İstanbul ranta kurban mı ediliyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul için “Her yer beton yığınlarıyla dolu bunlardan bir an önce kurtulmamız lazım” açıklamasının ardından, hükümetin İstanbul'u Koruma Kanunu hazırladığı ortaya çıktı.
DAMGA/Anıl Boduç - İstanbul için devam eden tartışmalar bitmek bilmiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul için kullandığı, “Her yer beton yığınlarıyla dolu bunlardan bir an önce kurtulmamız lazım” şeklindeki ifadelerinin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı harekete geçti. Bakanlık tarafından İstanbul'u Koruma Kanunu hazırlandığı öğrenilirken, kanun kapsamında dikey mimari yerine yatay mimarinin tercih edileceği ve betonlaşmanın en aza indirgeneceği yönünde çalışmalar yapılacağı bildirildi. Kanuna ilişkin Damga'ya konuşan; İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman, İBB Meclisi İmar Komisyonu üyesi Esin Hacıalioğlu ve CHP İstanbul eski Milletvekili Gülay Yedekci ise söz konusu kanundan kendilerinin haberinin olmadığını söyledi. AK Parti'nin kimseye danışmadan ve kimsenin bilgisine başvurmadan kendi başına bir plan hazırladığını söyleyen isimler, “Böyle bir yaklaşımı samimi bulmak doğru değil. Buradaki laflardan çok icraatlere bakmak lazım” dedi.
KORUMA KANUNU GEREKSİZ
İstanbul'un mimari anlamda bir Koruma Kanunu'na ihtiyacı dahi olmadığını söyleyen İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman, “Hali hazırda geçerli olan Kültür ve Sanat Eserleri'ni Koruma Kanunu ve İmar Kanunu'nu gerektiği gibi gözetilmiş ve kurallarına uyulmuş olsa bugün bir Koruma Kanunu'na bile gerek yoktu. Mevcut kanunları baz alarak yapılaşma devam etseydi biz bugün bu sorunları konuşmuyor olurduk. Ama bunları yapmak yerine bu kanunların dışına çıktılar, kendi istedikleri şekilde hareket ettiler. İşte bugün geldiğimiz nokta ise bu” diye konuştu. Kanuna ilişkin kendilerine hiçbir bilgi verilmediğini de kaydeden Kahraman, “Ben açıkcası böyle bir kanun hazırlandığını dahi sizden duyuyorum. Bu kentin yapılaşmasına ilişkin çalışmalar yürüten bir oda olmamıza rağmen bize hiçbir şey söylenmemesi çok ilginç” yorumunda bulundu.
SÖYLEM BAŞKA EYLEM BAŞKA
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İstanbul'un betonlaştığı yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Kahraman, “Maalesef söylemleri ve eylemleri çok başka. Bir yandan yeşilin azlığından şikayet ediyorlar öbür yandan ayrıcalıklı ve yeni imar haklarını hayata geçiriyorlar. Bir yandan çevre ve doğa deniliyor öbür yandan bütün bunları gözardı eden bir yapılaşma esas alınıyor. Dolayısıyla bunlar daha çok bir seçim malzemesi olarak kullanılmış laflar gibi görünüyor. Ortada somut bir adım göremiyoruz” eleştirilerinde bulundu.
İBB MECLİSİ'NİN HABERİ BİLE YOK
Koruma Kanunu'na dair Damga'ya konuşan CHP İBB Meclis üyesi ve İBB İmar Komisyonu üyesi Esin Hacıalioğlu da kendilerinin bilgisine başvurulmadığını söyledi. Hacıalioğlu, “Acı olan şu biz bu haberi sizlerden duyuyoruz. Böyle bir konu bize asla gelmiyor o zaman kent meclislerinin ne manası var? Biz bu şehri nereye göre yöneteceğiz? Bunlar kent meclisinin işi olmalı ama bize danışan dahi olmuyor. Bu çok trajik bir durum. Kent parlamenteriyiz ama kentle ilgili bilgileri en son biz duyuyoruz” dedi.
