"FETÖ’nün siyasi ayağını bizzat Fetullah Gülen’e mi sorsak?"

“Şu sizin örgütün siyasi ayağı kim? Herhalde en iyi siz bilirsiniz, açıklayın da herkes rahatlasın”

"FETÖ’nün siyasi ayağını bizzat Fetullah Gülen’e mi sorsak?"

KORKUSUZ yazarı Can Ataklı, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana bir türlü ortaya çıkmayan ve yandaş yazaların konuşulmasından rahatsız oldukları 'FETÖ'nün siyasi ayağı' konusunda ironik bir öneride bulundu.

Siyasi ayak tartışmasının AKP'yi paniklettiğini belirten Ataklı'nın "FETÖ’nün siyasi ayağını bizzat Fetullah Gülen’e mi sorsak?" başlıklı yazısı şöyle:

İktidar partisi müthiş panikte.

Özellikle belli ki saray ne yapacağını bilemiyor.

Tam her şeyin küllendiğini düşündüğü sırada Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamaları iktidarı yine zora soktu.

Unutturulmaya çalışılan “FETÖ’nün siyasi ayağı” konusu tekrar gündeme geldi.

Üstelik o panik havası içinde bir de hata yaptılar; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu aleyhine 500 bin liralık tazminat davası açtılar. Böylelikle yine üstü kapatılabilecek bir konu mahkemeye taşındı.

Elbette mahkemede sarayın gücü hissedilecektir ama en azından duruşmalarda konuşulacakları herkes duyacaktır ister istemez.

Bu nedenle AKP’deki paniğin kolay kolay bitmesi mümkün değil.



Panik havası insanı hem sinirlendirir hem de denge bozulduğu için sürekli yanlış yaptırır.

Hatta öyle ki bu panik havası içinde kendilerine bugüne kadar destek olmuş önemli makam sahiplerini bile bir kalemde harcamaktan çekinmiyorlar.

Örneğin AKP Sözcüsü Ömer Çelik, önceki gün yaptığı basın toplantısında Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’e laf sokmak için sözü irtica nedeniyle ordudan atılanlara getirdi.

“Bizim siyasi hafızamız kuvvetlidir. Silahlı Kuvvetler’den çok sayıda asker atılırken bunların hepsi terör örgütü mensubu olduğu için mi atılıyordu ya da devlet tarafından terör örgütü olarak tanınmamış birtakım yapılara sahip olanların hiçbiri atılmıyor muydu?” diye soran Ömer Çelik şöyle devam etti;

“Yıllardır Türkiye’de en çok tartışma konusu olan noktalardan bir tanesi ordudan atılmaların objektif kriterlere dayanıp dayanmadığıdır. Pek çok insan, eşinin kılık kıyafeti yüzünden veya dindarlığı yüzünden atılmıştır. Herkes kendi dönemi ile ilgili olarak kendi döneminde kendisinin mükemmel işler yaptığını, kendisi dışındaki herkesin hatalı davrandığını söylemek gibisinden maalesef çok indirgemeci bir yaklaşım içine giriyor.”

AKP’nin İlker Başbuğ’a tepkisi ise bitmiyor.

Yine Ömer Çelik bu basın toplantısında “Başbuğ meselesindeki mesele doğrudan TBMM’nin suçlanmasıdır. TBMM’de bir yasa tasarısına imza atan milletvekillerinin terör örgütü mensubu gibi gösterilmesi, hiçbir şekilde aklımızla alay etmesin, TBMM’nin yasama iradesine saldırıdır. Böyle bir mantık yürütülürse herhangi bir kimse, bundan sonra herhangi bir milletvekili, herhangi bir yasaya imza atabilir mi?” dedi.

Kadere bakın ki, ordudaki tüm silahları elinde tutan bir Genelkurmay Başkanı’nı “silahlı terör örgütü liderliği yaptığı” gerekçesiyle hapse atanlar, şimdi parlamentonun haysiyetini koruma yarışına girmişler.

Acaba kim kimin aklıyla oynuyor?

FETÖ konusundaki hiçbir araştırmaya izin vermeyen AKP’nin elindeki tek silah, hâlâ 15 Temmuz gecesinin istismarı.

Ömer Çelik panik halinde savunma yaparken “15 Temmuz gecesi ve sonrasında FETÖ’nün en büyük hedefi Cumhurbaşkanımızdır. FETÖ, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımızı öldürmek istedi. TBMM’yi bombaladı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne saldırdılar. Türkiye’deki özel harekat polislerine, askerlere saldırdılar fakat bir kişiye yol verdiler, dokunmadılar. Kılıçdaroğlu’na tanklar yol açarak yol verdi” dedi yine.

Sanki bu da aklımızla oynamak değil.

Şimdi bir şey önermek istiyorum.

AKP’nin FETÖ paniği asla bitmeyecek.

Bu panik nedeniyle ne FETÖ’nün siyasi ayağını öğrenebileceğiz ne de 15 Temmuz gecesinin gerçeklerini.

Ne bileyim, belki de en iyisi Fetullah Gülen’e birini yollayıp “Şu sizin örgütün siyasi ayağı kim? Herhalde en iyi siz bilirsiniz, açıklayın da herkes rahatlasın” demektir.

Etiketler
FETÖ