Saadet Partisi'nde üçüncü Karamollaoğlu dönemi: 'Laiklik' mesajı dikkat çekti
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, üçüncü kez genel başkanlığa seçildi. Ayrıca konuşmasındaki 'laiklik' vurgusu dikkat çekti: "Bizler laiklikten değil, sözde laikçilerden; muhafazakarlık adı altında değerlerimizi istismar edenlerden çok çektik."
GERÇEK GÜNDEM
Saadet Partisi'nin 8. Olağan Büyük Kongresi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
'Kararlıyız, milletin iktidarında Saadet var' sloganı kullanılan kongreye katılım yoğun oldu. Karamollaoğlu, tek aday olarak girdiği seçimde geçerli oyların tamamını alarak üçüncü kez genel başkanlığa getirildi.
Kayıtlı 1200 delege, partiyi 2023 seçimlerine taşıyacak yeni yönetimi ise şöyle belirledi:
MUHALİFLERİN KARŞI ADAY ÇIKARABİLECEĞİ KONUŞULUYORDU
Parti içinde, geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden eski Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk'ün ekibinde yer alan ve CHP'yle iş birliğinden rahatsız olan muhalif bir kesim olduğu biliniyordu. Kulislerde bu kişilerin karşı aday çıkarabileceği konuşuluyordu.
Ancak genel başkanlık koltuğuna adaylığını açıklayan tek isim, Prof. Dr. Mete Gündoğan olmuştu. Gündoğan, daha sonraysa kamuoyu ile paylaştığı bir mesajla yarıştan çekilmişti:
"Bazı konularda farklı fikirlerimiz olsa da herhangi bir rahatsızlığa veya yanlış anlamaya fırsat vermemek ve yüksek ideallerimizi iç çekişmelere örselettirmemek için genel başkan adayı olma kararımı geri çekiyorum."
KARAMOLLAOĞLU: LAİKLİKTEN DEĞİL, SÖZDE LAİKÇİLERDEN ÇEKTİK
Karamollaoğlu'nun kongredeki konuşmasında dikkati çeken detaylar yer aldı. Bunlardan biri de, 'laiklik' vurgusuydu.
'Sünnilik - Alevilik', 'dindarlık - laiklik' gibi tartışmaların vatandaşların hem zamanını hem de enerjisinin tükettiğini, bu konularda telafi imkansız acılar yaşandığını dile getiren Saadet Partisi lideri, şunları söyledi:
"Bizler; laiklikten değil, sözde laikçilerden, İslam'dan değil, sözde İslamcılardan, muhafazakarlığın kendisinden değil, muhafazakarlık adı altında değerlerimizi istismar edenlerden çok çektik.
Artık bu defterler bir daha açılmamak üzere kapanmalı ve tarihin tozlu sayfalarında yerini almalıdır. Din, herhangi bir sosyal grup ya da partinin tekelinde olmadığı gibi; Laiklik de herkesin dini, siyasi ve sosyal görüşlerini rahatlıkla ifade edebilmesinin teminatı olarak anlaşılmalıdır.
Devletin vazifesi kimlik dayatmak değildir. Var olan kimliklerin devlet şemsiyesi altında huzur, barış ve güven içerisinde varlıklarını özgürce sürdürmesini sağlamaktır."
'TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER NE ZAMANDAN BERİ REFERANDUM KONUSU YAPILABİLİYOR?'
Karamollaoğlu, konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne yasal güvence talebiyle başlayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın el yükselterek 'anayasa değişikliği' çağrısı yapmasıyla boyutlanan tartışmayı da yorumladı.
"Temel hak ve özgürlükler ne zamandan beri referandum konusu yapılabiliyor? Aileyi darmadağın eden sizler, hangi yüzle aile mefhumunu ağzınıza alabiliyorsunuz?" diye sorduktan sonra şu ifadeleri kullandı:
"Kazanımlardan bahseden sizler, bunlar üzerinden insanımıza göz dağı veren sizler neleri kaybettirdiniz bu ülkeye, önce bunların hesabını bir verin bakalım. Muhalefeti mayınlı arazilerde siyaset yapmaya zorlayarak ayakta kalmaya çalışıyorsunuz. O dönem kapandı artık. Sonuna geldik. Necip Fazıl'dan bir şiir okuyup, Nazım Hikmet'ten bir alıntı yaparak 'Halay da bizim, horon da bizim' diyerek süslü cümleler kurup sonra toplumu kamplara ayırma dönemi bitti artık."
ALTILI MASA YORUMU: 13. CUMHURBAŞKANINI BELİRLEYECEK, PARLAMENTO ARİTMETİĞİNDE ÇOĞUNLUĞU ELDE EDECEK
Karamollaoğlu, CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'yle birlikte çalıştıkları altılı masaya geniş yer ayırdı.
"Bu masada sadece altı genel başkan yok. 85 milyon insanımız hep birlikte bu masada oturmaktadır. Asgari ücretlilerimiz, çiftçimiz, esnafımız, memurlarımız, işçiler, emeklilerimiz, açlık ve yoksulluk sınırının altında bir yaşama mahkum edilen milyonlarca insanımızla birlikte oturduk biz bu masaya. Bu masa, kaybedilecek seçimin ardından yaşanacak bir 5 yılın daha ülkemize ve insanımıza neye mâl olacağını gayet iyi bilenlerin kurduğu bir masadır" diyen siyasetçi, şöyle devam etti:
"Birileri; algı fabrikalarında sürekli olarak yeni 'düşmanlar, hainler, teröristler' icat edip, toplumu birbirine kırdırmak istiyor. Ancak kaybeden hep Türkiye oluyor, kazananlar ise daima bir avuç zadegân! Bilinsin ki, bu devir kapanmıştır artık. 85 milyonun kazanacağı bir dönemi başlatıyoruz.
Kurduğumuz bu masanın ayakları; Tunceli'nin, Kocaeli'nin, Sivas'ın, Konya'nın, Afyonkarahisar'ın ve Ankara'nın bereketli topraklarına sapasağlam basmaktadır.
Bu masanın çapı; Edirne'den Hakkari'ye, Muğla'dan Artvin ve Ardahan'a, İzmir'den Van'a, Sinop'tan Hatay'a; 81 ilimizi kapsayacak kadar geniştir. Ezcümle, bu masanın genişliği 783 bin 562 kilometrekaredir. Ülkemizin ihtiyacı da budur; insanımızın özlem ve hasretle beklediği ses de işte bu masadan yükselmiştir.
Ve Allah'ın izniyle bu masa; Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanını belirleyecek, parlamento aritmetiğinde de çoğunluğu elde ederek, ülkemizin problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler üretecektir."
KONGREYİ KİMLER TAKİP ETTİ?
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Mustafa Şen ve Sinop Milletvekili Nazım Maviş, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan, Parti Meclisi (PM) üyesi Ali Özkan ve Ankara İl Eş Başkanı Perihan Pakize Sinemillioğlu, partileri adına kongreyi izlediler.
Gelecek Partisi, Yeniden Refah Partisi, DEVA, BBP, Demokrat Parti, Hüda-Par, Zafer Partisi ve Memleket Partisi’nden temsilcilerin de takip ettiği kongreye, MHP ise katılmadı.
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ve eski Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan da salondakiler arasındaydı.