Hızır Canbaz’ın ilk kitabı “Kapıdan Ömür Geçer” raflarda yerini aldı: Destanları, atışmaları, türküleri, horonlarıyla Hemşin

Araştırmacı Hızır Canbaz’ın ilk kitabı “Kapıdan Ömür Geçer”, okurlarıyla buluştu. Kitap yöre insanının destanlarını, atışmalarını, türkülerini gelecek kuşaklara aktaracak bir belge görevi de görecek.

Hızır Canbaz’ın ilk kitabı “Kapıdan Ömür Geçer” raflarda yerini aldı: Destanları, atışmaları, türküleri, horonlarıyla Hemşin

Araştırmacı Hızır Canbaz’ın ilk kitabı “Kapıdan Ömür Geçer”, okurlarıyla buluştu.

Hemşinlilerin aşklarını, hasretlerini, acılarını, neşelerini, horonlarını anlatan kitap, yöre insanının destanlarını, atışmalarını, türkülerini gelecek kuşaklara aktaracak bir belge görevi de görecek.

Araştırmacı Hızır Canbaz’ın “Kapıdan Ömür Geçer” adlı ilk kitabı Hemşin tarihinin yıllara meydan okumasını sağlayacak. 40 yıllık emeğin sonucu olarak ortaya çıkan kitap Hemşinlilerin aşklarını, kavgalarını, acılarını, neşelerini, horonlarını, dün ve bugünlerini anlatıyor. Hemşinlilerin meşhur atışmaları, türküleri, ağıtları, destanları da kitapta yer buldu.

Hızır Canbaz’ın ilk kitabı “Kapıdan Ömür Geçer” raflarda yerini aldı: Destanları, atışmaları, türküleri, horonlarıyla Hemşin - Resim : 1

TÜRKÜLERLE, DESTANLARLA BÜYÜDÜM

Türkülere meraklı bir Hemşinli olduğunu belirten Hızır Canbaz, Hemşin kültürüne ait eserleri biriktirmeye çocukluğundan başladı. Canbaz, “Henüz yedi yaşındaydım. Çamlıhemşin Kale Köyü’nde ot biçim zamanıydı. Sesleri birbirleriyle uyumlu olan kadınlar eşleşmiş, karşılıklı türkü söylüyorlardı. Sanki bir senfoni olmuştu. Sevdayı, hasreti, Hemşin’deki hayatı anlatıyorlardı. Her bir dörtlüğün yaşamda karşılığı vardı, sözler derindi. Yedi yaşımda işittiğim bu dörtlüklere, atma türkülere, destanlara duyduğum merak da benimle birlikte büyüdü” ifadelerini kullandı.

40 YILLIK BİR ÇALIŞMANIN ESERİ

Canbaz, duyduklarını, dinlediklerini ölümsüzleştirmek için belleğine kazımakla kalmayıp kâğıtlara döktü. Kitap için yaptığı çalışmayı ise, “Hemşin’in cefakâr ve fedakâr kadınlarından, erkeklerinden hikâyeler dinledim. Söyledikleri türkülere kulak verdim. Kimisi kavuşamadığı sevdasını, kimisi genç yaşta kaybettiği çocuğunu, kimisi öfkesini, kimisi mutluluğunu kimisi de kederini bu türkülerle dile getirdi. Çoğu da anılarıyla beraber bu dünyadan göçüp gitti. Ben de istedim ki bu türküleri, destanları herkes duysun, sadece belleğimizde kalmasın. Aflarına sığınarak kitaba kendi yüreğimden dökülenleri de koydum” diyerek anlattı. Son sözü Hemşin’den yankılanan bir mısraya bırakırken:

“İnsan da zaman gibi konup, göçüp gidiyor /

Anılar roman gibi bir oku ki ne diyor?”

Kaynak: Gerçek Gündem