Meslektaşlarından Can Atalay için basın açıklaması: “Bu keyfi uygulamayla hakkı ihlal edilen yalnızca Can Atalay değil, onu seçen millettir”
TİP'ten milletvekili seçilmesine rağmen hala tahliye edilmeyen Can Atalay'ın meslektaşları Çağlayan Adliyesi'nde basın açıklaması düzenledi. Hukukçular, Gerçek Gündem’e yaptığı açıklamada Atalay’ın tutukluluğunun hukuksuz olduğunu vurguladı.
14 Mayıs Genel Seçimi’nde Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay milletvekili olarak seçilen Gezi tutuklusu Can Atalay, hukuksuzca cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. Atalay’ın serbest bırakılması için meslektaşları Çağlayan Adliyesi’nde basın açıklaması düzenledi. Atalay’ın annesi Şükran Atalay ve babası Mustafa Atalay da oradaydı.
Gerçek Gündem’e konuşan Can Atalay’ın arkadaşları, mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceklerini vurguladılar.
MİLLETVEKİLİ OLAN BİR KİŞİNİN CEZA İNFAZ KURUMUNDA TUTUKLU OLARAK TUTULMASI, KISITLANMASI MEŞRU DEĞİL VE HUKUKA AYKIRIDIR
Gerçek Gündem’e konuşan, ceza hukukçusu Avukat Profesör Dr. Serap Keskin Kiziroğlu, milletvekili olan bir kişinin ceza infaz kurumunda tutuklu olarak tutulmasının hukuka tamamen aykırı olduğunu vurguladı:
“Can Atalay'a destek olmak için buradayız. Can, halkın iradesiyle milletvekili seçildi. Oldukça da yüksek oy aldı. Ama halkın iradesi hiçe sayılarak yasal düzenlemelere aykırı bir şekilde, anayasaya aykırı bir şekilde hala salıverilmiyor. Buna itiraz ediyoruz ve sesimizi duyurmak için buradayız. Anayasanın 14. maddesi ve 83. maddesi birlikte değerlendirilecek olduğunda Avukat Can Atalay'ın tutukluluğunun hukuk dışı olduğunu bütün hukukçular tarafından bilinir.”
Ceza hukuku profesörü olduğunu hatırlatan Kiziroğlu, “Bütün hukuk akademisyenleri, teorisyenleri ve kendine hukukçuyum diyen herkes çok iyi bilmektedir ki Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 83. maddesi ve 14. maddesi kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milletvekili olan bir kişinin ceza infaz kurumunda tutuklu olarak tutulması, kısıtlanması meşru değil ve hukuka aykırıdır. Kim olursa olsun, hangi dünya görüşünden olursa olsun” dedi.
BİZ AVUKATLAR CAN’IN SAVUNMASININ TEMİNATIYIZ
Gerçek Gündem’e konuşan Önce Avukatlar Başkanı Av. Elif Görgülü, Can Atalay’ın Hatay halkının iradesiyle milletvekili seçildiğine dikkat çekerek, ‘‘Biz avukatlar Atalay’ın savunmasının teminatıyız’’ dedi:
‘‘Burada bir hukuka aykırılığı gözler önüne sermek için toplandık. Biz avukatlar Can’ın savunmasının teminatıyız. Savunmayı temsil eden kişiler olarak anayasa mahkemesi kararlarına, AİHM kararlarına aykırı olarak içeride tutuklu olarak kalan hukuksuzluğu gözler önüne seriyoruz. Hatay halkının iradesiyle şu anda milletvekili olarak değerli meslektaşımız Avukat Can Atalay'a yapılanlara bir an önce son verilmesini istemek için buradayız. Mücadelemiz devam edecek.”
ADLİYE ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI: “CUMHURBAŞKANINI SEÇEN DE, TBMM’DEKİ DİĞER 599 MİLLETVEKİLİNİ SEÇEN DE AYNI KAYNAKTIR: HALKIN İRADESİ”
Çağlayan Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasında ise şunlar kaydedildi:
“Bizler CAN’ın arkadaşları olarak, CAN’ın devam eden tutukluk halinin hukuksuz sürecine dair duygu ve düşüncelerimizi, Anayasal düzenlemelere dayanarak beklenti ve taleplerimizi sizlerin aracılığıyla kamuoyu ile bir kez daha paylaşmak için bugün buradayız.
