Selda Bağcan: Çok mütevazıyımdır ama en çok kendimi beğenirim
Bayram öncesi çıkardığı ‘40 Yılın 40 Şarkısı 2’ isimli albümünü sevenlerini beğenisine sunan duayen türkücü Selda Bağcan, Posta'dan Alev Gürsoy Cimin'le konuştu. İşte o röportaj...
‘40 Yılın 40 Şarkısı 2’ albümünüz hayırlı olsun.
Çok heyecanlıyım. Bayram öncesi bir albüm çıkarmak inanılmazdı. Hem de oturduğum yerden çıkardım. Kimse şu süreçte bir şey yapmazken ben yapmak istedim. Ben zaten hep ilkleri yaptım.
Her şey yolunda mı? Ruh ve beden sağlığınız yerinde mi?
Karantinanın başlarında iyi değildim ama bu albüm çıkınca moralim bir anda düzeliverdi. (Gülüyor) Ürettikçe dinçleşiyorum. Benim ruhum büyüktür zaten. Merhametli, mütevazı, hayvanları seven, insanlara saygılı bir ruhum var. Bu müziğime ve sanatıma da yansıyor.
SOLU KÜÇÜK DÜŞÜRMEK İÇİN ŞARKIMI KULLANDILAR
İzmir’de cami hoparlöründen ‘Yuh Yuh’ şarkınızın çalması sizi bir hayli kızdırdı...
Çok enteresan! O benim hit şarkılarımdan biridir ve bir seçim şarkısıdır. Bu olay beni çok şaşırttı, kızdırdı ve üzdü. Böyle bir provokasyona alet edilmek hiç hoşuma gitmedi. Sosyal medyada tepkimi hemen dile getirdim. Bunu onaylamam mümkün değil. Ben biraz sivri dilli ve solcu olduğum için, solu küçük düşürmek için birileri bunu yaptı bence. “Solcuların inanca saygısı yok” demeye getirdiler. Halbuki ben herkesin inancına çok saygılıyım.
‘Yuh Yuh’ şarkınızı böyle kullandıklarını görünce siz de “Yuh” dediniz anlaşılan.
Aynen öyle. Bu şarkımı hem sağ partiler hem de sol partiler benimsemişti. ‘Yuh yuh soyanlara/Soyup kaçıp doyanlara/İnsanlara kıyanlara/Yuh nefsine uyanlara yuh’ sözleri herkesi etkilemişti. Şarkımı sağ görüşlü bir parti kullanıyormuş. Bana “Aman Selda Abla, buna engel ol” dediler. Ben engel olamam. İsteyen, istediğini çalıp söylesin ama cami hoparlöründen değil. Seçim meydanlarının şarkısıdır o!
Sizi buna alet etmeleri çok üzücü.
Belli ki amaçları kaos çıkarmak. Benim albümlerimde okuduğum ilahiler var. Bari ilahimi çalsalardı. Ben ezan dinlemeyi de ilahi okumayı da çok severim. Tüm inançlara saygılı olunmalı. Yapılan şey çok maksatlı.
ÇOK BEDEL ÖDEDİM. ŞARKI SÖZLERİM NEDENİYLE ÜÇ KEZ HAPSE GİRDİM
Veliahtınız var mı?
Bu ağır bir söylem olur, benim seçebileceğim bir şey değil. Fakat yeğenim Serenad Bağcan çok iyi yetişiyor. Zaten senfoniden gelme ve Fazıl Say’ın solisti. Kendi prodüksiyon şirketim olan Majör Müzik’ten ona bir albüm yaptım. El verdiğim çok isim var. Ben yardım etmeyi severim. Tüm sanatçılarımızdan memnunum. Prodüksiyon şirketim Unkapanı’nda ama kurt kapanı değil.
Kurt kapanında bedel ödediğiniz oldu mu?
Kurt kapanında değil ama hayatta çok bedel ödedim. Şarkı sözlerim nedeniyle üç kez hapse girdim. Bütün o davalardan beraat ettim. İşte şimdi o şarkıları yayınlıyorum. Ne yapalım, geldi geçti. Dünya çapında bir sanatçı olmam çok hoş bir şey. Primavera Ses Festivali Barselona’nın bu yıl 20.’si düzenlenecekti. Covid-19 nedeniyle iptal oldu. Oraya dünyaca ünlü sanatçıları çağırmışlardı. Ben de onlardan biriydim. “Bu yıl yapamıyoruz ama seneye beraberiz” diye her birimizden video istediler. Bu bile başlı başına bir haber aslında.
YASAKLI OLDUĞUM 20 YIL BOYUNCA ŞARKILARIM HİÇBİR YERDE ÇALINMADI AMA KASETLERİM ÇOK SATILDI
Bir sanatçı için hayattaki en önemli şey nedir?
Namusuyla ve onuruyla anılmak, dinlenmek, sevilmek, zirvede olmak... Zirvede olmak bana her zaman kısmet olmadı. 1972-1992 yılları arasında 20 sene yasaklıydım. Şarkılarım hiçbir yerde çalınmamıştı ama yaptığım kasetler çok sattı. Halkın sırtında bugünlere taşındım. Sonra yurt dışında keşfedildim.
MAKAM ŞOFÖRÜM OLMASINI BEKLİYORLAR AMA BEN KESTANE YİYEREK METROYLA SEYAHAT EDİYORUM
Bir süre önce sizi tek başınıza metroda fotoğrafladılar. Bir ömürlük sanat kariyeri, şan şöhret sizi hiç şımartmadı mı?
