Murat Bardakçı'yı utandıracak görüntü
Murat Bardakçı'nın, "hangi kanalda ve ne zaman ettiğimi bulur, görüntüsünü yayınlar ve beni utandırır!" sözlerine, Selim Gürselgil'den videolu yanıt.
Odatv- Habertürk yazarı Murat Bardakçı 31 Ağustos Cuma günü, “İşte meydan burada! Bu palavraların bana ait olduğunu ispat edin!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Murat Bardakçı yazısının girişinde bazı tarihi yalanlardan söz ederken, kendisinin de bu yalanlara alet edildiğini ifade etti. Yazısının devamında bir kitabın önsözünde kendisinin atfedilen sözlerin, kendisine ait olmadığını yazan Bardakçı şöyle yazmıştı:
“‘Kitap’ olduğu iddia edilen garabetin reklâmını yapmamak için yayının ismini vermiyorum ve bir tarafından bana atfen bir şeyler uyduran kişinin okur-yazarlığı ile ilmî seviyesinin nasıl yerlerde süründüğünü görebilmeniz için de tuhaf imlâsı ile üslûbuna dokunmadan, aynen naklediyorum:
Adam ‘Aktüel tarihçi Murat Bardakçı, bir televizyon programında, Mustafa Kemal ile Vahîdüddin arasında haberleşmenin İzmir’in kurtuluşuna kadar hiç kesilmediğini, bu haberleşmeye dair evrakların bir devlet kurumu tarafından saklandığını ve halka açıklanmadığını, o devlet kurumunun Genelkurmay Arşivi olmadığını, söz konusu evrakı kendisinin gördüğünü açıklamıştır. Demek ki, milletçe henüz ‘Logos-Fikir Çağı’mız gelmemiş, ‘Mitos -Masal Çağı’nı idrak etmekteyiz; adına ‘idrak’ mi, ‘idrakin iğdiş edilmesi’ mi denir, bilemediğimiz...’ diyor!
Tekrar olacak ama, söylemem gerekiyor: Bu sözler bana ait değildir, hiçbir televizyon programında böyle bir şey söylemedim, üstelik bunları ortaya atanlar kadar cahil olmadığım için söylemem de imkân haricinde! Böyle bir tuhaflığı benim ağzımdan ortaya atıp varakpâresinin reklâmında kullanan kişi şayet azıcık hayâ hissine sahip ise bu saçmalıkları hangi kanalda ve ne zaman ettiğimi bulur, görüntüsünü yayınlar ve beni utandırır!”
O KİTABIN YAZARINDAN MURAT BARDAKÇI’YA GÖRÜNTÜLÜ YANIT
Murat Bardakçı’nın ismini vermediği kitabın adı: “Altüst Oluşun Sebebleri / Milli Mücadele Tarihine Giriş 1908-1923.”
Yazarı ise; Selim Gürselgil.
Selim Gürselgil, İBDA fikrine yakınlığıyla bilinen “Adımlar” isimli derginin de yazarı. Gürselgil, Murat Bardakçı’nın kendini sert bir dille eleştirmesine, Adımlar dergisinin sitesinde kaleme aldığı yazıyla ve paylaştığı video ile yanıt verdi.
Selim Gürselgil, “Murat Bardakçı: Bir hafıza veya şahsiyet sorunu” başlıklı yazısında, Bardakçı’nın yazısına gönderme yaparak, “Tepemden aşağıya kaynar sular döküldü. Yazarın bahsettiği, benim ‘Altüst Oluşun Sebepleri / Milli Mücadele Tarihine Giriş, 1908 – 1923’ isimli kitabımın önsözünden iki paragraftı. Kitap, hazırlığına 3 yılımı verdiğim, akademik seviyede dahi ilgi gören ciddi bir çalışmanın ürünüydü. Kitap tam yayın aşamasına geldiğinde, Murat Bardakçı’nın televizyondaki bir programına denk gelmiş, orada ettiği enteresan bir iki sözü, kitabın önsözünde kullanmıştım” ifadelerini kullandı.