Öncelikle belirtmek isteriz ki; meslektaşımız Can Atalay, 14 Mayıs 2023’de yapılan TBMM genel seçimlerinde Türkiye İşçi Partisinden 28. Dönem milletvekilliği için aday olmuş;
Yüksek Seçim Kurulu, bilindiği gibi yaptığı inceleme sonucu CAN hakkında verilmiş olan ve halen Yargıtay aşamasında bulunan hüküm kesinleşmemiş olduğundan CAN’ın adaylığını kabul ve ilan etmiş;
CAN, Hatay seçmenlerinin oylarıyla milletvekili seçilmiştir. Mazbatası düzenlenmiş ve verilmiştir. Komisyonlarda, görev paylaşımında CAN ATALAY, TBMM İnsan Hakları Komisyonu TİP Milletvekili üyesi olarak seçilmiştir.
Değerli Basın Mensupları,
Bu açıklamalarımız da gösteriyor ki; 14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılan genel seçimlerde arkadaşımız Can Atalay, Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili olarak seçilmiştir. Cumhurbaşkanını seçen de, TBMM’deki diğer 599 milletvekilini seçen de aynı kaynaktır: Halkın iradesi.
“BU İRADE VE SONUÇ ANAYASAYA VE HUKUKA AYKIRI OLARAK BÖLÜNEMEZ”
Millet, seçim yoluyla yaptığı tercihle, beş yıl süresince millet adına kimlerin kanun koyma ve denetleme yetkisini kullanacağını, kimin yürütme yetkisini kullanacağını belirlemiştir. Bu irade ve sonuç anayasaya ve hukuka aykırı olarak bölünemez. Hukuken hiçbir temeli, dayanağı olmaksızın milletin seçtiği temsilcilerinden birinin, diğerlerinden farklı bir muameleye tabi tutulması asla kabul edilemez.
Meslektaşımız, arkadaşımız Can Atalay’ın hukuki herhangi bir engeli olmaksızın milletvekili seçildiği, seçimlerin yönetimi ve denetimi ile seçimlerle ilgili her türlü kararı vermeye yetkili anayasal organ olan Yüksek Seçim Kurulu tarafından Resmi Gazete’nin 30 Mayıs 2023 tarihli nüshasında yayınlanarak kesinleşmiştir.
“ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARLARI İSTİSNASIZ HERKESİ BAĞLAR”
Seçilen diğer 599 milletvekili TBMM’de yemin ederek göreve başlamışken, Can Atalay “tutuklu olduğu” gerekçesiyle cezaevinde tutulmaya devam edilmektedir. Oysa, anayasanın açık ve emredici hükmü uyarınca, bir kişi milletvekili seçilince, aksi yönde bir Meclis kararı olmadıkça, seçimden önce ya da sonra bir suç işlediği ileri sürülerek tutulamaz, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Anayasanın hükümleri, nasıl yorumlanması ve uygulanması gerektiği konusunda herkesin görüşlerini söyleme hakkı kuşkusuz vardır. Ancak, anayasa hükümlerini yorumlama, anlam ve içeriğini ve nasıl uygulanacağını belirleme konusunda tek yetkili kurum Anayasa Mahkemesidir. Ve Anayasa Mahkemesinin kararları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare organlarını, gerçek ve tüzel kişileri, yani istisnasız herkesi bağlar.
Değerli Basın Mensupları Anayasa Mahkemesinin, bu konuda verdiği kararlara dikkatinizi çekmek istiyoruz. Anayasanın 83. maddesi uyarınca bir kişi milletvekili seçilince, hakkında daha önce açılmış ve devam eden bir dava olsa bile Meclis tarafından dokunulmazlığı kaldırılmadığı ve milletvekilliği devam süre boyunca, ağır cezalık suçüstü hali haricinde, kesinlikle tutuklu bile olsa salıverilmesi ve hakkındaki yargılamanın durdurulması gerektiği açık ve net olarak kamuoyunca bilinmelidir.
