Fatih Akın, tepki çeken filmi hakkında konuştu
Gerçekten yaşamış bir seri katilin kadınları korkunç şekilde katlettiği sahnelerle Berlinale'de tepki çeken Fatih Akın, kendisinin de yaşadığı Hamburg'un fuhuş bölgesini yöneten erkeklere filmi izlettiğini ve sarsıldıklarını gördüğünü söyledi.
69. Berlin Film Festivali'nin yarışma bölümünde gösterilen Fatih Akın'ın 'Der Goldene Handschuh' (Altın Eldiven) isimli bir seri katili konu alan 115 dakikalık korku filmi büyük tartışma yarattı. İzleyicilerin büyük bölümü, aşırı şiddet dolu sahnelere dayanamayarak erkenden filmden çıkarken ünlü yönetmen de eleştiri oklarının hedefi oldu.
Geçen yıl Diane Kruger'in başrolünü oynadığı 'Solgun' adlı filmle Cannes Film Festivali ve Altın Küre'den ödülle dönmüş olan Akın ise son filminde özellikle kadın kurbanları istismar ettiğine dair eleştirileri reddetti.
1970'li yıllarda Hamburg'da canavarımsı fiziksel görünüşü olan ve kadınları vahşice katleden Fritz Honka'nın gerçek hikayesine dayanan filmle hem seri katili hem de kurbanları onurlandırmak istediğini savunan Akın, seyirciyi de sarsmak istediğini belirtti.
"Cinsel şiddet konusundaki tartışmanın her yeri sardığı bir çağda yaşıyoruz ve bu içinde haklılık barındırıyor" diyerek ekledi: "Ama cinsel şiddet hakkında film yaptığınızda bunu göstermeniz gerekir."
Filmde kurbanların işkenceden geçirilip öldürülmesi ve parçalanması ayrıntılı şekilde gösterilirken, Akın bu sahnelerle kadınlara yönelik şiddeti yüceltmek gibi bir niyetinin olmadığını söyledi.
Bu sahnelerin setini oluşturan Hamburg'un fuhuş bölgesini çekip çevirenlere filmi izlettiğini ve sarsıldıklarına dair izlenim edindiğini aktararak şöyle konuştu:
"Onlara kadına şiddetin ne kadar yanlış olduğunu, #MeToo hareketini dilinizde tüy bitene dek anlatın, yine de bir kulaklarından girip diğerlerinden çıkar. Ama kadına şiddet uygulamış olanlar çıkıp 'Bu film benim için çok vahşi' derse, belki naif olacak, ama bu filmin onların hayatı üzerinde bir etki yapacağını umarım."
Diğer yandan Akın film ekibinin bazı sahnelerin çekiminden olumsuz şekilde etkilenmemesi için sette kadın psikologlarla birlikte çalıştığını anlatırken, oyuncu Margarethe Tiesel "Çok zorlu sahnelerin çekimi sırasında beni çok onurlandıran şekilde muamele gördüm" diyerek ekledi:
"Kendimi kullanılmış ya da çaresiz hissetmedim. Kendimi korunuyor hissettim. Filmde de sadece gerçeği anlattığımızı düşündüm."
Eğlence sektöründe cinsel taciz konusunda hassasiyetin artmasının sanatsal özgürlüğü kısıtlamaması gerektiğini dile getiren Türkiye kökenli Alman yönetmen "Elbette #MeToo gibi şeyleri ben de destekliyorum, ama bu, sansür amaçlı kullanılmamalı" uyarısı yaptı.