Asla! Bizim gibi yoksulu fazla ülkelerde şımarmak lükstür. Ve buna hakkımız yok zaten. Metroda çekilen fotoğrafımın haberinde ‘dünya starı’ yazdılar bir de. (Gülüyor) Makam şoförüm olmasını bekliyorlar ama ben kestane yiyerek metroyla seyahat ediyorum. Tünel’den binmiştim metroya. Orada bir yerde kestane almıştım, onu yiyordum.
Şımarsanız da hakkınızdır bunca emeğin ardından...
Geldiğin yeri unutmayacaksın. Çok yoksul değildik biz. Annem öğretmen, babam veterinerdi. Orta halliydik yani... Babam ölünce annem dört çocukla kalakaldı. Bize tahsil yaptırırken bir öğretmen maaşı bir de babamdan kalan dul maaşı vardı. Hiçbir şeyden geri kalmadık ama ayın son üç günü makarna yerdik. Yemeye paramız kalmazdı. (Gülüyor)
O zor günleri tebessümle anlatmanız ne güzel...
Tek sıkıntımız buydu, o da sıkıntıdan sayılmazdı zaten. Hem ben makarnayı çok severim. İstediğin kadar zengin ol yiyeceğin en fazla iki tabak yemektir. Fazlasını miden kabul etmez. Annem, ayda bir maaşını alınca bizi ya kebapçıya ya da pastaneye götürürdü. Nasıl heyecanlanırdık... Şimdi koca şeyler insanları mutlu etmeye yetmiyor.
Şimdi mutlu musunuz?
Çoook! Hele de şu albüm bana nasıl heyecan verdi, anlatamam. Oturduğum yerden albüm çıkarmış oldum. Psikolojim, bu albümle düzeldi.
TÜRKİYE’NİN EN NAMUSLU SANATÇISIYIM RESMEN KUMPASA MARUZ KALDIM
Tunay Bozyiğit, ‘Hayat’ adlı şarkısını ‘Düşen Hep Yerde Mi Kalır’ adıyla değiştirerek izinsiz kullandığınız iddiasıyla sizi tazminat ödemeye mahkum etti. Buna ne diyorsunuz?
Bu şarkı, 2004 yılındaki albümümde var. Söz müzik bu kişiye ait ve kendisi MESAM üyesi. Biz de MESAM üzerinden anlaşmamızı yaptık. Ekstradan telif bedeli de ödedik. Onun da izniyle şarkının adı daha çarpıcı olsun diye ismini değiştirdik. Şarkının ismini yanında değiştirdiğimi sonradan inkar etti.
“Karakolda doğru söyler, mahkeme şaşar” derler ya o hesap oldu. Biz bu şarkıya 2009’da klip çektik ama MESAM’da yaptığımız sözleşmede meğerse klip çekme izni yokmuş. Bu adam bizi bu sefer de bu yüzden mahkemeye verdi. Resmen kumpasa maruz kaldım.
Sonrasında ne oldu? Konuşmadınız mı?
Bana teşekkür etmesi gerekirken yaptığına bak! Bir besteci ya da sanatçı eseri daha çok yayılsın ister. Bu adam önümüzü kesti. Başkası olsa üstüne para verir. Derdi kötülük yapmak. Bana bazı türküler getirdi ve ben okumadım. O nedenle bana düşman oldu.
Tunay Bozyiğit, bir şarkısını okumadım diye intikam çığlıkları atıyor. Hakkımda hapis cezası istiyor. Bu biraz fazla değil mi? Eğer böyle bir şey olursa Türkiye’nin en namuslu sanatçısı içeri girecek. Şaka gibi! Benim sayemde daha çok para kazanabilecekken kendi bacağına sıktı.
ŞİMDİKİLER ÇALAKALEM ŞARKI YAPIYOR NEREDEN BULUYORLAR BU KADAR KÖTÜ SÖZLERİ?
Güzel konulara dönelim... Albümün çıkış hikayesini anlatır mısınız?
Biz bu serinin ilkini 2015’te çıkardık. İkincisi de 20 Mayıs’ta çıktı. Epeydir hazırdı ama Covid-19 salgını patlayınca az da olsa erteledik. Ben virüs dinlemem, çalışmaya devam ederim. İyi ki de daha fazla ertelemedim. Kimse bir şey çıkarmayınca da benimki tek oldu. Şarkıları çok sevecekler.
Her şarkınızın, türkünüzün bir mesajı ve bir meselesi var...
Meselesi olmayan sanat olmaz. Sevdaysa sevda, acıysa acı. Mesela sizler için ‘Yaz Gazeteci Yaz’ şarkım var. Son albümüm de Türk müzik tarihinin en iyi derleme albümlerinden biri oldu. İşimde seçici ve dikkatliyim. Ama şimdikiler çalakalem şarkı yapıyor. “Nereden buluyorlar bu kadar kötü sözleri?” diye sormadan edemiyorum.
Günümüzde çok beğenip dinlediğiniz isimler kimler?
Her sanatçı en çok kendini beğenir. Ben de en başta kendimi çok beğenirim. Çok mütevazıyımdır ama beğenmeye gelince en çok kendimi beğenirim. (Gülüyor) Kendim dışında çocukluğumdan bu yana Ajda Pekkan ve Sezen Aksu’ya hayranım. Bu ikisi benim olmazsa olmazlarımdır. Onlardan asla vazgeçemem.