Selim Gürselgil, Bardakçı’nın yazısında “Söylemedim. İspat edin” dediği cümlelerin kendisine ait olduğunu yazarak, saatlerce Bardakçı’nın o sözünü bulmak için “Tarihin Arka Odası” adlı eski programın kayıtlarını izlediğini aktardı.
“Çevremin ısrarıyla, yaklaşık bir tarih tesbit edip, karşıma çıkan ilk videoyu dinlemeye başladım. İlk gün 1.30 saat kadar dinledim ve hiçbir şey bulamadım” diye yazan Selim Gürselgil, devamında Bardakçı’nın o sözlerini bulduğu yazarak şöyle devam etti:
“Neyse, Allah yardım etti, imkansız gibi görünen bu işi başardım. 27 Kasım 2010 tarihinde yayınlanan ‘Tarihin Arka Odası’ programının 2 sa. 18. dk’sından itibaren Murat Bardakçı şöyle konuşuyordu:
‘Şimdi seyircilerimiz çok soruyorlar… Ee… Vereyim cevabını efendim… Atatürk’le Vahdettin’in yazışması var mıdır? Sultan Vahdettin’in… Kurtuluş Savaşı yılları boyunca yazışmışlardır. O yazışmalar yalın yayınlanmadı. Yazıştılar. Sadece tek bir yazışmayı ben yayınlamıştım.’
Sonra Atatürk ile Vahdettin’in Almanya fotoğrafını ekrana getiriyor; bunun üzerine Erhan Afyoncu ve Pelin Batu ile laflamaları oluyor.
Ardından, yayınladığını ama keserek yayınladığını söylediği Atatürk’ün Vahdettin’i Ankara’daki Meclis açılışına davet eden 26 Ocak 1920 tarihli mektubunu gösteriyor; bunun üzerine laflamalar yapıyorlar.
Ve videonun 2 sa. 20 dk’sından itibaren Murat Bardakçı yeniden şu sözleri söylüyor:
‘Fakat İstiklal Harbi boyunca, büyük taarruzun, daha doğrusu İzmir’in kurtuluşuna kadar devamlı haberleşme olmuştur. Bu mektuplar yayınlanmadı. Bir devlet kuruluşunda muhafaza ediliyor. Çok soru gelecek. Peşinen söyleyeyim. O devlet kuruluşu Genelkurmay Başkanlığı falan değildir. (Gülüşmeler) Böyle hepsi muhafaza ediliyor.’”
Selim Gürselgil yazısının son bölümünde “Murat Bardakçı bu gürültüyü neden yapmış olabilir?” diye sorarak, Bardakçı için şu sert ifadeleri kullandı:
“İki ihtimal var: Ya hafızası, kendi söylediği sözleri hatırlamayacak kadar zayıf; ki bu takdirde çalıştığı gazetenin bu yazıyı bir ihbar kabul edip yazarın bir hekime göstermesinde fayda var… Yahut, bir şahsiyet sorunu, bir ego sorunu olabilir; ki benim korktuğum da asıl bu ihtimal.
Zira bahsettiğim programında daha başlarında buna benzer bir durumla daha karşılaşıyoruz. Pelin Batu, Bardakçı’ya, ‘kitabınızda şöyle bir söz ediyorsunuz’ diye bir şeyler söylemek istiyor. Murat Bardakçı anında yalanlıyor, ‘Ben öyle bir söz söylemedim’ diyor. Pelin Batu, ‘sayfa numarası verebilirim’ diye ısrar edecek oluyor. Bardakçı onu bastırıyor ve susturuyor.
Bunu görünce anladım: Bu bir hafıza sorunu değil, şahsiyet sorunu! Birisi bir söz ediyor ve iki adım sonra onu yalanlama ihtiyacı hissediyorsa ve bunu sık sık yapıyorsa ve çocuk da değilse, kusura bakmayın ama bundan en çok utanması gereken, ondan 'tarih' konuşmasını isteyenler ve onu 'tarih' konuşuyor diye dinleyenlerdir.
Daha kendi söylediklerini hatırlamayan adamdan tarih mi dinlenir?”