'Can Atalay için neden Anayasa buruşturulup atıldı?'
Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay ve Karar yazarı Yıldıray Oğur, Gezi davasında tutuklanan ve gelişen süreçte Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına rağmen tahliye edilmeyip milletvekilliği düşürülen Can Atalay'ı köşelerine taşıdılar.
'HANGİ DARBE YAPANIN YANINA KAR KALDI?'
MUSTAFA BALBAY / CUMHURİYET:
"(...) Dün demokrasi tarihimiz açısından kara bir gündü.
Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin oylamanın dün yapılacağını duyuran AKP milletvekili Leyla Şahin Usta oldu. Usta’nın onca hak mücadelelerinin ardından hukuku ve Meclis iradesini hiçe sayan bir adımın duyurucusu olması bir başka acı durum.
AYM 25 Ekim 2023’te Atalay’ın hak ihlaline uğradığına hükmetti. Bu kararın ardından Atalay’ın saatler içinde özgürlüğüne kavuşması gerekirdi. Ne yazık ki AYM’nin karşısına Yargıtay kondu. 8 Kasım’da Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin üzerine çıktı. Yargıtay’a göre Atalay’ın milletvekilliği zaten düşmüştü.
Yargının tepesindeki tabloya bakın.
AYM’ye göre, Atalay milletvekiliydi, derhal Meclis’teki yerini almalıydı.
Yargıtay’a göre, Atalay hüküm giymiş bir teröristti, hapiste kalmaya devam etmeliydi.
Saray ve yardımcısının AYM’yi tanımamaya karar vermesinin ardından Yargıtay bir adım daha ileri gitti ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Dün de TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yurtdışında olduğu bir zaman diliminde Yargıtay kararı okundu.
Durmuş bir saat bile günde iki kez doğruyu gösterir. Ayarı bozulmuş bir saatin ise ne zaman neyi göstereceği belli olmaz. Türkiye böyle bir ülke haline geldi.
Türkiye’de çok ağır darbe dönemleri olmuştur.
Hukukun ağır yara aldığı dönemler olmuştur.
Hukukun silah olarak kullanıldığı dönemler olmuştur.
Ancak hukuk mücadelesi veren yiğit insanlar da olmuştur.
Boyun eğmeyen, sonuna kadar direnenler de olmuştur.
Bu kararın halkın vicdanında yeri yoktur.
Gün gelecek Meclis katında da yargı katında da yeri olmayacak.
Gün gelecek, Atalay’ın milletvekilliği hakkı teslim edilecek.
Gün gelecek, Atalay’ın bu süreçte uğradığı bütün maddi ve manevi zararlar karşılanacak.
Dün, TBMM TBMM’ye darbe yaptı.
Dün, TBMM anayasaya darbe yaptı.
Dün, TBMM milli iradeye karşı darbe yaptı.
Sorarız:
Hangi darbe yapanın yanına kâr kaldı?"
'CAN ATALAY İÇİN NEDEN ANAYASA BURUŞTURUP ATILDI?'
YILDIRAY OĞUR / KARAR
Hatırlayanlar olacaktır, hashtag kavramı Türkiye’de Gezi olaylarıyla popülerleşti ve öğrenildi.
Hatta Gezi olaylarının adı sık sık #Gezi olarak yazıldı.
Gezi olayları sırasında NTV’den kovulan Tarih dergisi bile daha sonra #Tarih diye çıkarılmıştı.
Yani Gezi’yi başlatan, yöneten biri varsa hashtag işaretini biliyor olması beklenir.
Çünkü bütün çağrılar esas olarak Twitter’dan ve bu hashtag işareti kullanılarak yapıldı. Hele de Gezi için yurtdışından eğitim almış biri varsa herhalde ona ilk öğretilenlerden biri telefonundan ve bilgisayarından nasıl hashtag ile tweet atacağıdır herhalde.
Şimdi doğrudan iddianameden bir telefon konuşmasını sansürlemeden aynen okuyalım.
Telefon konuşmasının tarihi 27-07-2013.
Yani Gezi olayları 28 Mayıs’ta başlamış, iki ay olmuş. Hatta olayların esas kısmı bitmiş. Taksim boşaltılmış. Her şey olup bittikten sonraki bir tarih bu.
Gezi’nin organizatörlerinden olduğu iddia edilen Can Atalay, benzer bir suçlamayla ceza alan Çiğdem Mater’i telefonla arıyor:
“27.07.2013 21:10:58 de Şerafettin Can ATALAY’ı ÇİĞDEM MATER UTKU’nun aradığı görüşmede özetle; Şerafettin Can’ın “Anladım çok güzel ya çok güleceğin bir sorum var sana ... birisi bana e bir dakika bir dakika ay pardon twiter dan şöyle bir şey yazmış ... başka tweet hesaplarını da yazıyor ve diyor ki işte çok takip edilen hesaplar Ceylanpınar’la ilgili hashtag olması için tweet atın ne yapmam lazım benim ... Sana da gelmiş olabilir bir bak istersen“ dediği, Çiğdem Mater’in “Bir dakika dur bilgisayarda mısın telefonla mı yapıyorsun ...” dediği, Şerafettin Can’ın “Telefonla yapacağım telefonla yapacağım“ dediği, Çiğdem Mater’in “Okey tamam telefonda bir tane şey işareti var ya hashtag işareti onu biliyorsun“ dediği, Şerafettin Can’ın “gördüm yani“ dediği, Çiğdem Mater’in “Bakayım ... hashtagi ne acaba o hashtag işaretinden yapıp yanına Ceylanpınar yazacaksın bir de Ceylanpınar’la ilgili bir cümle yazacaksın“ dediği, Şerafettin Can’ın “Tamam bakayım Ceylanpınar’la ilgili ... yazıyor ne bileyim ya bu da bir sorumluluk getiriyormuş insana kardeş çok zormuş bu ya hayır ya..” dediği, Çiğdem Mater’in “(Gülüyor)”
Yani hashtag işaretiyle tweet atmasını bile bilmeyen Can Atalay, #Gezi olaylarını çıkarıp hükümeti devirmeye teşebbüs etmekten ceza aldı.
Yetmezmiş gibi gerçekle ilgilenmeyen birileri de sırf onu hapiste tutmak için Anayasa Mahkemesi’ni iki kere çiğnedi. Meclis’in itibarını düşürdü, Anayasa’yı ezip geçti.
Sonra da biri Anayasa’yı buruşturup Meclis Başkanvekili’nin yüzüne attı.
Peki sahiden bütün bunlara değdi mi?"