Derya Çelikkol New York sahnelerinde
New York'ta oyunculuk yapan Derya Çelikkol, Fransız ressamı Henri de Toulouse-Lautrec’in hayatını konu alan kapalı gişe oyunda Henri’nin annesi Adele de Toulouse-Lautrec’i canlandırıyor.
MERVE ÇOBAN - GERÇEK GÜNDEM/ New York’ta 9 senedir oyunculuk yapan Ankara doğumlu Derya Çelikkol, başrolünde oynadığı “Unmaking Toulouse-Lautrec” isimli tiyatro oyununda 10. ayına girecek!
Kapalı gişe oynanan oyun, Moulin Rouge posterlerinin efsanevi Fransız ressamı Henri de Toulouse-Lautrec’in hayatını konu alıyor.
Oyun, ilk oynandığı günden beri seyircilerden ve eleştirmenlerden tam not alıyor. “Unmaking Toulouse-Lautrec” isimli oyun deneysel, seyirciyi çevreleyen yapısı ve başarılı oyuncularıyla bağımsız oyunların ayakta durmasının zor olduğu New York’ta gittikçe yükseliyor ve ödül sezonundan birçok ödül ile dönmeyi bekliyor.
Oyunda Henri’nin annesi Adele de Toulouse-Lautrec’i oynayan Derya Çelikkol sorularımıza yanıt verdi:
Önümüzdeki ay 100. oyununuzu oynayacaksınız. Bu nasıl bir his? Rolünüzden sıkıldığınız hiç oldu mu?
Asla. Her oyun günü sahneye mutlulukla çıkıyorum ve her seferinde aynı tatlı heyecanı yaşıyorum. Adele karakteri her geçen gün daha da gelişiyor ve diğer oyuncularla her geçen gün daha dinamik ve farklı bir enerji yakalıyoruz. Oyunumuz düz bir hikaye gibi olmadığı ve içinde çok dans ve müzik bulundurduğu için zaten zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Seyircinin enerjisi de bizi çok etkilediği için her oyun farklı ve kendine özel oluyor. Yani 100. oyun da ilk oyun da aynı duyguları hissetirir.
Oyunun en sevdiğiniz bölümü nedir?
Kesinlikle kankan dansı. Oyunun 3. sahnesinde bir anda geliyor ve seyirciyi çok eğlendiriyor. Kankan çok enerji, esneklik ve hız gerektiren bir dans ve seyirci de her zaman alkışları ve gülümsemeleriyle bize çok enerji veriyor. Dans ederken seyircilerin heyecanlı ve mutlu bakışlarını izlemek çok güzel bir his.
Oyunda sizi zorlayan bir bölüm var mı?
Henri’nin ölüm sahnesi beni ilk başlarda biraz zorladı. Benim çocuğum olmadığı için bu hayal bile edemeyeceğim bir acı. Üstüne de Adele karakteri duygularını bastıran ve her zaman kafasını dik tutmaya çalışan bir kadın olduğu için bu sahnenin kompleksliği üzerine çok düşündüm. En büyük yardımı Henri’yi oynayan rol arkadaşımla kurduğumuz enerjiden aldım. Oyun boyunca onunla olan sahnelerimle annelik içgüdüm hep güçlendi ve bir süre sonra hiç düşünmeden Henri’nin ölüm sahnesinde duyguya girmeye başladım.
Oyunun ve sizin oyunculuk kariyerinizde neler var? Sizi başka hangi alanlardaki çalışmalarınızla göreceğiz?
Oyun uzun süredir kapalı gişe oynadığı için eminim devam edecektir. Birkaç önemli ödül komitesinin jurileri oyunumuzu izlemeye geldi ve hatta bir tanesi, talk showunda oyunumuzun Broadway’deki Moulin Rouge Müzikali’nden çok daha fazla yaratıcı olduğunu söyledi. Ödül törenlerini heyecanla bekliyoruz. Ben oyun olmayan günlerde de film ve reklam projelerinde hem oyuncu hem de sanat yönetmeni olarak çalışmaya devam ediyorum. Ayrıca bilgisayar oyunları için seslendirme yapıyorum. Haziran ayında yazıp, yönetip oynadığım “Bliss (Mutluluk)” isimli filmim de kurgu aşamasında; kurgusu bitince film festivallerine göndermeye başlayacağım.