Kriz bitti, Kılıçdaroğlu aday oldu: 'Erdoğan'ın şapkadan üç - dört tavşan çıkarması gerekecek'
Köşe yazarları, Millet İttifakı'nda yaşanan ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesiyle sonlanan krizi yorumladılar.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener'in önce sert sözlerle itiraz edip üç gün sonra İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş için formül üretilmesiyle geri dönmesi sonucu resmen Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı oldu.
Köşe yazarları, siyaset sahnesindeki son üç günü ve nihai neticeyi köşelerine taşıdı:
'LİDERLİK KUMAŞINI ORTAYA KOYDU'
Murat Sabuncu / T24:
"(...) Kılıçdaroğlu konuşurken HDP eş genel başkanı Mithat Sancar Habertürk’te aday çıkarma konusunu tekrar düşüneceklerini açıklıyor, Kılıçdaroğlu’nu görüşmeye davet ediyordu. TİP Başkanı Erkan Baş sosyal medyadan kendini tebrik ediyordu. Masanın dağılmasını önleyen, muhafazakar, milliyetçi, sosyal demokratları bir arada tutan Kılıçdaroğlu’nun Kürtleri ve solcuları da kapsayan büyük bir uzlaşıyı da sağlaması beklenir.
Kemal Kılıçdaroğlu 6 Mart’ta, Altılı Masa'yı yeniden kurdu. Lider kumaşını ve eğer masadan yeterli desteği alırsa Cumhurbaşkanı seçilmek için şansının olabileceğini de ortaya koydu."
ERDOĞAN'IN ŞAPKASINDAN BİR DEĞİL, ÜÇ DÖRT TAVŞAN BİRDEN ÇIKARMASI GEREKECEK'
Mehmet Yakup Yılmaz / T24:
"(...) İYİP açısından da ittifaka dönüş çok önem taşıyor. Bu partinin oy tabanının yüzde 54'ü "ikinci parti" olarak CHP'yi görüyor. İYİP seçmeni içinde sosyal demokrat eğilimli ailelerden gelenlerin oranı yüzde 37. Eski AP – DYP – ANAP çizgisi diye tanımlayabileceğim "merkez sağ eğilimli seçmen" yüzde 26. Yani zannedildiği gibi bu partinin seçmeninin ezici çoğunluğu eskiden MHP'ye oy verenler değil. Milliyetçiler ama seküler yaşam biçimini savunuyorlar. Muhafazakârlar ama Batı'ya açıklar.
Böyle bir partinin, kurulduğu günden beri Erdoğan'a karşı konumlanmış politikaları ve stratejisini bir günde terk edebilmesi mümkün değildi, bu partinin çözülmesine neden olurdu. Belli ki doğru bir hasar tespiti yapılmış; ona göre pozisyon alınmış. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesine nasıl yanıt verebileceğini kestirmek zor ama öyle görünüyor ki şapkasından bir değil, üç – dört tavşan birden çıkarması gerekecek."
'AKŞENER KAYBETTİ, DAVUTOĞLU KAZANDI'
Mehmet Tezkan / Halk TV
"(...) Davutoğlu cumhurbaşkanı yardımcılığını kaptı. Bir de bakanlık aldı. Bundan iyisi Şam’da kayısı derler!
Gelelim Babacan’a. Onun yüzü neden siyahımsı olduğunun yanıtına…
Babacan’ın DEVA’sı daha örgütlü daha iddialı. Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile aynı kefeye konulmak
istemiyor. Araları limoninin de ötesinde. İkisi de aynı tabana oynuyor. Ama maçın sonunda ikisi de
eşit muamele görecek…
Tekrar Akşener’e dönersek. Dün akşam açıklanan 12 maddelik mutabakat metni Akşener’e büyük
haksızlık. Ama kendi düşen ağlamaz diye bir söz vardır. Çukuru kendi kazdı, içine atladı, resmen
intihar etti. Şimdi hayata dönsün diye kendine ve partisine serum bağlanmış halde dolaşıyor.
Kendi etti kendi buldu."
'TARİH OLMADI, TAHRİP OLDU'
Mustafa Balbay / Cumhuriyet:
"(...) Akşener’in 2 Mart Perşembe günü Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde yapılan 6’lı masa buluşmasından sonra partisinin genel merkezine dönüşte kendisini ateşli partililer karşıladı. Bu 3 Mart’ın habercisiydi! 3 Mart sonrasındaki yankılar, İYİ Parti’nin oylarının patlamayacağını gösterdi. Akşener’in 'Ya tarih olacağız ya tarih yazacağız' sözü şu aşamada hayata şöyle geçti: Tahrip oldu! Daha büyük ölçekten bakınca şunu da söylemek gerekir: İYİ Parti karar vericileri 3 Mart krizinin Türkiye’nin geleceğini nasıl etkileyeceğini öngörerek hareket ettiyse vahim, öngörmediyse daha da vahim!"
