Leyla Erbil’in kişisel arşivi dijital ortama aktarılıyor
Yazar Leyla Erbil’in kişisel arşivi, dijital ortama aktarılıyor. Arşivde kişisel mektuplardan yayımlanmış metinlere dek pek çok belge yer alıyor.
Leyla Erbil’in kişisel arşivi, Boğaziçi Üniversitesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi bünyesinde yürütülen “Kişisel Arşivi Işığında Leyla Erbil’in Edebi Dünyası” projesi kapsamında dijital ortama aktarımı gerçekleştiriliyor.
Bu proje ile yazar Erbil’in kişisel arşivi kataloglanarak dijital ortama aktarılıyor.
Leyla Erbil’in kızı Fatoş Erbil tarafından 2016’da Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışlanan yazarın kişisel arşivinin dijitale aktarımının ardından araştırmacılarla paylaşıma açılması amaçlanıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Olcay Akyıldız’ın yürütücülüğünde sürdürülen proje, yazarın kişisel arşivinin edebiyatına nasıl bir arka plan oluşturduğunun ortaya çıkarılmasını ve yazarın yayımlanmış eserleri ile eserlerinin müsveddeleri, kişisel mektupları, biriktirdiği gazete, dergi kupürleri, aldığı notlar gibi kişisel arşiv malzemesi arasındaki çift taraflı ilişkinin ortaya koyulmasını hedefliyor.
Üç kategori
Üç kategori halinde arşivlenen verilerin ilkinde kişisel mektuplar, resmi yazışmalar, pasaport ya da kimlik kartı gibi şahsi belgelerden oluşan biyografik malzemeler bulunuyor.
İkinci kategoride yazarın metinlerine ait taslaklar, yayımlanmış ya da yayımlanmamış metinlerinden oluşan malzemeleri; son kategoride ise ilk iki kategoriye de girmeyen çeşitli nesneler, kupürler, gazeteler, dergiler gibi malzemeler yer alıyor.
İki yıl içinde tamamlanması hedeflenen arşivde şu ana kadar yaklaşık olarak 2 bin 500 belge kataloglandı ve bunların yüzde 30’a yakını dijitize edildi.
‘Hiçbir şeyi boş vermeyen bir yazar portresi’
Projenin yürütücüsü Akyıldız, yazarın parçalı, zihin oyunları içeren ve bağlantıları net olmayan yazma biçimini arşivleme biçiminde de gözlemlediklerini söyledi.
“Sürekli biriktirerek, araştırarak, her yere notlar alarak çalıştığını görmek bizi asıl heyecanlandıran şey oldu. Örneğin, üniversite yıllarından kalma ders notları ve defterleri var, arkadaşlarıyla olan yazışmaları, çizimleri var. Bunlar hem yaşantısının parçaları hem de başvuru kaynakları.
“Tuhaf Bir Kadın”da nasıl bir yazarın doğuşunu okuyorsak bu notlar sayesinde de kendi malzemeleri üzerinden bir yazarın doğuşunu takip etme şansımız oluyor. Sonuçta çıkan fotoğraf ise her zaman, her konuda var olup her şeyin çok farkında olan ve hiçbir şeyi boş vermeyen bir yazar portresi.”
Bu haber Boun‘dan derlenmiştir.