Fatih Altaylı açıklanan tutarsız vefat sayılarına dikkat çekti: 'Bir doktordan çok ciddi bir mesaj geldi...'
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü köşesinde son günlerde açıklanan koronavirüs vaka ve ölüm sayılarının tutarsız olduğu eleştirilerine değindi.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü köşesinde son günlerde açıklanan koronavirüs vaka ve ölüm sayılarının tutarsız olduğu eleştirilerine değindi.
"Bu oran ilk günden beri hiç değişmemiş. 21 gram filminden mi esinlenilmiş bilmiyorum ama hep 0,21. Hal böyle olunca açıklamalara olan inanç zayıflıyor haliyle" diyen Altaylı, kendisine ismini açıklamak istemediği bir doktordan gelen bilgiyi aktardı.
Sağlık Bakanlığı koronavirüs verilerini sabitledi mi? Açıklanan sayılardaki çarpıcı 'tesadüf'
Altaylı, doktorun kendisine "hastaların klinik ve radyolojik olarak tanı konan ancak laboratuvar (test) tanısı almamış hastaların olası şüpheli Covid 19 tanıları iptal edilerek doğal ölüm bulaşıcı hastalık tanısı girilmektedir" dediğini yazdı.
Altaylı'nın bugünkü yazısından ilgili kısım şöyle;
Türkiye dünden beri açıklanan hasta sayısı ile açıklanan vefat sayısı arasındaki “sabitlenmiş” korelasyonu konuşuyor.
Öyle anlaşılıyor ki bu oran ilk günden beri hiç değişmemiş.
21 gram filminden mi esinlenilmiş bilmiyorum ama hep 0,21.
Hal böyle olunca açıklamalara olan inanç zayıflıyor haliyle.
Benim gibi benzer hasta sayısına sahip ülkelere oranla çok daha düşük olan mortaliteyi “genç nüfusa” bağlayarak olumlu düşünmeye çalışanlar dahi bu duruma şaşırıyor.
Tam bu durumu kafamda tartarken Türkiye’nin önemli hastanelerinden birinde, corona ile mücadelede en ön safta savaşan hastanelerden birinde görevli bir doktordan çok ciddi bir mesaj geldi.
Sözünü ettiğim doktor çok kıymetli bir isim.
Daha önce başhekimlik görevlerinde bulunmuş, bir dönem Ak Partili bir Sağlık Bakanı’nın danışmanlığını yapmış birisi.
Mesajını aynen paylaşıyorum:
“Çok yoğun hastanedeyim.
3 haftadır 7 gün hastanedeyim. Çok yoruldum. Hepimiz çok yoğun ve çok yorgunuz.
Bazı yoğun bakım servislerinde de aşırı yoğunluk söz konusu maalesef.
Bizim hastanede kendi yoğun bakım ünitemiz tam kapasite Covid 19 hastalarıyla dolu olduğundan Nöroloji Yoğun Bakım ve Palyatif Bakım da Covid Yoğun Bakım’a çevrildi.
Ancak servisler tamamen bu hastalarla dolu ve klinik bulgu gösteren hastaların dörtte biri yoğun bakıma geliyor.
İstanbul genelinde mikro ölçekte çalışmak gerekiyor Covid 19 dışındaki yoğun bakım hastaları da ayrıca ne oluyor bilinmiyor.
Bakan Bey Türkiye geneli yoğun bakım doluluk oranlarını veriyor. Ancak asıl mesele İstanbul. Hastalar yoğunluklu olarak, yarıdan fazlası ile İstanbul’da.
İstanbul genelinde özellikle Avrupa yakasında sıkıntı olduğunu biliyorum.
Servislerde solunum sorunu olup minimal solunum desteği entubasyon aşamasına gelmeden ara bakım servisleri gerekli.
Hasta odalarında CPR sonrası yoğun bakıma alınan ek yandaş hastalığı bulunan hastalar maalesef kaybedilebiliyor.
Yoğun bakımda hastaların ventilatör tedavileri çok özen ve aşırı dikkat gerektiriyor. Hastaları solunum cihazına bağlamak otomatik pilota bağlamak değildir.
Ayrıca hâlâ hastaların klinik ve radyolojik olarak tanı konan ancak laboratuvar (test) tanısı almamış hastaların olası şüpheli Covid 19 tanıları iptal edilerek doğal ölüm bulaşıcı hastalık tanısı girilmektedir. Bunu da dikkate almak gerekir”
NOT: Doktorumuzun adını kendi isteği doğrultusunda paylaşmıyorum.