Görgü: Medeni Kanun hakkı gasp edilemez!

Fatih Belediyesi ve İBB Meclisi CHP Üyesi Ayşegül Okumuş Görgü’nün İBB Meclis kürsüsünde 92. Yılında Türk Medeni Kanunu konulu gündem dışı konuşma gerçekleştirdi.

Görgü: Medeni Kanun hakkı gasp edilemez!

Hıdır ULAĞ/ Medeni kanunun önemine vurgu yapan ve "Medeni Kanun Türk Kadınına Verilmiş Çok Önemli Bir Değerdir, Haktır. Gasp Edilemez!" diyerek haykıran CHP’li Ayşegül Görgü Meclis kürsüsünde ki konuşmasında; “Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk kadınına vermiş olduğu haklardan dolayı tüm kadınlarımız adına bir kez daha saygılarımı sunuyorum” diyerek şunları söyledi;

Değerli Başkan ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım, Medeni Kanunun kabulünün 92.yılı nedeni ile konuşmama başlıyorum. 17 Şubat 1926’da TBMM’den geçen ve Ekim 1926’da yürürlüğe giren kanun hepimizin bildiği gibi; Ailede kadın–erkek eşitliği, -Evlilikte resmi nikah zorunluluğu, -Tek eşle evlilik şartı, -Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın ve erkeğin eşit hale gelmesini sağlamıştır.

Ulu Önder Atatürk 1923 yılında Bursa’da, “Yeni Türkiye, ne zamana ne de ihtiyaca uymayan mecellenin hükümlerine bağlı kalamaz. En uygar uluslar derecesinde hukuk kurallarımızı da iyileştireceğiz. Yüz sene, bin sene evvel yaşayan bir toplum için yapılan yasalarla bugünkü toplumu yönetmeye kalkışmak gaflettir, cehalettir” demiştir.

Türk kadını medeni kanunun kabulüyle ekonomik sosyal ve hukuksal alanlarda erkeklerle eşit haklara sahip olmuştur. Ancak siyasi ve demokratik alanda kadın-erkek eşitliğinin oluşması TBMM’nin daha sonra kabul ettiği farklı yasalarla gerçekleşmiştir. 1930’da Türk kadını belediye seçimlerine 1933’te muhtarlık seçimlerine 1934’te milletvekillerine katılabilme hakkı kazanmıştır.

Ve Türk Medeni Kanunu’nun doğal sonucu olarak, kadınlara siyasal alanda haklar tanındı:

-1930’da Belediye seçimlerine katılma hakkı,

- 933’te Muhtarlık seçimlerine katılma hakkı,

-1934’te Milletvekili seçme ve seçilme hakkı,

Siyaset, eğitim ve hukuk başta olmak üzere birçok alanda yapılan devrimlerin hazırlayıcısı Türk Medeni Kanunu’dur.

Hukuk devrimi denilince ilk akla gelen Medeni Kanunun kabulüdür. 17 Şubat 1926’da kabul edilen Medeni Kanunun özellikle aile hukuku bölümünde köklü bir hukuk reformu yaşama geçirilmiştir. Kadınlar evlenme, boşanma, mal varlığı, miras gibi özel yaşamlarına ilişkin haklar açısından erkekle eşit konuma getirilmiştir. Medeni Kanun bu bakımdan ülkede demokratikleşmenin ilk adımı ve çağdaşlığa açılan kapı olarak nitelendirilir.

Medeni Kanun ile erkeğin birden çok kadınla evlenebilmesi yerine tek eşlilik, erkeğin “boş ol” demesi ile sonuçlanan boşanma yerine, kadının ve erkeğin kanunda belirtilen nedenlere dayanarak boşanma davası açılabilmesi ve bu konuda mahkeme kararı alınması koşulu, mirastan erkek çocuğunun tam pay, kız çocuğunun yarı payı alması yerine her ikisinin eşit pay almaları kabul edilmiştir. Evlenme yaşının belirlenmesi ve resim nikâhın kabulü ise kadın hakları açısından büyük önem taşımaktadır.

Medeni Kanunun Kabulünün Sonuçları;

· Resmi nikâh zorunlu hale getirilmiştir. Böylece evlilik devlet kontrolü altına alınmıştır.

· Tek eşle evlilik zorunluluğu getirilerek Türk ailesi modern bir yapıya kavuşturulmuştur.

· Mirasta kız ve erkek çocukların eşit pay almaları sağlanmıştır.

· Boşanma hakkı düzenlenmiş ve kadınlara da bu konuda haklar tanınmıştır.

· Kadınlara istedikleri işte çalışabilme hakkı tanınmıştır. Böylece kadın ve erkekler arasında ekonomik ve sosyal alanlarda eşitlik sağlanmıştır.

· Toplumsal hayatın çağdaş kurallara göre düzenlenmesinin sağlanması Türkiye'de yaşayan gayrimüslim halkı da etkilemiştir. Müslüman olmayan halk Lozan antlaşmasının kendilerine tanıdığı haklardan vazgeçerek Türk medeni kanununa uymak istemişlerdir. Bu istekleri kabul edilmiştir.

· Patrikhane ve konsoloslukların yargı yetkileri sona ermiştir.

· Türkiye de hukuk birliği sağlanmıştır.

· Laik hukuk anlayışı toplumun her kesiminde uygulanır hale gelmiştir.

Böylece, Türk Kanunu Medenisi Türkiye hukuk birliğinin ve ulusal birliğin gerçekleşmesi yolunda çok önemli bir hukuk devrimi olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk kadınına vermiş olduğu haklardan dolayı tüm kadınlarımız adına bir kez daha saygılarımı sunuyorum.