Baba-kız Sicimoğlu aynı sahnede KOREV için söyledi
Sanatçı Ayhan Sicimoğlu ve kızı Ayşe Sicimoğlu, KOREV yararına düzenlenen konserde sahne aldı.
Gizem KARADAĞ/ANKARA ,(DHA)- ANKARA’da sanatçı Ayhan Sicimoğlu ve kızı Ayşe Sicimoğlu, Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği (KOREV) yararına Panora AVM ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen konserde sahne aldı.
Ankara'da Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği (KOREV) yararına konser düzenlendi. Konserde, sanatçı Ayhan Sicimoğlu ve kızı Ayşe Sicimoğlu sahne aldı. Aynı sahneyi paylaşan baba-kız bir çocuğun tek ihtiyacının sevgi olduğunu birlikte anlattı. Ayrıca, bir çocuğu sevmek için 'kan bağı değil can bağı'nın yeterli olduğunu belirtti. Konsere katılıp KOREV'e destek veren izleyicilere seslenen baba-kız, verecekleri destek ile devlet koruması altındaki bir çocuğun daha aileye kavuşacağını, koruyucu ailesinin onun hayatını, onun da belki dünyayı değiştireceğini ve dünyaya iyiliği sevgiyi yayacağını paylaştı. Yine, konserle koruyucu ailelik sisteminin önemi vurgulandı. Devlet koruması altındaki çocukların hak ettikleri sevgi dolu aile ortamlarına kavuşabilmelerine destek olması hedeflendi.
Sosyal sorumluluk projesi kapsamında izleyicilerin alkışları arasında sahneye çıkan Ayhan Sicimoğlu ve kızı Ayşe Sicimoğlu, ‘En Estambul’ albümündeki 'Padre e Hija’ (baba kız) adlı şarkıyı seslendirdi. Seslendirilen parçada baba Ayhan Sicimoğlu, "Duyguların en yücesi sevgi ve kalbimi sana yaşamın için sunuyorum" derken, kızı Ayşe Sicimoğlu ise, "Beni çok mutlu kıldığın için teşekkür ederim. Sen benim için tatlı bir şarkı ve yaşam ışığımsın" dedi. Baba-kız daha sonra birlikte, "Biz tek bir sesiz. Bu şarkıyı birlikte söyleyeceğiz, sevgiyi bilmeyenler için" sözlerini kaydetti. Baba-kızın bu sözleri izleyicileri duygulandırdı.
Türkiye’de şuanda 20 bin civarında 0-18 yaş grubunda çocuğun koruma altında olduğunu ifade eden KOREV Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Aydeniz, bu çocukların yaklaşık 6 bin 300 tanesinin koruyucu aile yanında olduğunu söyledi. Aydeniz, hala 14 bin civarında çocuğun çocuk evleri denilen toplu bakım modellerinde barındığını belirterek, şöyle konuştu:
“Türkiye’de koruyucu ailelik oranları yüzde 35 civarındadır. Gelişmiş ülkelerde ise, bu oran yüzde 85 civarındadır. Bizim de hedefimiz Türkiye’de bu oranlara ulaşabilmektir. Koruyucu aileler devlet koruması altındaki çocuklarımızın ailelerle buluşturulduğu bir modeldir. Evlat edinilen çocuklarımız ise, ailesi tarafından terk edilmiş ya da evlat edinme statüsünde olan yani ailesinin rızası alınmış çocuklarımızdır. Bu çok bilinmez aslında karıştırılır. Biyolojik ailelerde ihmal, istismar, şiddet gibi olaylar vardır. Çocukların bu ailelerin yanlarında kalmaları uygun değildir. Yasalarımız gereği biyolojik ailelerinden velayetleri alınamaz. Dolayısıyla çocuklarımız evlat edindirilemezler. Devlet korumasında olan bu çocuklarımız koruyucu aile modeline uygundur. Evlat edinmekten hiçbir farkı yoktur. Onlar bizimle beraber büyüyen, bize emanet edilen ve bütün sorumluluklarını üzerimize aldığımız çocuklarımız bizim.”
‘KAN BAĞI DEĞİL AMA CAN BAĞI VAR ARAMIZDA’
Çocukların sadece 18 yaşına kadar adının ve soyadının değiştirilemediğini belirten Aydeniz, şunları söyledi:
“18 yaşına geldiklerinde eğer kendi isterse evlat edinebiliriz. Dolayısıyla evlat edinmeden tek farkı budur. Bunun dışında çocuklar bizimle beraber yaşarlar. Çocuklarımızla kan bağımız yok bizim. Biyolojik olarak doğum yapmıyoruz biz aslında. Ama kalbiyolojik olarak doğum yapıyoruz. Bunlar kalpten doğan çocuklar. Kan bağı değil ama can bağı var aramızda. Biyolojik ailelerden hiç farklı olamayan bir hayatımız var. Benimde 2 tane 5 yaşında kızım var. İlk kızımla iki aylıkken tanıştım. İkinci kızımda 13 aydır yanımızda. Bizde kalbiyolojik bir aileyiz. Anne baba diyorlar bize elbette. Süreçlerini bilerek büyüyorlar. Koruyucu aile olmak veya evlat edinmekte bir çocuk sahip olma şeklidir ve normaldir. Bunun farkında olması için toplumsal çalışmalar yapıyoruz.”
‘BİZİM ÇOCUKLARIMIZIN İKİ TANE DOĞUM GÜNÜ VAR’
Koruyucu aile olmak için belli şartların olduğunu söyleyen Aydeniz, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu hizmeti Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yürütüyor. Bizlerden ve derneklerden bilgi alıyorlar. 25-65 yaş aralığında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve belli gelir seviyesinde olan herkes koruyucu aile olabiliyor. Bekârlar da koruyucu aile olabiliyorlar. Bekâr annelerimiz ve bekâr babalarımız var. Biyolojik çocuk sahibi olanlarda koruyucu aile olabiliyorlar. İnceleniyoruz, belli şartları sağlamamız gerekiyor. Bu süreç yaklaşık 6-7 ay kadar sürüyor. O bizim hamilelik sürecimiz. Sonrasında çocuklarımızla buluşturuluyoruz. Çocuklarımızla karşılaştığımız anda bizim doğum anımız. Bizim çocuklarımızın iki tane doğum günü var. İlki bir kadının karnından doğuyorlar. Bir de bizim kalbimizden doğuyorlar.”