Mine Söğüt: Gerçek okur kitap tavsiyesi istemez
"Gerçek okur kitap tavsiyesi istemez.Onun okumak istediği kitaplar zaten eteklerinde dağ gibi birikmiştir.
Thomas Aquinas’ın "Tek kitabı olan insandan korkarım" değişinin Latincesi olan "Timeo hominem unius libris" başlığı ile bir yazı kaleme alan Cumhuriyet yazarı Mine Söğüt, karantina günlerinde sosyal medyada yaygınlaşan kitap tavsiyesi verme ve kitap tavsiyesi alma konusunu yazdı.
"Gerçek okur kitap tavsiyesi istemez.Onun okumak istediği kitaplar zaten eteklerinde dağ gibi birikmiştir." diyen Söğüt'ün yazısı şöyle:
Şu karantina günlerinde sakın kimseden, “Kitap okumayı çok seviyorum, hazır eve kapanmışken bol bol okurum diyorum, ama ne okusam bilemiyorum” diyerek tavsiye istemeyin.
Çünkü gerçek okur kitap tavsiyesi istemez.
Onun okumak istediği kitaplar zaten eteklerinde dağ gibi birikmiştir.
Okuyacaklarını kendi çoktan keşfetmiştir.
O yüzden “Şu boş zamanda ne okusam” diye sormaz.
Okuduğunu da zaten boş zamanda okumaz.
Okur için kitap, boş kalınca, sıkıntıdan okunacak ya da yoğunluk yüzünden bir türlü okunmayacak bir oyalanma nesnesi değildir.
Okuyacak olan, su içer gibi, nefes alır gibi, adım atar gibi okur okuyacağını.
İnsan boş zamanlarında kitap okumaz; boş zamanlarda aylaklık yapılır, kitap okumak bir aylaklık aracı değildir.
Gerçek okur için zaman sorunu yoktur.
Kitabı uyumadan önce okur, yolda okur, parkta okur, yemek molasında okur, kahve içerken okur, tuvalette okur.
Elinden telefonu bırakır, okur. Televizyonu kapatır, okur. Dışarı çıkmaz okur. İçeri girmez okur. Sohbeti keser okur.
İstekle, ihtiyaçla, merakla, hevesle okunur.
Kitap okuru içten yanmalıdır, dışarıdan ateşlenemez ve ateşi de öyle kolay söndürülemez.
Ayrıca herkes kitap okumayı sevmek zorunda da değildir. Kitap okumak zorunda hiç değildir. Zorunlulukla yapılacak bir iş değildir kitap okumak.
Şu ya da bu nedenle kitap okuyamıyorsanız...
Ve illa bir şeyler okumak istiyorsanız...
Niyet okuyun.
Doların yükselişinden daha hızlı bir şekilde bir genelge çıkarıp piyasalar hakkında yorum yapmayı yasaklayan iktidarın niyetini okuyun.
Birkaç saat içinde 41 bin 883 yoksul hanenin 5 milyon 27 bin 92 lira tutan elektrik faturasının ödenmesini sağlayan İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin “askıda fatura” uygulamasına yurtdışından siber saldırı yapıp, yardımları engelleyerek sistemi çökertmeye çalışanların niyetini okuyun.
Salgın önlemlerini ekonomik kaygılarla gevşetmenin yollarını arayanların niyetini okuyun.
Yaşanan bu zorlu deneyime rağmen hâlâ sağlık politikasını baştan sona değiştirmekten, en gelişmiş teknolojilerle donatılmış, yüksek bütçeli, ücretsiz ve herkes için kolay ulaşılır, şeffaf sağlık hizmetleri sunmaktan bahsetmeyi düşünmeyenlerin niyetlerini okuyun.
Basın özgürlüğüne düşman olanların, yalan haberlerle gündemi belirlemeye çalışanların niyetini okuyun.
Halk yoksullukla boğuşurken, hayatta kalmaya çalışırken kendisine saraylar yaptıranların niyetini okuyun.
Niyet okumayı çözdüğünüz gün;
Şimdiye kadar yazılmış tüm kitaplarda anlatılan tüm hikâyeleri biliyor olacaksınız.
Çekilmiş tüm filmleri seyretmiş gibi, tarihle ilgili ne varsa hepsini hatmetmiş gibi.
Kutsal kitaplar aslen insanların ve sistemin niyetlerini yazarlar.
Tüm romanlar ve hikâyeler niyetler üzerinedir.
Ve tüm şiirler, filmler, şarkılar, insanın ve sistemin niyetinden bahsederler.
Siz kitap okumadan, film seyretmeden, tarih bilmeden de...
Sadece aklınızı başınıza toplayarak ve niyetlere odaklanarak...
Hiç okula gitmemiş ve sürüsünden başka bir gerçeklik bilmemiş bir çobanın bilgeliğine erişebilirsiniz.
Ve canınıza kasteden tüm niyetleri kolayca okuyabilirsiniz.
Sonra zaten okuyacağınız ve inanacağınız her kitabı, kimseye sormadan, kendiniz herkesten iyi seçersiniz.