Yarışmayla gelip yıldızlaşan ikili: Ayhan Işık ve Belgin Doruk
Türk sinemasının iki önemli ismi Ayhan Işık ve Belgin Doruk'un hikayeleri... Mesut Kara, Gerçek Gündem için hazırladı.
Taçsız Kral: Ayhan Işık
Yeşilçam’ın ‘Taçsız Kral’ı Ayhan Işık 5 Mayıs 1929 İzmir doğumluydu Ayhan Işık, Belgin Doruk’lu “Beraber Ölelim”i, Serpil Gül’lü “Aşktan da Üstün”ü, Leyla Sayar’lı “Yangın Var”ı, Türkan Şoray’lı “Otobüs Yolcuları”nı, “Acı Hayat”ı, Sezer Sezin’li “Üç Tekerlekli Bisiklet”i, ve Belgin Doruk’lu “Küçük Hanım” serilerini, illaki ‘esas oğlan’ı Ayhan Işık olan diğer filmler gibi kimi iki göz iki çeşme, kimi gülmekten yerlere yatarak izlediğimiz yılların kahramanıydı.
Ayhan Işık’ın, Ayhan Işıyan olarak öyküsü 1926 yılının Mayıs ayında, İzmir’de başlar. Yoksul bir çocukluk yaşar. Babasını kaybettiğinde altı yaşındadır. Aile İstanbul’a göçer. Küçük yaşlarda bir kunduracının yanında çırak olarak çalışmaya başlar. Ortaokul yıllarında Paşabahçe Cam Fabrikası’na girer, işçi olarak. Darphanede lastik mühür yapmaya başlar. O günlerde Güzel Sanatlar Akademisi’nin resim bölümüne de kayıt yaptırır.
Akademide okurken de sürdürür çalışmayı. Artık “Ressam Ayhan Işıyan”dır ve Bab-ı Ali’de çeşitli dergilerde ressam olarak çalışıyordur. Çok düzgün bir fiziği vardır. 1.80 boyunda, ela gözlü, yakışıklı bir gençtir. Türkiye yayınevinde çalışırken, Atlas Film’in sahibi Murat Köseoğlu, Ayhan Işıyan’a artist olmasını teklif eder.
Yine o günlerde tanıdığı Yıldız dergisinin yazı işleri müdürü Sezai Solelli’nin ısrarı ve teşvikiyle, derginin açtığı yarışmaya katılır ve birinci seçilir. İlk filmi “Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan”da Gülistan Güzey, Orhon M. Arıburnu ve Ayla Karaca ile oynar. Hayatı da soyadı da değişmiştir artık Ayhan Işık’ın.
Belgin Doruk: Bir yalnızlık şarkısı söyler sazım…
Genç kızlığa adım atmanın coşkusunu yaşadığı günlerde öğrenir Yıldız dergisinin açtığı yarışmayı. Evdekilerden gizli başvurduğu, öğrendiklerinde de şiddetle karşı çıktıkları yarışmanın birincisi olur. Jüride, daha sonraki yıllarda hayatları birçok kez çakışacak olan yönetmen ve yapımcı Faruk Kenç de vardır. On altı yaşındadır ve ortaokul son sınıfa gidiyordur. Filmlerde oynayacaktır fakat bu durum okulda hoş karşılanmaz. Aşağılandığını düşünen Belgin Doruk okuldan ayrılır ve bir daha da okula gitmez.
İlk filmi ‘Çakırcalı Mehmet Efendi’nin Definesi’dir. Arkasından yine Faruk Kenç’in yönettiği ‘Kanlı Çiftlik’ ve ‘Köroğlu’nda oynar. Osman Seden, ‘Öldüren Şehir’ filminde Ayhan Işık ve Turan Seyfioğlu’yla birlikte oynamasını ister. Yönetmen Ö. Lütfi Akad’dır. Bu filmle yıldızı parlar Belgin Doruk’un. On yedi yaşında bu filmdeki rolüyle, ilk ödülünü alır. O günlerde Türkiye Güzellik Yarışması’na katılır ve ikinci seçilir. Arkasından katıldığı Avrupa Güzeli yarışmasında da Monte Carlo güzeliyle üçüncülüğü paylaşır.
Nevzat Pesen, Samanyolu filminde oynamasını önerir. Rol arkadaşı Göksel Arsoy’dur. Film çok büyük iş yapar.
Halkın ve yapımcıların aradığı, çok iş yapan filmlerin başarılı ikilisi olmuşlardır. Arka arkaya filmler yaparlar. Zirvededir Belgin Doruk. Fakat büyük yıldız Belgin Doruk’un evlilik hayatı yolunda gitmiyordur. Büyü bozulmuş, hayatın gerçekleri kendini dayatmıştır. Faruk Kenç çok kibar ve iyi bir insandır. Aradaki yaş farkı da sorun olmaya başlar. Belgin Doruk beklediği, aradığı aşkı bulamadığını düşünür.
O günlerde Birsel Film hesabına çekecekleri "Yeşil Köşkün Lambası" adlı filmin çalışmaları sırasında tanıştığı, çekimlerde de görüştüğü, kaçamak bakışlarla kendisiyle ilgilenen Özdemir Birsel’e âşık olur. Aklında hep yıldırım aşkla tutulduğu Özdemir Bey vardır artık. Bunu Faruk Kenç’e açıklar ve ayrılmak istediğini söyler. Faruk Bey de farkındadır olan bitenin, anlayışla karşılar ve mutlu olmasını diler. Faruk Kenç’ten ayrılan Belgin Doruk, Özdemir Birsel’le evlenir. 60’lı yıllar başlamıştır.
Ayhan Işık’la birlikte oynadıkları Küçük Hanımefendi filmi de çok iyi iş yapmış, gişe rekorları kırmıştır. Arka arkaya Küçük Hanımefendi’li filmler çekilir. Daha çok, salon filmlerinin zengin aile kızını, varlıklı hayatların ailesine bağlı, yaşadığı hayatı kabullenmiş ev kadınını ya da kutsal anneyi oynayan Belgin Doruk, her filminde şık ve zariftir.
Seçtiği hayatın dışında başka hayat yok gibidir ve Belgin Doruk’un perdeye yansıyan görüntüsü dışarıdaki hayattan etkilenmez, kirlenmez. İçlidir, iç dünyası pırıl pırıldır. Esas kadındır, baştan çıkarmaz, ihanet etmez.
Yeşilçam’ın Küçük Hanımefendisi Belgin Doruk, 26 Mart 1995 tarihinde, acılı yüreğiyle yine yapayalnız çıkar son yolculuğuna.