'DEVLET YÖNETİMİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ADIM'
Taha Akyol / Karar:
Meral Akşener’in önerisiyle ‘devreye’ dahil edilen Ankara ve İstanbul Belediye Başkanları seçim kampanyasında olumlu etki yaratacaktır, bu bakımdan iyi oldu.
Yol Haritası’na göre, Kılıçdaroğlu kazandığında hemen değil, 'uygun gördüğü zamanda' atayacak. Bunun anlamı, 31 Mart 2024’teki mahalli seçimlere kadar, Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlıklarının Millet İttifakı elinde kalmaya devam etmesidir.
Yol Haritası’nda 'Bakanlıklara paralel olarak kurulmuş Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Politika Kurulları ve ofisler lağvedilecektir' diyor. Bunu alkışlıyorum. Modern devlette paralel yetkiler olmaz, sorumsuz görevler olmaz. 'Mutabakat Metni’nde keyfi atamalardan oluşan bakan yardımcılıklarının kaldırılıp, eskiden olduğu gibi kıdeme dayalı müsteşarlıkların yeniden kurulması da düzgün devlet yönetimi için çok önemli bir adım olacaktır.
Her başlangıç bir ümittir."
'VAZO ÇATLAMALARINA DİKKAT EDİLMESİ GEREKİYOR'
Ahmet Taşgetiren / Karar:
"(...) Toplumda her çevrenin, bu oluşumun ahenkle yürüyüp yürümeyeceğine bakıyor olduğunu bilmek önemli. Şayet önümüzdeki seçimlerde iktidar ile hem de kıran kırana bir siyasi mücadele söz konusu ise, iktidarın bu çok parçalı yapıdaki her gerilimi ümitle takip edeceği de muhakkak. Herhalde bundan sonraki 'vazo çatlamaları'na dikkat edilmesi gerekiyor. Bunun için de lider buluşmalarında problemleri erkenden görmek, açık konuşmak, müzakere dilini kaybetmemek, sinirleri sakin tutmak, duygusallıklara yer vermemek, tabii herkesin -her partinin- saygınlığını kollamak gibi hassasiyetler önem kazanacak."
'AKŞENER'İN GİZLİ ZİYARETÇİSİ OLSA NE YAZAR'
Akif Beki / Karar:
(...) Fakat Akşener masaya döndü, muhalefeti bölmeyecek. İktidardan da muhalefetten de ayrı takılmakta ısrar etse teori, doğru kabul edilebilirdi. Tasarlayarak, neyin niye olmadığını göstererek masadan kalkmanın taşlarını döşediği, o zaman söylenebilirdi. 'Hepsini denedim, elimden geleni yaptım ama olmadı, benden günah gitti, başka seçenek kalmadı' diyebilmek için tribünlere oynamış da sayılabilirdi. 'Meğer hepsi, seçenek tüketme yönteminden ibaretmiş' denebilir mi peki hâlâ? Masaya döndü.
Muhalefeti bölmediği sürece boş söylentiden öteye geçer mi bunlar? Bir gizli ziyaretçisi olduysa, bir müdahaleye maruz kaldıysa bile onu püskürtmüş konumda bugün."
Emre Kongar / Cumhuriyet:
"(...) Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi için 'Millet İttifakı'nın ortak adayı olarak ilan edilmiştir. Seçmen Kılıçdaroğlu ile Erdoğan, yani Demokrasi ile Otokrasi arasında tercih yapacaktır. Dilerim sağ partiler ve sağ kesimdeki seçmenler burada da hedefi şaşırmazlar...
Ve dilerim, Kılıçdaroğlu, seçimi kazandıktan sonra, tarikatların, toprak ağalarının, liberal solcuların, Neoemperyalizmin kucağına oturmaz."
'AKŞENER MASAYI DAĞITTIĞINDA ORTAYA ÇIKACAK SONUCU KESTİREMEDİ'
Yaşar Aydın / Birgün:
"Meral Akşener hışımla masayı dağıttığında ortaya çıkacak sonuçları çok kestiremedi. Erdoğan sonrası kurulacak Türkiye’de kendi rengini verme uğruna masaya rest çekerken karşısında sadece 5 partinin olduğunu düşündü. Yıllardı devam eden rejim karşıtı toplumsal muhalefetin enerjisini ve bu enerjinin halkta yarattığı öfkeyi hesap edemedi.
