Avukatlardan kaçırılan duruşmaya itiraz
2 Nisan’da tutukluluk hallerinin devamına karar verilen Terkoğlu ve Pehlivan’ın avukatları haber verilmeden duruşma yapılmasının hukuki olmadığına dikkat çekti.
Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Sorumlu Haber Müdürü-Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu’nun 2 Nisan’da görülen tutukluluk incelemesinde mahkemenin tutuklululuğa devam kararı vermesine itiraz edildi.
Terkoğlu ve Pehlivan’ın avukatları tarafından İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sunulan itiraz dilekçesinde, 2 Nisan’da yapılan tutukluluk incelemesinin “usuli bir prosedürün” yerine getirilmesinden öteye gidemediğine dikkat çekilerek “Bu durum adalete güven noktasında kaygı vericidir” denildi.
Tutukluluk incelemesinin duruşma açılarak yapıldığı ancak avukatlara haber verilmediğine dikkat çekilen dilekçede, bu durumun hukuka aykırı olduğu vurgulandı. Tutukluluğa devam kararında her müvekkil için delil durumunun ayrı ayrı incelenmesi gerekirken “genel geçer, somut gerçeklikten uzak” gerekçeler ile karar verildiği belirtildi.
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre dilekçede, tutukluluğa devam kararına, “şüphelilerin kaçma ve saklanması hususunda kuvvetli şüphenin bulunması” iddiasının da gerekçe yapıldığına dikkat çekilerek, Barış Pehlivan’ın 5 Mart 2020 tarihinde savcılığın çağrısı üzerine ifade vermek için bizzat adliyeye geldiği aktarıldı.
“Delillerin toplanmamış olması”nın da tutukluluk halinin devamına gerekçe yapıldığına işaret edilen dilekçede, Terkoğlu ve Pehlivan’ın ev ya da işyerinde herhangi bir arama ya da el koyma kararı verilmediği anlatıldı. Dilekçede, “Müvekkilimizle ile igili soruşturma makamı delil toplama işlemi dahi gerçekleştirmemişken itiraza konu kararda bu gerekçelerin kabulü mümkün değildir” denildi.
Terkoğlu ve Pehlivan’ın sayısız başarıya imza atan gazeteciler olduğuna dikkat çekilen dilekçede AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin basın ve ifade özgürlüğü konusunda vermiş olduğu kararları sıralandı. Koronavirüs salgınına da değinilen dilekçede, hastalıkla mücadelede cezaevlerinin yetersiz kaldığı ve müvekkiller için ciddi risk oluşturduğu da anımsatılarak tahliye kararı verilmesi istendi.