Prof. Dr. Osman Bektaş: "Orası deprem bölgesi değil deniliyor ama..."
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğuna dikkat çekerek, “Kuzey’de Avrasya levhası, Güney’de Arap levhası arasında sıkışan bir Türkiye’nin kırılmayacak hiçbir yeri yoktur. Her taraf kırılır." dedi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, vatandaşların deprem yönetmeliğini dikkate alması gerektiğini belirterek deprem tehlikesini öğrenmek isteyen vatandaşların 2019 yılında yayınlanan deprem tehlikesi haritasına bakması gerektiğini söyledi.
Trabzon’da yapı stokunun oldukça kötü olduğunu kaydeden Bektaş, şunları söyledi:
“Bir yerin depremden etkilenmesi için illa orada bir fayın olması gerekmiyor. Trabzon, Kahramanmaraş ve Elazığ depremlerinden etkilendi. Şimdi de Gümüşhane’deki 4 büyüklüğündeki depremden etkilendi. 5 büyüklüğünde bir deprem olsaydı bunun 10 katını hissedecekti. 6 büyüklüğünde bir deprem olsaydı Trabzon 100 katı daha sallanacaktı. Trabzon’un kuzeyinde Karadeniz fayı var. Bu fay Trabzon veya Karadeniz sahili tehdit ediyor. Ama bu Karadeniz Fay Hattı’nda da bilgilerimiz çok az. Fayın hızını, deprem tekrarlama süresini bilmiyoruz. Deprem enerji üretimini bilmiyoruz. Bilmediğimiz aktif deprem üreten fay esas tehlikelidir."
"Karadeniz sahilinde Trabzon, Rize, Ordu benim korktuğum 3 konu var. Trabzon’da yapı stoku. Bu son derece zayıf. İkincisi Trabzon sahil plajı üzerinde ve heyelanlı yamaç üzerinde kurulmuştur. Orta büyüklükteki bir deprem her an bu heyelanlı sahaları hareketlendirebilir. Bunun ötesinde zemin çok kötü olduğu için gevşek bir zemin olduğu için biz uzaktaki küçük depremleri dahi burada hissedebiliyoruz. Bölgenin jeolojik özelliğinden dolayı bir deprem büyütmesi söz konusu. Üçüncü en korktuğum konu yerel yöneticilerin deprem algısını hala önemsememiş olması. Trabzon deprem bölgesi değildir algısı maalesef hala yıkılmış değil. Yerel yöneticiler maalesef bu konuda duyarlı değil. Yerel yöneticilerin duyarsızlığı, zeminin zayıf olması ve yapı stokunun zayıf olması bölgenin en önemli deprem tehlikesi ve riskidir. Nüfus ve şehirleşme artıyor depremden görebileceğimiz zarar ile can ve mal kaybı buna göre artıyor. Gerekli önlemi almamız lazım. Depremden korkmayalım, depreme karşı önlem anmayan yöneticilerden veya deprem algısını oluşturmayan toplumdan korkalım."
“Bilim insanları görüşlerini açıklayabilir ancak burası tehlikelidir, burası tehlikeli değildir demek doğru değil” diyen Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugüne kadar Trabzon’da deprem olmaz, burası deprem bölgesi değil deniliyor bu bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Geçen ay Karadeniz’de bir deprem oldu. İnsanlar sallandı. Demek oluyor ki, bilim insanının söyleminden daha çok doğanın kendi hareketi, titretişimi oluşturduğu deprem insanlar üzerinde daha fazla etki yapabiliyor."
"Şimdi Trabzon’da olabiliyor diyorlar. Bir yerde depremden etkilenmek için illa orada bir fayın olması gerekmiyor. Trabzon’da 300-400 kilometre güneydeki bir faydan etkileniyorsa, kuzeydeki 15-20 kilometre Karadeniz fayının ne yapacağını, ne zaman harekete geçeceğini bilmiyoruz. Bu fayın 1968 yılında 6.6 büyüklüğündeki deprem ile Bartın’ı yıktı. O zaman Bartın bir kasabaydı şimdi ise bir il."
"2012 yılında Batum açıklarında fay 5.6 büyüklüğünde deprem üretti. Bu depremin artçıları Trabzon’a kadar geldi. Bunlar insanları harekete geçirebiliyor. Bilim insanlarının söylemlerinden çok doğanın oluşturduğu tepki çok daha önemli oluyor. Bilim insanları görüşlerini açıklayabilir ancak burası tehlikelidir, burası tehlikeli değildir demek doğru değil. İstanbul’da deprem beklerken Trabzon’da da, Gümüşhane’de de, Konya’da da deprem olur. Depremin yeri ve zamanını bugünkü bilim bilmiyor."