Piknik tüpünden enstrüman
Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğü Stüdyo Şefi Hasan Kurtuluş Gözütok, piknik tüpünden müzik aleti yaptı.
BURSA'nın dağ köylerinde bakır güğümlerle ritim yapan kadınlardan esinlenen Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğü Stüdyo Şefi Hasan Kurtuluş Gözütok, piknik tüpünden müzik aleti yaptı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğü Stüdyo Şefi Hasan Kurtuluş Gözütok, kentin dağ köylerinde günlük araç gereçlerden enstrüman kültürünü inceledi. Gözütok, kadınların bakır güğümlerle ritim yaparak eğlendiklerini öğrendi, bu kültürün Anadolu'da birçok yerde ev eşyasıyla devam ettiğini belirledi. Bundan esinlenerek ev eşyalarıyla enstrüman yapmaya karar veren Hasan Kurtuluş Gözütok, piknik tüpünden enstrüman üretti.
Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin eşya enstrüman kültürünün öğelerini ortaya çıkarmaya yönelik çalışmaları olduğunu ifade eden Gözütok, amaçlarının bu kültüre bir ev eşyası daha katmak olduğunu belirterek, "Aslında piknik tüpünden enstrüman yaparken asıl amaç, eşyadan melodi çalabilen bir enstrüman yapmaktı. Çünkü kültürümüzde eşyadan enstrümanlar var. Tahta kaşık, su testisi, zilli maşa gibi. Hatta Bursa yöresinde bakır havaları var. Bursa Araştırmaları Merkezi'nin bu konuyla ilgili derleyip Kültür Bakanlığı ve TRT'ye kazandırdığı 30'a yakın türkümüz var" diye konuştu.
'AMACIMIZ BİR EŞYAYI KÜLTÜRÜN İÇERİSİNE DAHİL EDEBİLMEK'
Eşyadan enstrümanların en önemli özelliğinin hepsinin ritim yapabilmesi olduğunu söyleyen Hasan Kurtuluş Gözütok, "Biz bunu biraz daha geliştirip, bu eşyadan enstrüman kültürüne bir ilavemiz olabilir mi diye düşündük ve bakır kaplarda denedik. Bakırın iletkenliği çok olduğu ve madde olarak yumuşak olduğu için istediğimiz sesleri alamadık, daha sonra bunun daha sert bir malzemeden olması gerektiğini düşündük ve piknik tüpü olarak tespit ettik. Yaptığımız çalışmalar sonucunda piknik tüpü üzerinde oluşturduğumuz kesiklerle aradığımız ses dizilerini oluşturarak melodi çalabilir bir hale getirmiş olduk. Bununla ilgili 'Aqua drum' gibi enstrümanlardan farklı olan en önemli yanı, derlediğimiz kendi türkülerimizi çalabiliyor Türk Halk ve Türk Sanat Müziği'nin eserlerini seslendirebiliyor olmamız. Bu dizi biraz daha Anadolu'yu ve bizi ilgilendiren bu parçaları rahatlıkla çalabileceğimiz diziler olması. Yeni bir enstrüman icat etme gibi bir durum yok, vibrafondan sonra yapılan bütün enstrümanlar aynı mantıkla yapılmıştır. Burada amacımız uzun yıllar kullandığımız bir eşyayı kültürün içerisine dahil edebilmek ve bununla ilgili yapacağımız çalışmalarda bundan faydalanmak" dedi.
Bursa'nın dağ yöresindeki kadınların kendi eğlencelerinde su taşıdıkları bakırı ters çevirip üstünde ritim yaparak eğlendiklerini belirten Hasan Kurtuluş Gözütok, "Yöredeki kadınlar o eğlence formunu oluşturabilmeyi başarabilmişler. Bu, ne kadar hassas, ne kadar güzel bir zekanın ürünü. Eşyadan enstrümanların tamamı melodi yapamadıkları için biz melodi yapan bir eşyadan enstrümana yapabilir miyiz düşüncesiyle bu işe başladık. Bu düşünce bizi piknik tüpüne kadar götürdü. Herhangi bir eşyanın belli bir süre ömrü var ve eşyanın kullanımı belirli bir süre sonra değişiyor çünkü teknoloji geliştikçe kullanılan eşyalar da değişiyor. Zilli maşa, bakır kaplar artık kullanılmıyor ama kültürün içerisine bir şekilde dahil olarak kendilerini bir sonraki nesillere aktarabiliyorlar. Bugün bakır bir kabın nasıl bir şekli olduğunu gençler konserlerde izlerken görüyorlar" diye konuştu.