AYM gerekçeli kararını açıkladı: Can Atalay keyfi olarak özgürlüğünden yoksun bırakıldı

AYM, TİP Hatay Milletvekili Can atalay hakkında ikinci kez verdiği hak ihlali kararının gerekçesini açıkladı. Yargıtay'ın kararının kanuna aykırılık teşkil ettiğini dile getiren Yüksek Mahkeme, verdikleri kararların 'tavsiye' niteliğinde değil, 'bağlayıcı' olduğuna dikkati çekti.

AYM gerekçeli kararını açıkladı: Can Atalay keyfi olarak özgürlüğünden yoksun bırakıldı

GERÇEK GÜNDEM

Hukuk tarihine bir skandal olarak adını yazdıran Gezi davası kapsamında tutuklu bulunan ve geçtiğimiz 14 Mayıs'ta Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili seçilmesine karşın halen serbest bırakılmayan avukat Can Atalay'la ilgili 'belirsizlik', Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) ikinci kez verdiği hak ihlali kararına rağmen sürüyor.

Bu süreçte Atalay'ın avukatları, AYM'nin kısa kararının mahkemeye gönderildiğinin bildirilmesi üzerine infazın durdurularak tahliyesine karar verilmesi için iki kez başvuruda bulundu. Ancak aradan geçen süre zarfında herhangi bir adım atılmadı.

AYM kararının 'derhal' uygulanmaması tartışma yaratırken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un da 'gerekçeli kararın beklenmesine' ilişkin sözleri tepki çekti:

"Anayasa'nın ilgili maddelerinin yorumlanması bakımından Anayasa Mahkememiz ile Yargıtayımız arasında bir görüş farkı ortaya çıkmıştı. Bu görüş farkından dolayı bir karar söz konusu oldu. Bu yeni bir karar. Bu kararın değerlendirilmesini de yine ilgili mahkemeler yapacaktır. Hep beraber süreci takip edeceğiz."

BEKLENEN GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI: YARGITAY'A ELEŞTİRİ

Anayasa Mahkemesi'nin beklenen gerekçeli kararı, bugün itibariyle Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yüksek Mahkeme, 'Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması' şeklinde hüküm veren Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararının hiçbir kanunda yerinin olmadığı belirtildi:

"Anayasa ve Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu Hakkındaki Kanun'a aykırı olduğu gibi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda veya diğer kanunlarda bulunmayan bir karar türüdür. Böyle bir karar türünün olması da mümkün değildir."

AYM gerekçeli kararını açıkladı: Can Atalay keyfi olarak özgürlüğünden yoksun bırakıldı - Resim : 1

AYM'nin bireysel başvurularda verdiği hak ihlali kararlarının herhangi bir merci tarafından inceleme ya da denetlemeye tabi tutulamayacağına vurgu yapan Yüksek Mahkeme, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararını 'ayrıksı' olarak nitelendirdi.

'AYM KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI TARTIŞILAMAZ'

Mahkemelerin AYM kararını uygulamaktan hiçbir şekilde kaçınamayacağını ve 'keyfi kararlara' müsaade edilemeyeceğini belirten Yüksek Mahkeme, kararlarının bağlayıcılığının yargısal makamlar tarafından tartışılamayacağını vurguladı.

'KARARLARIMIZ 'TAVSİYE' VEYA 'TEMENNİ' DEĞİL, BAĞLAYICI'

Anayasanın AYM'yi diğer bazı anayasal ve yasal kurumlardan farklı olarak 'istişari nitelikte görüş bildiren bir organ olarak düzenlemediğine' dikkat çekilen kararda, "AYM kararları, mahkemeler veya kamu gücünü kullanan diğer organlar tarafından dikkate alınmayabilecek tavsiye veya temenni mahiyetinde kararlar olmadığından bu kararların bağlayıcılığı Anayasa’da özel olarak düzenlenmiştir" hatırlatmasında bulunuldu.

Akabinde, “Nitekim Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin başvuruya konu kararı dışında, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruya ilişkin kararlarının bağlayıcı olduğuna dair Yargıtay ve Danıştay’ın müstakar (yerleşik) kararları dikkate alındığında Türk hukukunda bu konuda bir uygulama sorununun da bulunmadığı görülmektedir” değerlendirmesi yapıldı.

Anayasa’nın, daha önce dosyayı Yargıtay’a gönderen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne böyle bir yetki vermediğinin de altını çizen AYM, yerel mahkeme ile kararı uygulamayan ve AYM üyelerini 'suç işlemekle 'itham eden Daire'nin Anayasa'ya açıkça aykırı hareket ettiğini vurguladı.

