2 yıl hapis cezası verilen gazeteci Deniz Yücel: Karar tüm yabancı gazetecilere gözdağı
2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılan Die Welt gazetesinin eski Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel, açıklama yaptı.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasından beraat edip “Örgüt propagandası” yaptığı gerekçesiyle 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılan Die Welt gazetesinin eski Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel, "Mahkeme beni hem beraat ettiriyor, hem yeni soruşturma açılmasını istiyor hem de savcı aklandığım suça itirazda bulunarak ceza istiyor. Gerçekten çok absürt" dedi. Yücel, kararın tüm yabancı gazetecilere gözdağı olduğunu söyledi.
Bianet'ten Hikmet Adal'a konuşan Deniz Yücel, mahkeme kararının her şeyden önce yasa dışı olduğunu söyledi. Yücel, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hakkında verdiği “hak ihlali” kararını hatırlattı. Alt mahkemelerin AYM kararlarına uymamak gibi bir lüksü olamayacağını vurgulayan Yücel şunları söyledi:
“Mahkemenin verdiği karar her şeyden önce yasa dışı. Anayasa’ya aykırı bir karar. Çünkü AYM tutukluluğumun hukuki olup olmadığına bakarken tutuklanma sebebim olan röportajlarımı, köşe yazılarımı ve haberlerimi de inceledi. Bunu yaparken önceki savcının iddianamesindeki bir sürü çeviri hatasını da düzeltti ve tek tek tutanağa geçirdi.
“Mesela Cemil Bayık röportajımda, bir terör örgütü zanlısıyla yapılan röportajın ne zaman propaganda kapsamına, ne zaman kamuoyunu bilgilendirme kapsamına girer bunu ayrıntılı olarak hükme bağladı.
“Yani yaptığım işi inceledi ve ‘Burada gazetecilik faaliyeti var’ dedi. ‘Terör örgütü propagandası suçunun işlendiğine dair en ufak bir belirti yok’ dedi ve suç sayılan istinasız tüm yazılarımda ayrıntılı bir analizden sonra aynı sonuca vardı. Bu kararı verirken de sadece benim tutukluluğumu tespit etmekle kalmadı, basın özgürlüğü lehinde önemli bir karar verdi.
"Belki bu kararından politik bir arka perdesi vardı, o günlerin yani 2019 Haziran'ın siyasi konjonktürüyle ilgiliydi. Olsun, iyi bir karardı.
"32. Ağır Ceza Mahkemesi açıkça suç işledi"
“Ama savcının mütalaasına bakıyoruz, AYM kararına ilişkin tek bir cümle yok. 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karara bakıyoruz, AYM kararı yokmuş gibi davranıyor. Bu gerçekten çok vahim bir durum.
“32. Ağır Ceza Mahkemesi açıkça suç işledi, Anayasa’yı ihlal etti. Ben hukukçu değil, bir gazeteciyim. Ben bunu biliyorsam Ağır Ceza hâkimleri bilmiyor mu?
“Anayasa Mahkemeleri hukuk devletlerinin olmazsa olmaz kurallarından biridir. Mahkemelerde bir hiyerarşi vardır ve AYM en üst mahkemedir. Alt mahkemenin AYM kararına uymamak gibi bir lüksü olamaz.
"Mahkemenin nasıl talimat üzerine hareket ettiğini biliyorum"
“Buna nasıl cesaret ediyorlar? Demek ki güvendikleri bir şey var. Doğrudan bir talimat alındı mı alınmadı mı bilemem. Bilmediğim gibi bunu iddia da edemem. Ama benim sürecimde bizzat aynı mahkemenin nasıl talimat üzerine hareket ettiğini biliyorum.
“Erdoğan, Almanya Dışışleri Bakanı Sigmar Gabriel’le konuştu. Almanya Başkonsolosluğu Türkiye’yi sessiz bir şekilde terk etmem karşılığında tahliye edileceğimi bana haber verdi.
“Benim iddianamemin hazırlanması bir yıl sürdü. Teklif geldiği sırada iddianame çıktı. Bu sırada avukatlarımdan biri Çağlayan’da ‘Hakim bey, iddianame çıktı ne olacak, kabul ediyor musunuz?’ diye sordu. Hakim ‘Ben de bilmiyorum talimat bekliyorum’ dedi.
“Yani bu örnekler varken kararın hukuki ve bağımsız mahkeme tarafından verildiğini düşünmek oldukça zor. Zaten Türkiye’de hukuk dışı tutuklamalar çok yaşadık. Şahin Alpay, Mehmet Altan, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş… Bir sürü benzer durum var.
“İşin içine tüm bunları katarak mahkemenin tek başına bir karar almadığını tahmin etmek zor değil.”
Savcı itiraz etti, mahkeme yeni soruşturma istedi
Almanya’da sunduğu yazılı savunma için de mahkemenin suç duyurusunda bulunacağını ifade eden Yücel, aynı zamanda beraat ettiği yazılar için mahkemenin TCK 301’den soruşturma açılmasını istediğini aktardı.
Yücel “Bakın bu da bir hak ihlalidir. Sanığın savunması dokunulmazdır. Sanık kürsüsü de Meclis kürsüsü gibi dokunulmaz olmalı. Ama maalesef Türkiye de ikisi de dokunulmaz değil” dedi.
Mahkemenin “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçundan verdiği beraat kararına savcının itiraz ettiğini belirten Yücel şöyle devam etti:
“Ortada böyle absürt bir durum var. Yani aynı mahkeme aynı yazılar nedeniyle beni hem beraat ettiriyor, hem yeni soruşturma açılmasını istiyor hem de savcı aklandığım 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçuna itirazda bulunarak ceza istiyor.
“Ben bu yazıları Türkiye’de çıkan, Türkçe yayın yapan bir yerde yazmadım. Almanya’da Almanca olarak yayınlanan bir gazetede yazdım.
“32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan ancak muhtemelen başka bir yerde alınan karar aslen bir uyarıdır. Türkiye Devleti’nin dünyaya sunduğu bir nevi seyahat uyarısıdır.
“Bu suç unsuru olamayacak yazılardan dolayı soruşturma açılması bütün gazetecilere gözdağıdır. Bu Almanya’da Fransa’da ABD’de çıkan bir yazınızdan dolayı sizi burada yargılayabiliriz demektir.”