İSTANBUL'U REZİL ETTİLER
AKP hükümetinin İstanbul için şimdiye kadar yaptığı hiçbir iyi şey olmadığının da altını çizen Hacıalioğlu, yatay mimari tartışmalarına da katıldı. Hacıalioğlu, “Biz her seferinde yatay yapılaşma konusunda önemli olan ölçektir diyoruz. An gelir yatay uygundur an gelir dikey yapılaşma uygundur. Mimarlıkta bu olmazsa olmazdır. Siluet açısında bakıyorlar ama toprak açısından bakıyorlar mı? Eskiden yüzde yirmi beş imar oranı vardı şimdi bu oran yüzde yetmişlere geldi. İstanbul'da hala yapılaşma lafının edilmemesi gerekiyor. İstanbul rezil bir kent halini aldı. Maalesef güzelim şehri rezil ettiler” şeklinde konuştu.
DOLARIN YEŞİLİNİ SEVİYORLAR
Koruma Kanunu'na ilişkin konuşan CHP İstanbul eski Milletvekili ve Mimar Güley Yedekci de, iktidarın İstanbul'a karşı samimi olmadığını söyledi. Yedekci, “AKP'nin en yetkili isimleri kat ittifaklarını arttırdı inşaat yapılmaması gereken alanların inşaata açılması rezidans yapılması ortada. İstanbul'a daha önce yüz bin ölçekli planlama yasası yapıldı bu anayasımızdır dendi buna göre Kuzey Marmara Otoyolu olmayacak denmişti şimdi bugün geldiğimiz noktada kendi yaptıkları planı kendi çıkarları doğrultusunda değiştirdi. Bugün de çıkmış herkesin doğru olarak kabul edeceği bazı ifadeleri kullanıyorlar. Gönül almaya çalışıyorlar. Ama ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Bunlar doğanın değil doların yeşilini seviyorlar. Beton sevdaları da çok yüksek” dedi.
GÖKDELEN MEZARLIĞI VAR
İstanbul'da gökdelen mezarlığı olduğunu da anlatan Muhcu, şu ifadeleri kullandı; “İstanbul gökdelen mezarlığı haline geldi. Yeşil alanlar, içme suyu havzaları, tarım arazileri, kıyılar ve Boğaziçi betonlaştı. İstanbul yaşanmaz hale geldi. Bütün bu koşulları ve sorunları yaratanlar, zaman zaman yaşanan bu olumsuzları sanki kendileri yapmamış gibi bir takım kararları gündeme getiriyorlar. Tarihi yarımada özellikle Cumhuriyet dönemi ve Osmanlı kültür mirası yapılar yerle bir edilerek, yerlerine otoparklar farklı işlevlerde binalar ve AVM’ler inşa edildi. Şimdi nasıl bir planla tarihi yarımadayı koruyacaklar? Bu konuda ciddi bir samimiyet sorgulaması söz konusu. Çünkü, her zaman yapılan ‘Ecdat yadigarını koruyacağız’ açıklamalarından sonra gördük ki, bu sorunlar ve olumsuz uygulamalar, daha da yaygınlaştırılarak gerçekleştirildi.”
ŞEHİR RANTA KURBAN EDİLECEK
Konuya dair konuşan Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu da hükümete yüklendi. Muhcu, “Bütün bu plan kararları, kapalı kapılar ardında birtakım çevrelerin siyasal iktidarla birlikte verilmektedir. Halka, sivil demokratik kuruluşlarına, meslek örgütlerine ve bilim çevrelerine tamamen kapalı bir plan ve karar süreçleri öngörülmektedir. Böyle bir süreçten İstanbul’un ve yurttaşların lehine karar çıkmasını beklemek çok safiyane bir yaklaşım olur. Tarihi yarımada, Beyoğlu ve Boğaziçi gibi çevreler İstanbul’un rant değeri en yüksek yerler. Buralara birtakım inşaat ve turizm operasyonları gerçekleştirmek istiyorlar. Yeni planla yapılmak istenen aslında budur. Yüksek yapıları ve geçmişte kendilerinin bizzat koruduğu plan ve hukuk dışı uygulamaları gerekçe göstererek bu tarihi yarımada ve tarihi çevrelere operasyon hazırlığı içerisinde olduğunu düşünüyorum. Bu operasyonları meşrulaştırmak için kendi yaptıkları uygulamaları ve yanlışlıkları, bahane etmektedirler. Kısa erimli karlara tarihi alanlar kurban edilecek” diye konuştu.