Maltepe Kent Konseyi Kadın Meclisi'nin konuğu Hilal Dokuzcan oldu
Maltepe Kent Konseyi Kadın Meclisi, kendi merkezinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle "Yaşamdan Kadın İzleri ve Kadın Hareketi" söyleşisi gerçekleştirdi.
Maltepe Kent Konseyi Kadın Meclisi, kendi merkezinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle "Yaşamdan Kadın İzleri ve Kadın Hareketi" başlıklı bir söyleşi düzenledi.
Yerelin Gündemi'nin aktardığına göre; Maltepe Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği "Yaşamdan Kadın İzleri ve Kadın Hareketi" isimli söyleşinin konuğu Sosyalist Enternasyonel Kadın Başkan Yardımcısı Hilal Dokuzcan oldu.
Maltepe Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sevda Arslan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün çok derin acılarla yüklü bir gün olduğunu belirterek şöyle konuştu: “8 Mart kutlanacak değil, acı ve ibretle hatırlanacak bir gündür. Nedeni ise 1857 yılında 129 Kadın Eşit ücret eşit haklar için mücadele verdikleri günde yanarak öldükleri gündür.
Çiçek, böcek değil mücadele ve toplumsal rol bilincidir. Elleriyle ilmik ilmik hayatı ören, görünmeyen emekleriyle evlerin yapıtaşı ev kadinlarinin tüm emekçi kadınların günüdür.Kadın, çocuk doğurmak , yemek ve temizlik yapmak dışında bir çok özelliği olan, hayatın her bir kilometre taşında yer alandır.
50 yaşında 5 çocuk sahibi olsa da sevdiği kırmızı ruju dudağına sürerken gülümseyendir”
Sevda Arslan, kadınların her gün bir başka cinsel ayrımcılıkla mücadele ettiğini belirterek şunları söyledi:
Anneyi, anneligi kutsal sayan bu toplumda erkekler ne yazık ki hala kadınları, kızları öldürüyor! Bu çelişkiyi anlamak mümkün değil ! Bir yandan annesini, anneligi kutsuyor; diğer taraftan başka annelere, anne adaylarına işkence ediyor, dövüyor. Hatta emeklerimiz sonuna kadar sömürülüyor. Özgürlüklerimiz elimizden alınıyor.
Tüm kadınların acılarının dinmesi için, ölüm ve şiddet riskinden kurtulmaları, çocuk gelinlerin kurtulmalari ve bütün kadınların ozgurlesmesi için 8 Mart’ı bir kez daha acıyla anıyoruz.”
Oncelikli olarak bugun yanimizda olan tum stklarimiza, siyasi parti temsilcilerine , derneklerimize, annelerimize yani kadınlarımızin toplumsal mücadelede birlikte olan guzel yurekli kadinlarimiza omuzdaşlarimiza geldikleri için çok teşekkür ederiz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü aslında takvimimizin çok derin acılarla yüklü bir günüdür ve aslında kutlanacak bir gün de değildir bence. Nedeni ise 1857 yılında 129 Kadın Eşit ücret eşit haklar için mücadele verdikleri günde yanarak öldükleri gündür. Çiçek, böcek değil mücadele ve toplumsal rol bilincidir. Elleriyle ilmik ilmik hayatı ören, gorunmeyen emekleriyle evlerin yapıtaşı ev kadinlarinin tüm emekçi kadınların günüdür. KADIN Çocuk doğurmak , Yemek ve Temizlik yapmak dışında bir çok özelliği olan..
Hayatın her bir kilometre taşında var olandır.
Hayatındaki en önemli sorumluluğu sanki renklilerle beyazları ayrı yıkamaktan ibaret olmadığı farkındalıgında olanlar,
50 yaşında 5 çocuk sahibi olsa da sevdiği kırmızı ruju dudağına sürerken gülümseyen,
Çocuklarının ve eşlerinin arkasında durup, her zaman koruyucu melek hissiyatini varlığıyla hissettiren
Dünyanın muhteşem varlıkları KADINLAR…
Hayatın her alanında iş gücü, kadın gücü, anne gücü, eş gücü olarak destek sağlarken
diğer taraftan yüreğinde hep küçük bir kız çocuğu şefkatine gereksinim duyan
varlıK(ADIN)lar. .
