor ile 6 yıldır işkenceye dönüştü'

Türkiye'nin sabit yaz saati uygulamasına geçmesi sonrası vatandaşların sabah saatlerinde, karanlık havada, güneş görmeden işe gitmeleri ve çocuklarını bu saatte okula göndermeleri tartışılmaya devam ediyor.

AKP iktidarından yapılan açıklamalarda uygulamanın tasarruf amacı taşıdığı savunulsa da iddiayı doğrulayacak bir rapor sunulmaması tepkileri artırdı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, tasarruf sağladığı gerekçesiyle kalıcı hale getirilen yaz saati uygulamasının yarattığı sorunlara ilişkin açıklama yaptı.

Ahmet Akın, bugün yaptığı yazılı açıklamada, yaz saati uygulamasının tasarruf sağladığı gerekçesi ile kalıcı hale gelmesini eleştirdi.

Akın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2016 yılında yaz-kış saat uygulaması konusunun bilimsel olarak incelenmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi ile bir çalışma başlattığını ve İTÜ’nün hazırladığı belirtilen raporun kamuoyu ile paylaşılmadığını anımsattı.

Yazılı olarak açıklama yapan Akın, “Son 6 yıldır yaz saati uygulaması, adeta işkenceye dönüştü. Vatandaşlar, karanlığa uyanıyor, karanlıkta işlerine gidiyor ve yine hava karardığında evlerine dönüyor. Çocuklar, karanlıkta okula gidip geliyor. Ekim ayıyla birlikte aileler için endişeli günler başlıyor. Ortada olmayan bir rapora, bilimsel olduğu iddia edilen verilere ve sözde tasarrufa dayandırılan bu garip uygulamaya hemen son verilmeli” dedi.

Anka'nın aktardığına göre; Ahmet Akın'ın açıklamaları şöyle oldu:

“BU KADAR CİDDİYETSİZ BİR YÖNETİM ANLAYIŞI İLE ENERJİ POLİTİKALARI ÜRETİLEMEZ”

“Defalarca sorduk, ‘Rapor nerede? Kamuoyuna neden açıklamıyorsunuz’ diye. Sorularımıza, ‘İnternetten arayın’ diye yanıt veriliyor. Bu kadar ciddiyetsiz bir yönetim anlayışı ile enerji politikaları üretilemez. Son 6 yıldır eziyete dönüşen, vatandaşların şiddetle karşı çıktığı bu uygulamaya bu yıl artık son verilmeli.

“BU GARİP UYGULAMAYA HEMEN SON VERİLMELİ”

İktidarımızın ilk 90 günlük yol haritasında yapacağımız çok nettir: Kalıcı yaz saati uygulamasına son verilecek, bilimin ve uzmanların ışığında Türkiye’nin koşullarına uygun uygulamaya geçilecek. Son 6 yıldır yaz saati uygulaması, adeta işkenceye dönüştü. Vatandaşlar, karanlığa uyanıyor, karanlıkta işlerine gidiyor ve yine hava karardığında evlerine dönüyor. Çocuklar, karanlıkta okula gidip geliyor. Ekim ayıyla birlikte aileler için endişeli günler başlıyor. Ortada olmayan bir rapora, bilimsel olduğu iddia edilen verilere ve sözde tasarrufa dayandırılan bu garip uygulamaya hemen son verilmeli.”

"SABİT SAAT" UYGULAMASI BERAT ALBAYRAK DÖNEMİNDE KALICI HALE GELDİ

Türkiye’nin coğrafi konumundan kaynaklı olarak, ülkenin en doğusundan en batısına uzanan kademeli zaman farkı dolayısıyla, 1972 senesinden itibaren her yılın Ekim ayı sonunda yaz saati uygulamasından kış saati uygulamasına geçilerek, gün içindeki hareketlilik de güneş ışığına göre düzenleniyordu.

Berat Albayrak’ın enerji bakanı olduğu 2016 senesinde ise bu uygulamaya son verilerek “sabit saat dönemi” başlamış oldu.

Yaz-kış dönüşümlü saat uygulaması günümüzde çoğunlukla Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri tarafından kullanılıyor. Avrupa'nın pek çok ülkesinde, güneş ışığından daha fazla yararlanmak ve enerji tasarrufu sağlayabilmek adına yaz ve kış saatleri dönüşümlü olarak uygulanıyor.

Türkiye’de ise kış saati uygulamasına son verilmesinin ardından, Almanya, Fransa, Hollanda, ve İtalya’nın da aralarında bulunduğu birçok Avrupa ülkesi ve Türkiye arasındaki saat farkı, 1’den 2’ye, İngiltere’yle ise 3’e çıktı. Düzenleme sonucu, Türkiye’nin Doğu ülkeleriyle arasındaki fark ise azaldı.

Birçok dünya ülkesi, bu karanlığın insanlar üzerindeki psikolojik ve fiziksel etkilerini değerlendiriyor. Değerlendirmeler sonucunda ise sabit saat uygulamasının depresyonu artırdığı, anksiyeteye neden olduğu ve kalp krizi riskini artırdığı ortaya çıkıyor.

Bu sebeple ülkeler, tartışmalara neden olan sabit saat uygulamasına geçişlerini uzun yıllar boyunca erteledi. Ancak Türkiye’de bu konuyla ilgili yapılmış bir çalışma bulunmuyor. Çocukların ve çalışanların hava henüz karanlık iken evden çıkmaları ve yine gün ışığı yokken eve dönüş için yola koyulmaları ise psikologlar tarafından da eleştiriliyor.