Cahit Berkay ve Halil Ergün ile ‘Üç Fidan’ anıldı
Belgesel yapımcısı ve gazeteci Nebil Özgentürk’ün hazırladığı “Sanat Duvarları Aşar” programının sekizinci bölümüne usta oyuncu Halil Ergün ve ünlü besteci, müzisyen Cahit Berkay konuk oldu.
1968 kuşağının iki önemli ismiyle, 1968 kuşağının ve gençlik hareketinin ölümsüz isimleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, idam edilişlerinin 48. yıl dönümünde anıldı. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın YouTube kanalından canlı yayınlanan programda Üç Fidan, saygı ve özlemle anıldı.
Nebil Özgentürk, 6 Mayıs’ın özel bir gün olduğunu, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının vicdansız ve hukuksuzca 48 yıl önce idam edildiği gün olduğunu anımsattı. Deniz Gezmiş’in bir efsane olduğunu anlatan Cahit Berkay “1965 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne başladım. Üniversiteyle beraber politik altyapım oluşmaya başladı. Aklım, vicdanım hayata sol pencereden bakmamı gösterdi. Sosyalist Cahit altyapısı oluşmaya başladı.
Beyazıt’taki ana üniversite binasında bir gün laf dolaştı, Deniz Gezmiş geldi diye. Hukuk fakültesinin oraya bitişiğimizdeki yere koşturarak gittik. Deniz Gezmiş bir efsaneydi. Bir efsane geldi diye görmeye gittik. Uzaktan da olsa görebildik. Zaman içinde Deniz Gezmiş’in niçin Deniz Gezmiş olduğunu ve arkadaşlarının neden böyle bir şana sahip olduklarını daha iyi anladık.
Ortaya koydukları tavır bize örnek oldu. Yurtseverlikleri ama en önemlisi emperyalizme karşı duruşları, bağımsızlık peşinde koşmaları, dışarıya bağımlılık konusundaki gidişatı durdurmak ve buna karşı gelmeleri. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı için kimler imza verdilerse hepsini lanetle anıyorum.” diye konuştu.
ERGÜN:’ÜÇ FİDANIN İDAMI, BU TOPLUMUN YARASIDIR’
Deniz Gezmiş ile bağımsız, özgür, eşitlikten yana bir Türkiye kavgası için birlikte mücadele verdiklerini ifade eden Halil Ergün “Deniz Gezmiş ve arkadaşları yalansız bir yurtseverlikle, büyük bir cesaretle memleketçiliğin pervasız savunucusu oldular. Bunlar kolay duygu ve hasletler değil. Halkından yana olmak, aydınlık geleceğinden yana olmak. Deniz’ler bunun çok büyük simgesidir. Deniz’lerin idam edilişlerinin yarası herkesin kalbindedir. Suçludur bu toplum. Bazı milletvekilleri ceketlerini çıkartıp salladı asılsınlar diye. O bizde yaradır. Bir toplumda vicdan ve yara yaratır. Bu toplumun iç hesaplaşması yapması gereken. Bunun simgesi de o asılan çocuklardı.” diye konuştu.
HALİL ERGÜN, ÜÇ FİDAN İÇİN YAZDIĞI ŞİİRİ OKUDU
Deniz Gezmiş ve arkadaşları için yazdığı şiiri okuyan Ergün, zaman zaman duygulandı.
Özgentürk, iki usta sanatçıyla, korona virüs günlerinde yaşamlarının nasıl geçtiği ve projelerine dair de konuştu. Halil Ergün, bir yerlere kapatılmanın çok uygulamasını yaşadığı için alışık olduğunu ifade ederek önümüzdeki süreçte iki sinema projesini hayata geçirmeyi planladığını söyledi. Cahit Berkay, korona günlerinde sokağa çıkma yasağına uyduklarını ve uymaya devam edeceklerini, bu işin şakasının olmadığını ifade ederek
“65 yaş üstüne yönelik pazar günü dört saat sokağa çıkma kararı alındı. Pazar gününü iple çekiyoruz. Evde kalmanın halleriyle tıraştan vazgeçtim. Sakalıma korona sakalı ismini koydum. Yeni meziyetler edindim. Yemek yapmayı öğrendim. Öğreniyorum. Çamaşır suyu nasıl kullanılır yer temizliğinde onu öğrendim. Torunum ile görüntülü konuşuyorum. Yasaklar içinde uygulayıp örnek olmamız gerekiyor. Birine bir şey bulaştırırsam bu büyük bir vicdani sorumluk hissettirir insana. Sen de zarar görme.” dedi.
“Korum artık korona” şeklinde sözleri olan, Isparta havasında bir şarkı üzerine çalıştığını paylaşan Berkay, “Türkçede bulunan ‘Evde takılı kalmak’ içinde bulunduğumuz durumu çok güzel ifade ediyor. Evde beste yapmayı düşünüyordum. Bir duyguyu beste yapmak için gönlünün biraz ferah olması gerekir fakat hiçbirini yapamadım.” diye konuştu.