Eteğinin boyuna ve saçının rengine göre edep seviyesinin belirlenmediği,yaftalanmanın yapılmadığı,
Gecenin yarısı,öğlenin ortası,sabahın körü diye tanımlanan herhangi bir saat aralığında kimseye ama kimseye onu rahatsız etme hakkı vermediği.. .
Taciz,tecavüz,tehdit ile karşılaşıp ruhundaki cam kırıkları her gün beynini hunharca yiyen kendi sessizliğimiz içine gömülmedigimiz, cinsel ayrımcılığa maruz kalmadığımız Anneyi, Anneligi kutsal sayan bu toplumda erkekler ne yazık ki hala kadınları, kızları öldürüyor! Bu çelişkiyi anlamak mümkün değil ! Bir yandan annesini, Anneligi kutsuyor; diğer taraftan başka annelere, anne adaylarına işkence ediyor, dövüyor. Hatta emeklerimiz sonuna kadar sömürülüyor. Özgürlüklerimiz elimizden alınıyor. Bir Erk'in eril dilin zorbaligina son verebilmek için zulme uğramakta olan tüm kadınların acılarının dinmesi için, ölüm ve şiddet riskinden kurtulmalari çocuk gelinlerin kurtulmalari ve bütün kadınların ozgurlesmesi için Şiddetin ayrımcılığın her türlüsüne karşıyız diyerek Kadın Cefakardir Kadın Fedakardir Kadın Anadir , Kadın, Candır...
8 Mart Emeğimizdir,
Emeğimize sahip çıktığımız gündür.
Hepimizin, kadınlara uygulanan şiddete karşı bilinclenmesi ve sonuna kadar savaşmasi gerekir. 8 Mart ancak o zaman kutlanacak bir gün olur. 8 Mart Bayram Değil!
Direnişin Emeğin ve Ekmeğin Savaşının günüdür.
Kadınlarımızın Emek ve Ekmek kavgasında ölmediği yarınlar umuduyla.
Tüm Kadınlarımızın yureklerinden öpüyorum.
Söyleşiye katılan kadınlarla keyifli ve aydınlatıcı bir sohbet gerçekleştiren Sosyalist Enternasyonel Kadın Başkan Yardımcısı Hilal Dokuzcan söyleşi sonrası soruları yanıtladı.
Hilal Dokuzcan'ın sorulara şu şekilde yanıt verdi:
- Kadına uygulanan şiddete ve kadın sömürüsüne karşı daha somut adımlar nasıl atılabilir?
Kadına yönelik şiddet dünyanın hemen hemen her yerinde kadınların karşılaştığı en büyük sorunlardan biri. Şiddetin çok farklı çeşitleri var. Fiziksel şiddet, ekonomik şiddet, psikolojik şiddet hergün kadınların hayatlarında yer alıyor. En temel haklardan biri olan yaşama hakkı ellerinden alınıyor. Bu anlamda yasalar çok önemli. Yasaların uygulanması çok önemli. Özellikle 6284 sayılı yasa ve İstanbul sözleşmesinin hayata geçirilmesi şiddetin önlenmesi için birincil derecede önem taşıyor. Diğer önemli bir nokta görünmeyen yasaların toplum üzerinde ki etkisi. Toplumun kadın erkek eşitliği konusunda farkındalığının artması gerekiyor. Daha eşit ve adaletli bir toplumun gereği olarak politikaların ve hizmetlerin eşit dağıtımı ve kullanımı önem kazanıyor. Yerel yönetimler bu anlamda çok önemli işler yapabilirler.
-Kadın örgütleri bu konularda birleşebiliyormu, birleşemiyorsa temelde yatan sorun nedir?
Türkiyede yükselen bir kadın hareketi var. Birçok dernek şiddet ve diğer konularda bir araya geliyor ve ortak çalışmalar yürütüyorlar. Çözüm önerileri oluşturuyorlar. Burada önemli olan bu çalışmaların karar vericiler tarafından dikkate alınması ve değerlendirilmesi.
-CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı yaptınız. Toplumdaki yanlış kadın algılarını değiştirmek için neler yapılmalı?
Biz çalışmalarımız esnasında 81 ilde kadınların bulunduğu her alanda bulunduk. Öncelikler kadının hayatın her alanında ürettiği ve sömürüldüğü görünmeyen bir emeği var. Bunun görünür olması gerekiyor. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar karar melanizmalarımda yeteri kadar yer alamıyorlar. Daha bir çok konu var. Zihniyet değişikliğine ihtiyaç var.
- Baskı altında yetiştirilmiş kadın kitlesinin bu şiddet ve kadın sömürüsündeki payı nedir. bu nasıl değiştirilebilir?
Kadını ikincilleştiren bir sistem ve bunu besleyen bir zihniyet var. Bu sistem iki unsurdan besleniyor. Ayrımcılık ve hiyerarşi. Bunun olduğu heryerde kadınlar ötekileştiriliyorlar.
Bu sistemle top yekün mücadele gerekiyor. Bu sistem tukanmış durumda. 21. Yüzyılın değişen ve gelişen koşullarında kadın gücüne ve enerjisine ihtiyaç var. Bu aynı zamanda insanlık mücadelesi. Bir toplumun yarısı yok sayıldığında diğer yarısının yükselmesi mümkün değil.Kadınların ve erkeklerin bu konuda dayanışma içinde olması gerekiyor. Kadınlar ayrıca daha çok örgütlenmek ve dayanışma içinde olmak zorunda. Kadın kadının yurdudur. Bunu çoğalmak, paylaşmak ve birlikte büyümek zorundayız. 8 mart emek ve hak mücadelesinin tarihi. Geçmişin deneyimini bugünün enerjisi ile birleştirip yarını daha füzel kılmak bizlerin ellerinde. Ben bu noktada size ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Bizlere destek veriyorsunuz. Bu desteği bir çok alanda geliştirmek adına bir katkı sunuyorsunuz. Daha iyi bir hayatın izlerini birlikte sürüyoruz.
- Kadınlar yeterince kendilerini ifade edebiliyo mu sizce?
Kendimizi ifade etme yolları bulma noktasında engeller çok. Bunları zaman zaman aşıyoruz. Erkeklerin egemen olduğu alanlarda bu daha da zorlaşıyor. Kadına dair yapılacak her olumlu etki hayatı daha güzel yapmak için oluşturulacak bir etki yaratıyor. Sesimi zi çoğaltmak güzel bir dünyanın işareti olacak. Bu sesi çoğaltan herkese saygılarımı sunuyorum.
Söyleşi öncesi kısa bir sunum yapan Maltepe Kent Konseyi Kadın Meclisi Yürütme kurulu üyesi Tijen Canayakın ise şunları söyledi;
Söyleşimize başlamadan once Maltepe Kent Konseyi 6. Dönem Kadın Meclisi olarak başlattığımız “Sanatla Dönüşüm” atölyesinden bahsetmek istiyorum. Çocuklarımız ve kendilerine yeteri kadar zaman ayıramayan annelerimiz için sanatın iyileştirici gücüne inanarak başlattığımız proje kapsamında atölye çalışmaları gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Çalışmalar sonucunda “Mutlu Çocuk-Mutlu Anne” ortaya çıkmasını hedefliyoruz.
Çocuklarımızın ve annelerimizin duygu ve düşüncelerini sanat yoluyla ifade edebilmeleri, onların kişisel gelişimlerinde önemli bir factor olacaktır.
Tüm bu amaçlarımız çerçevesinde “Yaşamdan Kadın İzleri ve Kadın Hareketi” söyleşimizin devamı olan ve sizlerle gerçekleştirecegimiz bir resim etkinliği hazırladık. Duygu ve düşüncelerini özgürce savunan kadınlar hayal ediyoruz.”
Tijen Canayakın, tüm atölye çalışmalarını “Fırçamın Ucunda Dünyam” başlıklı bir sergi ile tüm kadınlar ve Maltepelilerle paylaşacaklarının da müjdesini verdi.