Ekrem İmamoğlu: 32 milyona önceden dizi yapıyorlardı, biz burayı aldık

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurum tarafından geçtiğimiz günlerde satın alınan Fatih’teki Bulgur Palas'ta incelemelerde bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurum tarafından geçtiğimiz günlerde satın alınan Fatih’teki Bulgur Palas'ta incelemelerde bulundu.

Kurmaylarıyla birlikte tarihi yapıyı gezen İmamoğlu, konuyla ilgili değerlendirmesini de İstanbullulara kazandırılacak bina önünde yaptı.

“Gerçekten çok heyecanlıyım” diyen İmamoğlu, duygularını, “Çünkü İstanbul'un hiç farkına varmadığımız o kadar özel noktaları var ki; burası da onlardan birisi. Fatih'in göbeğinde, Cerrahpaşa'da, neredeyse 10 metrekare bir alana bank koyamayacağınızı düşündüğünüz bir ortamda, böylesi bir yapı ve böylesi bir alan. Yani 6 bin 500 metrekareye yakın bir arsası olan müthiş bir mekan. Zamanında farklı rivayetler var. Bir iş insanı, aynı zamanda milletvekilliği yapmış, o dönemin bir gıda toptancısı diyelim ve biraz da tartışmalar yaşayan bir iş insanın, yine o dönemin ünlü bir İtalyan mimarına yaptırdığı bir konak. Aslında Konak'ta da çok da oturmak nasip olmamış. Bulgurlu diye bilinen bu köşkün, bu yapının İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne, 16 milyon İstanbulluya, kültür, sanat, müze ve birtakım hizmet sektörüne dönük de turistlere ve İstanbul'u ziyaret edenleri açılacak olması, bizim için gerçekten çok gurur verici bir an oldu” sözleriyle dile getirdi.

BULGUR PALAS’IN SATIN ALINMA SÜRECİNİ ANLATTI

İmamoğlu, Bulgur Palas’ın İstanbul halkına kazandırma sürecini de şu sözlerle aktardı:

“Bir ticari yatırımcı, bana buradan bahsederken, ‘Bir bankanın icradan dolayı aldığı ve satışa çıkartmayı düşündüğü böyle bir yapı var. Burayı alacağım’ diye bana anlattığında, yanlış birine anlattı. Ben de ‘Burası sana yar olmaz’ dedim, ‘Burası İstanbullunun olmalı.’ Ondan sonra bu işin önünü kestik. Güzel olan tarafı şu: İhale açık bir şekilde yapılmıştı bir banka tarafından ve o bankanın çıkarttığı ihaleden verdiğimiz teklifle Buranın sahibi olduk. Ama nasıl sahip olduk? Bence burası da çok güçlü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştirakleri; İGDAŞ, KİPTAŞ, İmar AŞ, İSTON, İSTAÇ… Şu an genel müdürlerimiz de burada, heyecanla bakıyorlar. Daha önce farklı konulara, bazı kişilere ya da bazı özerklik tanınmış derneklere, vakıflara ya da bazı belki çok sevdikleri dizilere para ayırırken, biz, İstanbul'a kültürel değer katıyoruz. Ben, iştiraklerimizin bu hassasiyetine ve bu katkı sunma kabiliyetine, becerisine teşekkür ediyorum hem genel müdürlerine hem bütün çalışanlarla. Çünkü onlar da şunun farkında: Şu an temsil ettikleri, o genel müdürlü oldukları iştiraklerimiz, tümden İstanbul halkının.”

“YEDİ TEPEDEN BİRİNİ İSTANBUL HALKINA HEDİYE ETTİK”

“Tarihi Yarımada içinde tanımlanan o ‘Yedi Tepeli İstanbul'un bir tepesini İstanbul halkına mal etmiş olduk, 2021 yılında” diyen İmamoğlu, “Bu çok keyifli. Buranın hızlıca tasarımını yapacak arkadaşlarımız. İçinde çok farklı birimler var; yapılmış zamanında. Onlara bakacağız, inceleyeceğiz. Burası sosyokültürel alan olarak tanımlı zaten imar planlarında. Burada umuyoruz ki hem İstanbul'un bir gezi durağı hem İstanbul'un iyi izlendiği bir alan olacak. Terasından 360 derece İstanbul'un tarihi yarımadasını görebiliyorsunuz ve bu tarihi yarımada da Adalar’dan tutun da her eksende bu şehri izleyebiliyorsunuz. İstanbul’umuza hayırlı uğurlu olsun. Hızlıca çok hararetli bir şekilde tam bittiği bir gün de sizi burada ağırlamak, sizlerle bir kahve içmeyi çok arzu ediyorum. Şimdiden o heyecanı duyuyorum” ifadelerini kullandı.

“32 MİLYONA DİZİ YAPIYOLARDI, BİZ BURAYI ALDIK”

Bu noktadan sonra gazetecilerin soruları başladı. İmamoğlu’na sorulan sorular ve İBB Başkanı’nın sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:

“Yaklaşık bir bitim tarihi var mı?”

- Benim de en kötü huyum bu. Bir şey alındı mı bir an önce bitsin isterim açıkçası. Ama burada bir analiz gerekiyor. Gördüğümüz kadarıyla, özellikle büyük yapının statik olarak bir sıkıntısı yok. Daha önceleri Osmanlı Bankası arşivi olarak kullanılmış ve o dönemde bir takım güçlendirme işlemleri de yapılmış. Şu anda burada, 3600 metrekare kapalı alan kullanımınız var. Hem burada hem çevredeki binalardan kaynaklı statik açıdan inceleyeceğiz. Mekansal kullanımı konusundaki optimum verimliliği kültür, sanat, turizm adına yorumlayacağız ve ondan sonra da bu planlamalar biter bitmez, inşaatına başlayacağız. Ben, açıkçası yaz sonu buraya gideriz diye düşünüyorum. Gönlüm arzu ediyor ki, önümüzdeki yılın yaz aylarında yine burayı siz değerli buluşturalım.

