İktidarın 'ailenin korunması ve güçlendirilmesi' genelgesine tepki: Bu gerici anlayış kadın cinayetlerini ve çocuk istismarını cesaretlendirecek!
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla "Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi"ne yönelik genelge Resmi Gazete'de yayımlandı. Kadın hakları savunucuları “Bireyi değil aileyi temel alan bu gerici anlayış kadın cinayetlerini, ev içi şiddeti ve çocuk istismarını cesaretlendirmek; tarikatların önünü açmak demek” diye tepki gösterdi.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, "Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi"ne yönelik genelgeyi değerlendirdi. Canan Güllü, "İktidarın bu çabası kadın ve çocuğun yaşam hakkını tehdit ediyor. Aile birliği kadının ve çocuğun istismarına rağmen, kadın ve çocuğun canı pahasına korunamaz" dedi.
BirGün'den İlayda Kaya'nın haberine göre; Canan Güllü, kadını ve çocuğu yoksayan politikaları eleştirerek şunları söyledi:
"EŞİTLİKTEN ÖDÜN VERİRSENİZ, SİZİ HİÇBİR ŞEY KURTARAMAZ"
“ŞÖNİM’lerin olduğu yerde Aile Bakanlığı’nın kurumsal kimliğinin ötesinde kutsal aile yapısını destekleyen kurumlarla aileyi nasıl ayakta tutacaklarını düşünüyorlar. Aile ancak eşitlikle yürür. Aile içindeki birinin varlığının görmezden gelinirse o aile kurumu kurum değildir. Bu eşitsiz yapının içinde istismarı, şiddeti görmezden geleceksiniz, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçeceksiniz, 3-5 çocuk diyerek kadını kuluçka makinesi olarak göreceksiniz, kadının istihdamdaki sorunları gidermeyeceksiniz, eğitime ulaşmasındaki engel olan erken yaş evliliklerini önlemeyeceksiniz sonra da ‘Aileyi nasıl kurtarırız’ diyeceksiniz. O ailenin içindeki öfke kontrollerini, yoksullukla mücadeledeki hak kayıplarını yerine getirmeyeceksiniz sonra çıkıp ‘Aileyi koruyacağız’ diyeceksiniz. Eşitlikten ödün verirseniz geldiğiniz konumda sizi hiçbir şey kurtaramaz.
"KADINLARIN VE ÇOCUKLARIN YAŞAM HAKKI TEHDİT EDİLİYOR"
Kadınların, 2011 senesinde Kadın Bakanlığı’nın kaldırılarak Aile Bakanlığı’na dönüştürülmesi ile başlayan hak gaspı, iktidarın kadını ve çocuğu yok sayıp aileyi güçlendirmeye yönelik popülist söylemleri sonucu kadın düşmanı politikaların iktidar eliyle beslendiği bir yere evrildi. Bireyi değil, aileyi temel alan bu gerici anlayış kadın cinayetlerini, ev içi şiddeti ve çocuk istismarını cesaretlendirmek demek. İktidarın bu çabası kadın ve çocuğun yaşam hakkını tehdit ediyor. Aile birliği kadının ve çocuğun istismarına rağmen, kadın ve çocuğun canı pahasına korunamaz. Anayasa’nın dediği gibi ‘Kadın erkek eşittir’ felsefesini yaygınlaştırmalıyız. Söyledikleri paralel yapıyla gaz almadır. Tarikatlara ve cemaatlere ‘Biz buradayız ve sizin dediğinizi yapmaya çalışıyoruz’ mesajı vermektir.”