Funda Arar: Çok üzüldüğüm oldu

Ünlü şarkıcı, Onur Baştürk’ün sorularını yanıtladı.

Funda Arar: Çok üzüldüğüm oldu

Yeni albümü 'Arabesk'i iki hafta önce müzikseverlere sunan ünlü şarkıcı Funda Arar, Boğaz’ın ortasında Hürriyet Kelebek yazarı Onur Baştürk’ün sorularını yanıtladı.

Onur BAŞTÜRK / HÜRRİYET

Funda Arar: Çok üzüldüğüm oldu

İlk ne zaman dinledin arabeski?

- Arabeskle tanışmam lise çağlarında oldu. O dönem ortalık İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur’la yıkılıyor. Ama ben uzaylı gibi, hiçbirinden haberim yok! Çünkü bizim evde arabesk hiç dinlenmezdi. Hep sanat müziği dinlenirdi. Hatta ilkokula giderken hayli ağır sanat müziği eserlerini çoktan öğrenmiştim.

O dönemde kulağında kalan favori arabesk şarkın hangisiydi?

- Cengiz Kurtoğlu, “Duvardaki Resim”. Şöyleydi ya sözleri “Dün gece resmini öptüm de yattım”. Aşırı romantik.

80’lerdeki arabesk anlayışı başkaydı. Şimdi de arabesk başka bir şekilde sürüyor aslında. Ne dersin?

- Evet, arabesk pop müziğin içinde yine var. Sözlerde, müzikal yapıda. Sadece aranjeler değişti. Poplaştırıldı. Birçok şarkı aslında söz ve müzikal olarak gayet arabesk.

Neden arabeskten vazgeçemiyoruz?

- Acı seviyoruz biz çünkü acı! (gülüyor). Onunla besleniyoruz. Istırap, aşk, gözyaşı... Duygusalız. Tamam eğlenmeyi de seviyoruz, hoplamayı zıplamayı. Ama oynadığımız şarkıların sözleri de bazen acıklı oluyor.

Arabesk şarkılarından albüm yapan başka şarkıcılar da oldu. Tekrara düşmekten çekinmedin mi?

- Yok, her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişi var. Bir şarkıyı on kişi okur, on kişiden de farklı lezzet alırsın. Aslında bu gecikmiş bir albüm. Ben her albümde eski bir arabesk şarkıyı yeniden düzenleyip zaten okuyordum. Bunu yaptığımız için dinleyiciler hep soruyordu, “Hepsini topladığınız bir albüm olacak mı?” diye. En sona ben kalmış oldum. “Herkes yaptı, sen de yaptın” diyen de oldu. Ama yapmam gerektiğini düşünüyordum. Sonuç olarak bu bir merhaba albümü. Eğer sevilirse devamı gelir. Çünkü daha ne repertuvar var bizde...

Çok hüzünlü, duygusal şarkılar söylüyorsun, ama aslında çok matrak, neşeli bir kadınsın.

- Evet gülmeyi, muhabbet etmeyi seven biriyim. Bu duygusal şarkılardan dolayı o yanım pek bilinmiyor. Ama bakma, herkesin hüzünlü, acıdan beslendiği bir yanı var ya...

Öyle zamanların gerçekten oldu mu?

- Evet oldu. Benim de çok üzüldüğüm zamanlar oldu... Hatta bazen orada kalmayı istedim. Çünkü sanat acıyla besleniyor. Çok neşeli, her şey yolundayken bir şeyler üretemiyorsunuz. Dipteyken oluyor o işler. Bu dönemde de üzüldüğüm birçok olay oldu. Özelde yaşadığım şeylerin yanı sıra dünyanın halini zaten görüyoruz. Nelerle karşılaşıyoruz... Bu durumdan çok da çıkartmak istemiyorum kendimi. Bile isteye bunalıma sürüklüyorum kendimi.

Neden?

- Hatta Febyo geçenlerde dedi, “Neyin var senin ya?” diye (gülüyor). Öyle bir ruh halindeyim. Çünkü önümüzde bir albüm var, ona hazırlık yapıyorum şu an. Şarkı yazıyorum. Uzun zamandır bu üretim dönemini öteledim ben. Şimdi o dönemimin geldiğini hissediyorum. Depresyon demeyelim de bu tatlı hüzünlü ruh halinden çok kurtulmak istemiyorum.

O zaman şunu diyebilir miyiz: Bir sanatçı evli ve çok mutlu bir beraberliği olda da sırf üretmek adına o ruh haline girebilir.

- Tabii ki. Çok mutlu beraberlikle ilgisi yok. İstersen o ruh haline hemen girebilirsin. Zaten etrafta bunun için çok da neden var, ararsan (gülüyor).

20’li yaşlarına göre şimdi nasıl bir ruh halindesin?

- O yaşlarda o deli kan durumu var ya. Bazı şeyleri çok da fazla düşünmeden yapıp söylüyorsun. Daha cesaretli oluyorsun. Şu an ise teraziyi biraz daha tartarak hareket ediyorum. Bir de 20’lerinde her şeyi kafaya çok takıyorsun. “O bana bunu dedi” filan. Şimdi daha olgunum, “Aman boşver” diyebiliyorum.

Çocuk sahibi olmak da etkiliyor sanırım...

- Evet, çocuk bu dünyadaki en güzel şey. Keşke her insan yaşayabilse o çocuk sevgisini. Bambaşka... Çocuk sahibi olduktan sonra kendimi daha kadın, daha cazibeli hissettim. Çünkü doğurduktan sonra tamamlanmış oluyorsun. Ruhsal ve bedensel olarak.

İkinci çocuğu düşünüyor musun?

- Şu an düşünemiyorum. Keşke daha erken çocuk sahibi olsaydım. O zaman ikinciyi, üçüncüyü düşünebilirdim. Belli bir yaştan sonra çocuk sahibi olmak zor bence. Çünkü genç yaşta sabrın daha fazla, her şeye yetişebilecek enerjin var.