Bu anlamıyla masada kalan diğer partilerin Akşener’in restine karşı çıkması önemli olmakla birlikte toplumun en geniş kesimlerin gösterdiği reaksiyon belirleyici oldu. Hatta 5 partiyi bir arada durmaya zorlayan da bu oldu.
Akşener’in açıklamasından sonra binlerce İYİP üyesi partiden ayrıldı. İstifalar sosyal medyadan paylaşıldı. SOL Parti, TİP, HDP sorumluluk çağrısı yaptı. Zor günlerin aşılması konusunda üstlerine düşüne yapmaktan çekinmeyeceklerini ifade etti. Buna sendikalar, meslek örgütleri dahil oldu.
Ve her şeyden öte toplumun ekseriyeti ayrılanı cezalandıracağına dair çok açık mesaj verdi.
Bu mesajın etkisi o kadar güçlüydü ki kendine cumhurbaşkanı adayı arayan Akşener’i bile tedirgin etti ve çok değil 72 saat sonra kalktığı masaya yeniden oturmak zorunda kaldı. Göstermelik daha doğrusu masaya dönmek için gerekçe olarak sunabileceği bir iki şartla."
'TÜRKİYE 6 MART'TA SİYASİ BİR VODVİLE SAHNE OLDU'
Hayri Kozanoğlu / Birgün:
"Özetle, Türkiye 6 Mart’ta siyasi bir vodvile sahne oldu. Aynı bulvar tiyatrolarındaki gibi bir sürü itiş kakışın, entrikanın ardından temel aktörler el ele tutuşarak alkışlar arasında seyirciyi selamladılar. Herkes gibi biz de bu süreçte notlarımızı aldık. Ama asıl sorumluluğumuzu, bu otokratik baskı rejimini sonlandırma görevimizi unutmadık. Bu siyasi çalkantı içerisinde deprem bölgesindeki kardeşlerimizi hiç aklımızdan çıkarmadık. Ama yine de böylesine siyasi gündeme hapsolmaktan mahçubiyet duyduk. Biz Sol Partililer, tüm sosyalistler, demokratlar son dönemde halkın artan güvenini boşa çıkarmayacağız, son ana kadar ortak aday etrafında tüm çabamızı harcayacağız."
'KRİZDEN GÜÇLENEREK ÇIKTILAR'
Saygı Öztürk / Sözcü:
"Dün, Ankara gerçekten çok hareketliydi. 6'lı masadan çekilen Meral Akşener, İmamoğlu ve Yavaş'a geniş yetkili Cumhurbaşkanı yardımcılığı formülü üzerine, yeniden masaya döndü. Kılıçdaroğlu ise yine 6'lı masanın Cumhurbaşkanı adayı olarak yoluna devam edecek.
Olaylar bu hale gelmeden bu formül bulunabilirdi. Anlaşılan 6'lı masa bu tür sürprizlere hazırlıklı değilmiş. Neyse, konu fazla uzamadan çözüme kavuşturuldu. Kılıçdaroğlu ve Akşener'in bir otelde buluşmasıyla düğüm tamamen çözülmüş oldu.
İmamoğlu ve Yavaş, bu süreçte herhangi bir seçime girmeyecek. O yüzden görevlerinden istifa etmelerine de gerek kalmayacak. Bu kritik süreçte geliştirilen formül, 6'lı masayı daha da güçlendirdi. Açıkçası, krizden güçlenilerek çıkıldı."
'ZORLUKLAR BİTMİŞ DEĞİL'
Muzaffer Ayhan Kara / Gerçek Gündem:
"(...) Fakat Millet İttifakı için ortak cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi ve parlamenter sisteme geçiş için yol haritasında mutabakata varılmasıyla zorluklar bitmiş değil. Daha milletvekili seçimine ortak listelerle girilecek iller belirlenecek. CHP'ye İYİ Parti dışındaki partilerden gelecek milletvekili adayı önerilerinin CHP listelerinde garanti sıralarda değerlendirilmesi var. İttifak dışındaki partilerin ve başka ittifakların desteğinin nasıl alınacağı ve bu konulardaki mutabakat ihtiyacı var.
Umarım Millet İttifakı, 'hamdı, pişti, yandı'... bundan böyle çok daha olgunlukla, gerçekçi ve en önemlisi şeffaflıkla hareket eder, birbirini de seçmeni de üzmez, bilakis güven verir. "