“BU HUKUK DIŞI, KEYFİ UYGULAMA SURETİYLE DE HAKKI İHLAL EDİLEN YALNIZCA CAN ATALAY DEĞİL, ONU SEÇEN MİLLETTİR, ÜYESİ OLDUĞU TBMM’DİR”
Seçilmesinin üzerinden bugün itibariyle 53 gün geçmiş olmasına karşın, Can Atalay’ın halen daha salıverilmemiş olması hukukun, Anayasanın ihlalidir. Bu hukuk dışı, keyfi uygulama suretiyle de hakkı ihlal edilen yalnızca Can Atalay değil, onu seçen millettir, üyesi olduğu TBMM’dir.
Anayasa Mahkemesi kararlarını, fiilen tanımama, uymama, gereğini yerine getirmeme konusunda ihmal gösteren yargı kurumları da esas olarak kendi meşruiyet ve varlık nedenleri ile ters düşmektedir. Çünkü mahkemeler de meşruiyetini, kullandıkları yetkinin kaynağını, şimdi görmezden geldikleri, uymadıkları Anayasadan almaktadır. Bir mahkeme, hukuken hiçbir temeli ve dayanağı olmaksızın halkın iradesini karşısına alıp, aynı zamanda anayasaya göre uymak, uygulamak zorunda olduğu Anayasa Mahkemesi kararının gereğini de yerine getirmiyorsa, şüphesiz ki kendi verdiği ve vereceği kararların hukukiliğini, meşruiyetini ve bu kararlara uyma zorunluluğunu da tartışmalı hale getiriyor demektir.
Bu bakımdan, Can Atalay’ın halen daha salıverilmemiş olmasının müsebbibi olan yargı kurumları bilmelidir ki, bu fiili durum en başta kendilerine zarar vermekte, onarılması çok güç itibar kayıplarına neden olmaktadır.
Bizler, Can’ın arkadaşları olarak, hepimizi, milletin her bir ferdini, başta Meclis ve yargı olmak üzere her kurumunu çok büyük ve derin bir uçuruma sürükleyen, toplumsal barışı, adalet ve vicdan duygusunu yaralayan bu duruma derhal son verilmesi için yetkili yargı mercilerini görevini yapmaya davet ediyoruz.
“HAKLARIMIZI SAVUNMAZSAK YARIN HAK SAHİBİ BİR YURTTAŞ OLMAKTAN ÇIKIP, BİAT ETMEKLE YÜKÜMLÜ MODERN KÖLELER OLURUZ”
Toplumda yargı kurumunun, özellikle siyasi davalarda adalet dağıtmaktan daha çok, korku salan, cezalandıran, herkesin çekindiği, güvenmediği bir kuruma dönüştüğü izleniminin hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu hepimiz üzülerek izliyoruz.
Bilinmelidir ki, bugün anayasal hakkımızı ısrarla ve azimle savunma konusunda ihmal ve çekingenlik gösterirsek, yarın hak sahibi bir yurttaş olmaktan çıkıp, biat etmekle yükümlü modern köleler oluruz.
Bu nedenlerle, milletin oylarıyla seçilen diğer milletvekilleri gibi Can Atalay’ın da derhal serbest kalması hukukun, anayasanın ve adaletin gereğidir.
Başta üyesi olduğu TBMM ve ayrımsız bütün milletvekillerini, siyasi partileri, Türkiye Barolar Birliğini, barolarımızı, hukuk kurumlarını, sivil toplum kuruluşlarını ve insan hakları örgütlerini, tek tek bütün yurttaşlarımızı anayasanın, hukukun ve haklarımızın etkin bir bekçisi olmaya, görevli yargı merciinin görevini yerine getirmesi için herkesi meşru, hukuki ve demokratik yollardan sesini çıkarmaya, tepki göstermeye davet ediyoruz.
Hukukun ve anayasanın gereği yapılsın istiyoruz!
Halkın iradesine saygı istiyoruz!
Adalet ve Özgürlük istiyoruz!”
Kaynak: Gerçek Gündem