Fikirtepe mağdurlarına Araplar da katıldı!
Fikirtepe mağdurlarının sorunları da sayıları da artıyor.
İstanbul’un kentsel dönüşümün sembollerinden biri Kadıköy ilçesine bağlı Fikirtepe mahallesi. Buradaki kentsel dönüşüm projesini üstlenen birçok firma geçtiğimiz aylarda konkordato ilan etti. Şimdi de birçok müteahhidin konut satışları durma noktasına geldi. Hak sahipleri ise kendilerine vaad edilen sözlerin yerine getirilmediğini söylerken emlak şirketleri Araplara satış yaparak krizi aşmaya çalışıyor.
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre daha önce buradan konut almak isteyen Arapların dolandırıldığını belirten Avukat Hürriyet Azak, “Şirketler Arapları mağdur etti. Bu yüzden açılan davalar var” diyor. Fikirtepe Derneği Başkanı Sabır Karakoçoğlu ise Fikirtepe’deki anlaşmazlıkların çözülmesi gerektiğini söyleyerek yerel seçimlerden sonra yıkım işlemlerinin daha da yoğunlaşacağı görüşünde.
Hak sahipleri ne diyor, Araplar buradan konut satın alır mı, kentsel dönüşüm sorunu nasıl çözülür… Fikirtepe Derneği Başkanı Sabır Karakoçoğlu ve kentsel dönüşüm uyuşmazlıklarında avukatlık yapan, aynı zamanda kendisi de Fikirtepe’de yaşayan Avukat Hürriyet Azak anlattı.
‘MÜTEAHHİTLERİN ÇOĞU ARAPLARI DOLANDIRDI’
Fikirtepe’de kentsel dönüşüm 2011 yılında başladı. 8 yıldır süren kentsel dönüşümden kaynaklı burada yaşayan binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Birçok yerde yıkımlar devam ederken birçok proje de yarım kaldı. Bu aralar ise satışlar neredeyse durma noktasına geldi. Hal böyle olunca Fikirtepe’de Araplara konut satışı için yeniden kollar sıvandı. Yabancı gayrı menkul satışı konusunda uzmanlaşan firmalar Arapları buraya çekmek için reklam işlerine başladı.
Kentsel dönüşümle ilgili birçok davada avukatlık yapan Hürriyet Azak, “Artık şirketlerin Fikirtepe’de bir umutları kalmadı” diyor: “Alıcı olan üçüncü şahıslar dolandırıldı. Şirketlere ciddi derecede para ödeyen bürokratlar, akademisyenler, beyaz yakalılar var. Bunlardan çoğu da dolandırıldı. Çünkü ev yapılmıyor. İç piyasada emlak durduğu için son umut Araplar oldu. Araplar Fikirtepe’den yer almazlar. İhtilaflar çok fazla. Şirketler Arapları’da mağdur etti. Artık Fikirtepe’de Arapların yer alabileceği yer neredeyse yok. Daire alan Araplar’dan bazıları dolandırıldı. Daha önce Araplara satış yapmak istediler ama kimse almadı. Birkaç Arap, müteahhide para yatırdı. Fakat kendilerine yer verilmedi. Bu yüzden paralarını alabilmek için dava açan Araplar var. Piyasa müteahhitlerinin çoğu Arapların paralarını alarak dolandırdı.”
‘FİKİRTEPE’Yİ KAPSAYAN GERÇEK BİR ÇÖZÜMDEN YANA OLMAK GEREKİYOR’
Fikirtepe’deki hak sahiplerinin çoğu karşılarında muhattap bulamadıklarından şikayetçi. Kendisi de kentsel dönüşüm mağduru olan Fikirtepe Derneği Başkanı Sabır Karakoçoğlu, şu an Fikirtepe’de anlaşmazlıkların çok fazla olduğunu söylüyor: “Zamanında başbakan, bakanlık Fikirtepe’de çözüm odaklı birçok açıklama yaptı fakat her geçen gün durum daha da kötüye gitti. Vatandaş ve firmalar bakanlıkla ihtilaf halinde. Araplara ev satışının gündeme gelmesi bence seçim odaklı bir çalışma. İkinci bir sebebi de hak sahiplerini susturmak. Eğer daireler satılırsa insanlar umutlanacak, en azından kiralarını alabilecek. Ama bu şimdilik gerçekleşecek bir durum gibi görünmüyor. Satış olursa insanlara, ‘kiranızı vereceğiz, bakın satışlar oluyor’ gibi söylemlerde bulunacaklar. Böyle umutlar hep veriliyor ama umutlar gerçeğe dönüşmüyor. Fikirtepe’yi kapsayan gerçek bir çözümden yana olmak ve ihtilafların çözülmesi gerekir. İnsanlar her geçen gün dava açma yoluna gidiyor.”
MAĞDURLAR NE YAŞIYOR?
Mağdurlar ne yaşıyor? Karakoçoğlu bu soruya şu yanıtı veriyor: “Birçok mağdur bize gelerek kiralarını alamadıklarını söylüyor. Bence az 10 yıl daha bu sorun çözülmeyecek. Şu an Çevre Şehircilik Bakanlığı bile çözüme odaklanmıyor. Düzenleme ortaklık payının yüzde 40’ının hazineye tapu edilmesi çok yanlış. Bu durum imar planına aykırı. Dere kenarına 28 katlı bina diktiler. Yüksek aidat, fatura ödeyenler de buradan kaçmaya başladı. Bu durumdan istifade etmek isteyenler de olacak. Ucuza arsa toplamaya başlayacaklar. Seçimden sonra yıkım başlar yine. İnsanlar da dağıldıktan sonra şirketler istedikleri her şeyi yapmaya açık bir zemin hazırlayacaklar.”