Moğollar’ın gitaristi Taner Öngür: Akbaba gibiler...

Taner Öngür’ün 43,75’le birlikte hayata geçirdiği proje albümlerin üçüncüsü “Asri Sada” 1930’lardan 1960’lara yolculuk yaptırıyor.

Moğollar’ın gitaristi Taner Öngür: Akbaba gibiler...

Türk rock müziğinin yaşayan efsanelerinden, Moğollar’ın gitaristi Taner Öngür’ün 43,75 ekibiyle birlikte hayata geçirdiği projenin 3. albümü “Asri Sada”, plak formatında Tantana Records’tan yayımlandı.

Öngür’ün 2017’de çıkan “Elektrik Gramofon” plakları 48 saatte tükenmiş, albüm de büyük beğeni toplamıştı. Sanatçı, bizleri geçen yıl ise “Sayko Ana” ile buluşturmuştu. “Sayko Ana” albümünün 750 adet basılan plakları da tükenmek üzere. Yeni albümü için bir araya geldiğimiz Taner Öngür, “Asri Sada”nın ise “Riskse risk” diyerek 1000 adet basıldığını söylüyor ve “Kalacaksa da kalsın, uzun yıllar içinde arayan bulabilsin” diyor.

Cumhuriyet'ten Orhun atmış'ın haberine göre Öngür ve 43,75 ekibi bu kez rotasını 1930’lara, 40’lara çevirmiş. Diğer albümlere göre “Biraz daha teatral, ironik mevzular var bu albümde” diye tanımlıyor sanatçı. Bu albümle birlikte bir de tabloid boy gazete sahibi oluyorsunuz. Editörlüğünü Gökhan Akçura’nın yaptığı; albümde yer alan şarkılara esin kaynağı olan haberleri ve şarkılara konu olan kişi ve hisleri içeren 16 sayfalık bir gazete.

Cihangi, Vampiri’nden Trak Vapuru’na, Ayşe Opereti’nden Rıfat Telgezer’in çadırına, albümdeki şarkılara ismini veren birçok kişi ve olayın hikâyesi bu gazetede okunabiliyor. Hatta “Bay Tekin” şarkısından bahsedilen sayfada, Turhan Selçuk’un kaleminden İlhan Selçuk’la birlikte çizgi romanı nasıl zevkle okuduklarını anlatan kısa bir anı da mevcut.

ARŞİVCİLİĞİN ESERİ...

Taner Öngür’e ilk olarak “Bu kayıp şarkılar nasıl bulunuyor” sorusunu sorduğumuzda, “Herkes bulamıyor” yanıtını alıyoruz. Öngür, “Ancak öyle iyi arşivciler saklıyorlar. O notaları bulmak çok zor. Ben de arıyorum, bulamıyorum” diyor ve parçaların Gökhan Akçura’nın arşivciliğinin eseri olduğunu anlatıyor.

Albümün önemini şu sözlerle dile getiriyor Öngür: “Harika bir dönem esasında. O dönemde de müzik var. Biz genel olarak sadece Nurhan Damcıoğlu’nun cıvık kantolarından zannediyoruz o yılların müziğini, alakası yok.

Cemal Ünlü’nün çok güzel bir kitabı vardır ‘Git Zaman Gel Zaman’ diye. Çok kalın bir kitap ama bu konuda yapılmış tek ve en iyi araştırma. Kayıt çok eski, Osmanlı’dan beri var olan bir şey. Kayıtlar yapılmış, notalara yazılmış, özellikle 1910’larla 30’lar arası bir operet çılgınlığı var ki, geriye kalan hiçbir şey yok. Bir tek Ayşe Opereti’nin notaları var, o da Gülriz Sururi sayesinde.”

Projenin başlangıcını anlatırken müzik sektörünün çökmüş olduğuna değinen Öngür, “İyi ki de öyle oldu. Çökmesi daha hayırlı” diyerek sert konuşuyor. “Neden” sorusunu ise şöyle cevaplıyor:

“Çünkü akbaba gibiler... Bir kâğıt imzalıyorsun yıllar önce, hayat boyu seni bir daha aramıyor ama onun malı oluyorsun. Saygısızlar da genel olarak. Ta 1970’lerden beri böyledir bu iş. Yapacak bir şey yok.” Öngür, projenin bağımsızlığına dikkat çekiyor.

Sanatçı, son olarak bir de not düşüyor: “Bu albümü ve daha önceki albümlerden parçaları canlı olarak çalıyoruz. YouTube’da Taner Öngür & 43.75 konser ismiyle aranınca 9 parçalık canavar gibi bir konser videosu da var.” Gazete ise “https://www.tantana.rocks/asri-sada-gazete” adresinden okunabiliyor.