“Ne kadar teklif verdiniz?”

- 32 milyon lira teklif verdik buraya. Sudan ucuz. Biliyorsunuz; 32 milyona daha önce dizi yapıyorlardı. Biz, 32 milyona Fatih'ten, 6 bin 500 metrekare arsası olan, 3 bin 600 metre kapalı alanı olan bir yer aldık. Bundan sonra bütün ilanlara bakıyoruz; haberi olsun İstanbul'daki herkesin. İstanbullular adına, bu tür yerleri yine İstanbul'a kazandırma konusunda hararetimiz çok yüksek.

“İş adamı kızdı mı size elinden aldınız diye?”

- Yok, mutlu oldu. Uyarmıştım zaten, ‘Yanlış birini anlattın’ diye. Ama mutlu oldu. Hem avukat kimliği de var.

“Kim?”

- Yok o artık bizde kalsın. O mutlu oldu ve böyle bir şeye katkı sunmaktan dolayı da keyif duydu. Ben de ona söz verdim; ilk kahveyi onunla içeceğim inşallah bittiğinde.

“TAM KAPANMA KARARI DOĞRU AMA EKSİKLER VAR”

“Tam kapanma süreciyle ilgili görüşleriniz nelerdir?”

- Tam kapanma kararı değerliydi. Ben bunu defalarca talep etmiştim. Hatta ilk karar alındığında bile, bu son yarı kapanma, tam kapanma sürecinin dengeli bir biçimde olmasını beyan etmiştim. Beni bu açıklamalarda konuşturan şey, İBB bünyesindeki bilimsel danışma kurulumuz, onların önerileri. Dolayısıyla şu an alınan tam kapanma kararı doğru, ama içerik olarak tabii çok eksiği var. Yani tam kapanma İstanbul’u değil, tüm Türkiye’yi kapsadığı için bütün Türkiye’deki çalışan kitle, esnaf, günübirlik işlerle hayatını kazanan insanlara nasıl katkı sunacağı da mutlaka düşünülmeliydi. Bir başka unsur ve çok önemli bir unsur. Tam kapanma elbette yetmiyor. Tam kapanmanın yanında sıkı bir aşılanmanın da yapılması gerekiyor ki süreç başarıya ulaşsın. Şu an aşılanma ile ilgili tereddüdü ben de yaşıyorum açıkçası. Ortamda da bunu görüyorum, ne olacak diye. Biz, daha önce İBB’nin de halka temas noktasında öncelikli grupları olduğunu, örneğin; İETT şoförleri, asla hizmetinin aksamaması gereken İtfaiye ve Zabıta gibi, mezarlık çalışanları gibi insanlarımızın öncelikli aşılanması gerektiğini iki – üç kez valiliğimize bildirmiştik. Hatta bu kapanma kararı sonrasında Sağlık Bakanı’mızı aradım. Kendisinden de bu konuda ısrarcı oldum. Sürecin devam ettiğini, yine de ilgileneceğini söyledi. Biz de bugün, TC kimliklerine varıncaya kadar, öncelikli çalışan listemizi bakanlığa göndereceğiz. Bunu talep ediyoruz. İBB’nin 83 bin çalışanı halka temas eden çalışanlar. Ama çok öncelikli alanı bir an önce bildirelim istedik.

- Aşı sorununu da bir şekilde hep birlikte aşmak zorundayız. Biz, mesela turizm sezonunu kaçırmamalıyız. Onun için bu tam kapanmayı çok arzu etmiştim oldu. Oldu; ama bir yanda da aynı hızla aşılama devam etmeliydi. Burada eksiklikler görüyorum. Umarım giderilir. Hem İstanbul hem bütün Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Çok ülkeler bu konuda başarı elde etti. Ne yazık ki Türkiye'mizin bu konuda şu an sınavı iyi gitmiyor. Umarım çözülür. Çözüm noktasında da her kurumun sorumluluk alabileceği gibi İBB olarak biz de sorumluluk alabiliriz. Nasıl alabiliriz onu bilmiyorum ama otururuz bunu konuşuruz. Yani bakanımıza bakanlığa bunu duyuruyoruz. Biz belediyeler, hep beraber bu aşılama ve aşı sorununu nasıl aşabiliriz kısmında biz ne yapabiliriz dediğim gibi detayını bilmiyorum çalıştığımız bir alan değil çünkü sorumluluk bizde değil ama bu konuya bile el birliği ile çalışabiliriz. Çünkü ben hep söyledim pandemi süreci seferberlik sürecidir. Hep beraber düşünmeye açık olmalıyız hep beraber çözüm bulmaya açık olmalıyız. Herkesin kabiliyetinden faydalanmaya özen göstermeliyiz. Çünkü hepimizin insanı ölüyor. Hepimizin canı yanıyor. Her gün bir gün geçmiyor ki işte yüzlerce insanımızın can kaybından haberdar oluyoruz. Allah rahmet eylesin. Umarım bu aşı sorunu da bir an önce çözülür.

“İkinci doz aşınızı oldunuz mu?”

- 10 Mayıs'a randevu verildi bana.

Etiketler
Ekrem İmamoğlu