Sapiens kitabının yazarı Yuval Noah Harari'den koronavirüs yorumu

Yazar Yuval Noah Harari, CNN ile gerçekleştirdiği röportajda dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs'le ilgili yorumlarını paylaştı.

Sapiens kitabının yazarı Yuval Noah Harari'den koronavirüs yorumu

‘Homo Sapiens’ ve ‘Homo Deus‘ kitaplarının yazarı Yuval Noah Harari, corona virüsü salgınıyla mücadelede insanların hükümetlerine duyduğu güvenin azaldığını ve böyle bir kriz durumuyla baş edebilecek küresel aktör kalmadığını öne sürerek gözetim önlemlerinin uzun vadede totaliter rejimlerin temelini atabileceğini savundu.

Çin’in Wuhan kentinde Aralık 2019’da ortaya çıkan corona virüsü, 160’dan fazla ülkede 182 bin kişiye bulaşmış, 7 binden fazla insan hayatını kaybetmişti. Türkiye’de de 47 kişide virüs görüldüğü açıklanmıştı.

CNN’e konuşan Harari, son 100 yıldır bunun gibi küresel bir salgın yaşanmadığını, fakat tarihsel olarak ele alındığında dünyanın modern tıp sayesinde böyle bir salgınla baş etme konusunda daha iyi durumda olduğunu belirtti.

‘Halk ve devlet arasında güven yok’

Buna rağmen ülkeler arasındaki koordinasyonun yetersiz olduğunu ve vatandaşların hükümetlerine güvenemediğini savunan Harari, şu ifadeleri kullandı:

“Şu anda küresel ölçekte karşılaştığımız en kötü şey uyuşmazlık. Farklı ülkeler arasındaki koordinasyon yetersizliği de cabası. Hem ülkeler arasında hem de halk ve devlet arasında da bir güven eksikliği söz konusu. Son yıllarda uluslararası ilişkilerin bozulması ve sahte haberlerin artması gibi olayların sonucunda ortaya çıkan bir hesaplaşma günü bu.”

‘Hiçbir ülke artık ‘Önce ben’ diyen ABD’yi takip etmez’

2008 ekonomik krizine atıfta bulunarak atık küresel ölçekte krizlerle başa çıkacak lider kalmadığını savunan Harari, sözlerine şöyle devam etti: “Ne kadar farklı türden krizler olsalar da, eğer şu anki durumu 2008 ekonomik kriziyle karşılaştıracak olursak, ekonomik kriz sırasında sorumluluğu devralıp insanları bir araya getirerek krizden doğabilecek en kötü sonuçları engellemeye çalışan liderler olduğunu söyleyebiliriz. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), yani hem 2008 krizi hem de bir önceki büyük salgında, 2014 tarihli Ebola salgınında, lider konumdaki ABD şu anda hiçbir şekilde bu rolü üstlenmiyor. 2016’dan beri ABD artık ‘dünya lideri’ rolünü oynamıyor. ABD’nin artık herhangi bir müttefiki ya da dostu yok, yalnızca çıkarları var. Şu an ABD bir liderlik pozisyonuna soyunsa bile hiçbir ülke, mottosu ‘önce ben’ olan ABD’yi takip etmeyecektir.”

‘İzole olarak değil, bilgi edinerek korunabiliriz’

Yazar, uzun vadede ülkelerin sınırlarını kapatarak salgınla mücadele etmenin mümkün olmadığını savundu: “Bu tip salgınlarla izolasyonla değil, bilgi edinme yöntemiyle mücadele edilebilir. (…) Uzun vadede, ülkelerin sınırlarını kapayarak virüslerle mücadele etme fikri tamamen bir yanılsama. Önemli olan virüslerle insanların arasındaki mesafeyi korumaktır.”

‘AB için bir sınav ve şans’

Harari, içinde bulunduğumuz kriz döneminin ve salgının Avrupa Birliği (AB) için bir sınav olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi organizasyonların çoğaltılması gerektiğini vurguladı.

Ekonomilerinin kötü etkileneceğini düşünen ülkelerin sert önlemler almak konusunda hızlı davranamadığını belirten Harari, şöyle devam etti: “Salgınla mücadele eden bir ülke, dışarıdan destek alamayacağını düşündüğünde, sert karantina önlemleri almaktan çekiniyor çünkü böyle önlemler almaya başlarsa ekonomisinin çökeceğini ve kimsenin yardım etmeyeceğini düşünüyor. Dolayısıyla tehlikenin gerçekte ne kadar büyük olduğunu görmek için bekliyor, fakat o zaman da iş işten geçmiş oluyor. Örneğin, İtalya gibi bir ülke, eğer diğer ülkelerden yardım alabileceğine güvenseydi daha sert karantina önlemleri almak konusunda tereddüt etmezdi. Almanya ve Fransa gibi ülkeler böyle bir senaryoda İtalya’ya yardım etmek için harcayacakları her avrodan aslında kendileri de faydalanmış olacaktı. Bu salgın özellikle son yıllarda destek kaybeden AB için bir sınav olduğu gibi aynı zamanda değerini kanıtlayabilmesi için de bir şans.”

‘Gözetim önlemleri totaliter rejimlerin temeli olabilir’

Harari, salgına karşı hükümetlerin aldığı gözetim önlemlerinin, uzun vadede kişisel verileri ve mahremiyeti ortadan kaldırılarak ileri seviye totaliter rejimler oluşturabileceğine de dikkat çekti:

“Salgının yarattığı kriz durumuyla ilgili uzun vadedeki en büyük problemlerden biri de gözetim. Gözetim önlemleri, özellikle biyometrik gözetim, acil kriz durumu ortadan kalksa bile uygulamada kalabilecek uç seviyedeki gözetimlerin meşru gösterilmesi için kullanılabilir. Böylesi bir durum ileri seviye totaliter rejimlerin temelini atabilir. Çağımızda mahremiyet ve gözetime ilişkin büyük bir sorunla karşı karşıyayız. Bence mahremiyet ve sağlık arasında büyük bir savaş olacak ve sağlık galip gelecek. Bu ve buna benzer salgınlardan korunmak adına insanların hiçbir mahremiyeti kalmayacak.”

Etiketler
Koronavirüs