‘Cumhuriyetçi’lerin hayatlarından 1 gün daha çalınmamalı!
Sözcü yazarı Aytunç Erkin, başsavcılığın Cumhuriyet çalışanları için verdiği kararı değerlendirdi.
Aytunç Erkin, bugünkü "‘Cumhuriyetçi’lerin hayatlarından 1 gün daha çalınmamalı!" başlıklı yazısında, "Şimdi gözler, kulaklar Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde… Daire bozma kararı verirse cezaevindeki gazeteciler tahliye edilecek…" dedi.
"Artık söz bitti, sıra eylemde!" Erkin'in yazısı şöyle
– Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet çalışanlarının beraatını istedi
– Tebliğname, 15 gündür Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde inceleme sırasını bekliyor
– Tutuklu Musa Kart, “Burada kaldığımız her gün hayatlarımızdan çalınıyor…” dedi
1 – İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan 2018'de aralarında eski Cumhuriyet yöneticilerinin de bulunduğu 13 ‘Cumhuriyetçi'ye “terör örgütlerine yardım” suçundan hapis cezaları vermişti. 5 yılın üzerinde hapis cezası verilenler, kararı temyiz ederken; cezaları 5 yılın altında olan ve bu nedenle kesinleşen Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör ve Önder Çelik, Kandıra Cezaevi'ne girmişti.
‘HAKLILIĞIMIZ YİNE KANITLANDI'
Üç gün önce… Fetullah'la mücadele eden Cumhuriyet Gazetesi karikatürü Musa Kart dedi ki… “Biz ve bizi tanıyanlar masum olduğumuza zaten inanıyordu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılı'ğının beraat talep etmesi bizlerin tüm yargılama boyunca ortaya koyduğumuz haklılığımızı bir kez daha kanıtladı. Bu talebin ardından burada kaldığımız her gün sadece özgürlüğümüz kısıtlanmıyor hayatlarımızdan da çalınıyor…”
15 gün önce… Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet davasına verilen mahkumiyet kararlarının bozulmasını istedi. Tebliğname hazırlayan başsavcılık, dava konusu eleştiri ve yorum niteliğindeki haberlerin “terör örgütlerine yardım suçuna vücut vermeyeceğini” hükmetti ve şu tespiti yaptı: “Cumhuriyet Gazetesi'nin terör örgütlerine yardıma dönüşen yayın politikasındaki değişikliğe çanak tuttukları iddiası olgusal içeriklerden yoksundur.”
Başsavcılık, Akın Atalay, Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya ve Orhan Erinç yönünden verilen mahkumiyet hükümlerinin bozulmasını isterken, bozma kararının, Kadri Gürsel ile 5 yılın altında aldıkları cezaları kesinleşen ve halen cezaevinde olan Bülent Utku, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör ve Önder Çelik'e sirayet ettirilmesini de istedi.
Şimdi gözler, kulaklar Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde… Daire bozma kararı verirse cezaevindeki gazeteciler tahliye edilecek… Ancak…
15 gündür karar çıkmadı! Peki, Cumhuriyet'in avukatları Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne nasıl bir dilekçe sundu?
‘Özgürlükler söz konusu infaz hemen durdurulmalı'
2 – Hukukçuların ortak görüşü: “Bir gün bile cezaevinde kalmamalılar…”
18 Temmuz'da, Cumhuriyet davasının avukatları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın davada verilen mahkumiyet kararlarının bozulmasına ilişkin hazırladığı tebliğnamenin ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne başvurdu.
DOSYA ÖNE ALINMALI
Avukatlar, dosyanın öne alınıp hemen incelenmesini talep etti ve “Öncelikli inceleme ve infazın durdurulması” talepli dilekçe verdi. Dilekçede, şöyle denildi: “… Tebliğnamenin de hukuka aykırı dediği bir karar ile artık değil günler, aylar bir dakika bile hapis artık söz konusu olmamalıdır. Dosyaya sunulu Yargıtay 18. Ceza Dairesi uygulamasının da gösterdiği üzere, özgürlükler söz konusu olduğunda Sayın Kurulunuz'un bir tedbir niteliğinde karar vermesi ve infazı durdurması mümkündür. Böyle bir tedbir kararı alınması için yasal hiçbir engel yoktur.”
Biraz daha açalım…
Yargıtay 16. Ceza, TSK'dan atılmış subay için ne karar verdi?
3 – Peki, tebliğnamenin gönderildiği Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 29 Mart 2019 tarihinde KHK ile ordudan atılmış bir subayla ilgili nasıl bir karar almıştı? O subay, Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonucu 24 Ocak 2018 tarihinde darbe suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış, ardından “suçun işlendiğine yardım ettiğine” hükmedilerek bu ceza indirimlerle birlikte 12.5 yıla düşürülmüştü. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3'üncü Ceza Dairesi, mahkumiyeti onamıştı. Dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise oybirliği ile aldığı kararda bu hükmü bozmuş ve şu tespitleri yapmıştı: “… Sanığın örgütsel bağı ortaya konamamıştır. İcra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduğu ve suç işleme karar ve iradesine katıldığı kanıtlanamamıştır.”
‘GAZETECİLİK FAALİYETİDİR'
Peki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 16. Ceza Dairesi'ne gönderdiği tebliğnamesinde ne demişti: “… Hakkında FETÖ soruşturması bulunan kişiler veya şüphelilerle HTS kayıtlarının bulunması silahlı terör örgütlerine yardım niteliğindeki delillerden sayılamaz. Suç örgütleri veya silahlı terör örgütlerine yardım suçu ancak doğrudan kastla işlenebilir … Gazetecilik faaliyetlerinden terör örgütüne yardım ya da üyelik üretilemez. Eleştiri sınırları içindeki haber ve yorumlar ifade özgürlüğünün parçasıdır.”
Artık söz bitti, sıra eylemde!