'Yeni RTÜK düzenlemesi, sansür ve hizaya getirme hamlesidir'
Faruk Bildirici, bazı dijital medya mecralarının denetimini RTÜK'e bağlayan yeni karara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni RTÜK üyesi ve medya ombudsmanı Faruk Bildirici, dün Resmi Gazete’de yayınlanan ve bazı dijital platformların denetim ve lisanlarını RTÜK’e bağlayan karar hakkında yazdı.
Yeni yasanın neleri kapsadığını aktaran Bildirici, mevzuatta ciddi boşluklar ve gri alanlar oluştuğunu belirtti. Bildirici bu alanları değerlendirirken, “Bağımsız ve eleştirel yayınların iktidarın sansür, sınırlandırma ve hizaya çekme çabasından uzak kalabilmesi yönünde değerlendirilmelidir” ifadesini kullandı.
Yeni yasayı siyasi iktidarın sansür, sınırlandırma ve hizaya çekme çabası olarak yorumlayan Bildirici, yasal düzenlemeye ve yönetmeliğe açık hükümler koyulmadığını vurguladı.
Bildirici’nin yazısında “Hangi yayınları kapsayacak” sorusuna cevap verdiği bölümler şöyle:
“1- Bu yasa ve yönetmelik ‘radyo ve televizyon yayınlarının internet ortamından sunumu’ ile ilgili. Bireysel iletişim ile ‘rd-tv hizmetlerini internet ortamından iletmeye özgülenmemiş yayınlar’ bu düzenleme kapsamı dışında…
2- İnternet ortamından yapılan rd-tv yayınlarının ‘özgülenmiş yayın’ kabul edilebilmesi için ‘bir yayın akış çizelgesi’ çerçevesinde düzenli rd-tv yayını yapmaları gerekiyor. Bu nedenle yönetmeliğin internet ortamındaki değişik mecralarda günlük ve düzenli bir program akış çizelgesi ile yayın yapmayanları kapsamadığı söylenebilir.
3- Bu konudaki belirsizliklerde RTÜK’ün tavrı belirleyici olacak. RTÜK, Eylül ayından itibaren ‘bu düzenleme kapsamına girdiği halde lisans başvurusunda bulunmayanları tespit edip Üst Kurul’un internet sitesinden duyurmaya’ ve yazılı uyarıda bulunmaya başlayacak. Bu uyarıyı alanların başvuruda bulunup üç aylık lisans ücretini peşin yatırmaları gerekecek. (10.madde) Kısacası çeşitli dijital mecralarda ve sosyal medyada eleştirel ve bağımsız yayıncılık yapanların şimdi telaşlanmasına, başvurmasına gerek yok. RTÜK uygulamalarını beklemelerinde yarar var.
4- Yasa ve yönetmeliğin kapsadığı ikinci grup yayınlar da ‘İsteğe bağlı yayın hizmetlerini internet ortamından sunan platformlar’. Bu konudaki hükümler açık, ‘isteğe bağlı yayın hizmetlerini bir katalog içinde sunan’ bütün platformlar bu kapsama giriyor. Bu platformların bir ay içinde ‘yayın iletim lisansı’ için başvurmaları gerekecek.
Halbuki insanların abonelik ve özel sözleşmeler ile izledikleri bu platformlardaki yayınların özgür ve özel alan olarak kabul edilmesi gerek. Ama maalesef bu yasa ve yönetmelik, bu platformlardaki yayınlara da diğer radyo ve televizyonlar için hazırlanan ‘yayın ilkeleri’ ve ‘semboller’in uygulanması hükmünü getiriyor. Bu da kesinlikle yanlış, kabul edilemez temel hak ve hürriyetlere aykırı bir anlayış.
Her zaman olduğu gibi bu düzenlemeler karşısında da basın ve yayın özgürlüğüne, toplumun haber alma hakkına, özgür ve eleştirel yayıncılığa sahip çıkmak gerek… RTÜK üyesi olarak da bu yönde mücadele edeceğim.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.