'BAŞVURUCU KEYFİ OLARAK ÖZGÜRLÜĞÜNDEN YOKSUN BIRAKILDI'

"Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararı ile başvurucunun ceza infaz kurumunda hükümlü statüsünün devam ettirilmesi hukuki dayanaktan yoksun hale gelmiştir" denilen gerekçeli kararda ayrıca, Atalay'ın tutukluluğu 'keyfi' olarak tanımlandı:

"Anayasa Mahkemesi kişilerin - Anayasa Mahkemesi kararına rağmen' özgürlüklerinden yoksun bırakılmaya devam edilmelerini, tutulmanın keyfiliğine sebebiyet veren bir durum olarak kabul etmektedir.

Bireylerin özgürlüklerine yönelik müdahalenin keyfi olmaması, olağanüstü yönetim usullerinin benimsendiği dönemlerde dahi uygulanması gereken temel bir güvencedir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yetkisi dahilinde kalan bir dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne göndermesiyle başlayan, Daire'nin de anayasa hükümlerini göz ardı ederek verdiği bir kararla şekillenen bu süreç, anayasanın sözüne açıkça aykırılık oluşturmuş ve neticede başvurucunun keyfi olarak özgürlüğünden yoksun bırakılmasına yol açmıştır.

Bu durumda başvurucunun hükümlü statüsüyle halen ceza infaz kurumunda tutulması anayasanın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına ilişkin güvencelerin yer aldığı 19. maddesine aykırılık teşkil etmektedir."

'ANAYASAYA AÇIKÇA AYKIRI HAREKET EDİLDİ'

AYM, "Sonuç olarak, mahkemelerin izlemiş olduğu yöntem, başvurucuyu yargılama güvencelerinden tümüyle yoksun bırakmıştır. Başka bir ifadeyle yeniden yargılama dosyası görevi ve yetkisi olmayan bir mahkemece karara bağlanarak Anayasa'nın 142. maddesinin amir hükmüne ve Anayasa'nın 37. maddesinde yer alan tabii hâkim ilkesine açıkça aykırı hareket edilmiştir" dedi.

TAHLİYE İÇİN GÖZLER İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NDE

31 sayfadan oluşan gerekçeli kararın açıklanmasının ardından, gözler tahliye kararı vermesi beklenen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çevrildi.

AYM gerekçeli kararını açıkladı: Can Atalay keyfi olarak özgürlüğünden yoksun bırakıldı - Resim : 2

"DERHAL TAHLİYE EDİLMELİ"

Avukat Kazım Yiğit Akalın, AYM’nin gerekçeli kararı üzerine Gerçek Gündem’e değerlendirmelerde bulundu.

Avukat Akalın, “İkinci ihlal kararı uyarınca derhal infazı durdurarak Şerafettin Can Atalay’ın tahliyesine karar verilmesi gerekiyor” dedi.

Akalın şunları söyledi:

Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından verilen karar, kararda kullanılan ifade ile, “Anayasa Mahkemesi kararına uyulmamasına” ilişkindir. Oysaki Anayasa’nın 153. maddesinin ilk cümlesi yoruma yer bırakmayacak şekilde, net bir ifade içerir: “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.”

Nitekim kararı veren merciin Yargıtay 3. Ceza Dairesi olması da başlı başına hukuka aykırıdır. Anayasa Mahkemesinin ihlal kararının ardından, hukuka aykırılığı giderme ve yeniden yargılama kararı verme görevi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine düşmektedir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Anayasa Mahkemesi kararına uygun bir şekilde karar vermek yerine dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermesi söz konusu hukuka aykırılıklar zincirini başlatan hata olmuştur.

Anayasa Mahkemesi bu kararı yeniden isabetli bir şekilde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiş, başvurucu Şerafettin Can Atalay’ın aleyhine olan hak ihlallerinin kaldırılması için yeniden yargılamaya başlanılmasını, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulmasını, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanmasına hükmetmiştir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, şayet bu ülkede bir Anayasa varsa ve her yurttaş da bu Anayasa’ya bağlı olmak zorunda ise, ikinci ihlal kararı uyarınca derhal infazı durdurarak Şerafettin Can Atalay’ın tahliyesine karar vermesi gerekmektedir.

AYM gerekçeli kararını açıkladı: Can Atalay keyfi olarak özgürlüğünden yoksun bırakıldı - Resim : 3

(Avukat Kazım Yiğit Akalın)

Etiketler
Can Atalay Avukat