Özdil'den sosyal medya sansür yasasına: İstediğin kadar kanun icat et, beynini kullananların dediği olur
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, sosyal medyaya sansür getirecek kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmesinin ardından önemli bir noktaya çekti.
Sosyal medyaya sansür getirecek yasa teklifi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü köşesinde kararın ardından önemli bir noktaya dikkat çekerek, "İstediğin kadar kanun icat et. Cüssesinin kaba kuvvetini kullananların değil… Beynini kullananların dediği olur." diye yazdı.
Özdil, yazısında şunları kaydetti:
Twitter'ı icat etmişlerdi.
Henüz adını koymamışlardı.
Acaba nasıl bir şey olsun diye kafa yorarlarken, Twitter'ın kurucusu Jack Dorsey'nin cep telefonuna kısa mesaj geldi.
Masanın üstünde duran telefon titreşti.
Tıpkı göz seğirmesi gibiydi.
İngilizce karşılığı twicht'ti.
Adını “twich” koysak fena olmaz diye düşünürlerken, kurucu ortaklardan Noah Glass masadan kalktı, kendi çalışma odasına gitti, sözlük getirdi, t harfini açtı, twich'in başka anlamları var mı diye kurcalamaya başladı.
Twich'in birkaç satır aşağında twitter'ı gördü.
Anlamı, cıvıltıydı.
Kuş cıvıltısı.
Yahu arkadaşlar, icat ettiğimiz sosyal ağ kavramını tam olarak ifade eden kelime bu değil mi diye sordu?
Buydu.
Twitter cuk oturmuştu.
E, twitter cıvıltı olduğuna göre, logoda mutlaka kuş olmalıydı.
Mavi bir kuş çizdirdiler.
O kuşun adını Larry koydular.
Niye derseniz?
Twitter'ın bir başka kurucu ortağı Biz Stone'du.
Boston doğumluydu.
Basketbol takımı Boston Celtics'in fanatik taraftarıydı.
Boston Celtics efsanesi Larry Bird'ün hayranıydı.
Bird, kuş demekti.
Logodaki kuşa Larry the Bird dediler.
Peki bu kuş niye mavi?
Doug Bowman'ı çağırdılar.
Yeni nesil grafik tasarımında dehaydı.
“Bize logo çiz” dediler.
O güne kadar logo olarak sadece beyaz zemin üzerine mavi harflerle yazılmış Twitter kelimesi kullanılıyordu.
Twitter kelimesinin yanına mavi minik bir kuş kondurdu.
İki yıl sonra kuşu rötüşladı, Twitter kelimesini komple sildi.
Böylece logo olarak sadece minik bir kuş kaldı.
Mavi dağ kuşu'ydu.
Kuzey Amerika'ya özgü bir türdü.
Erkekleri mavi renkteydi.
Dişileri griydi, kanatları ve kuyrukları maviydi.
En güzel kızları, mavisi en parlak mavi olanlar tavlıyordu.
Mavisi en canlı mavi olan, dişiler için en yakışıklıydı, en çekiciydi, evrimleri böyleydi.
Tekeşliydi.
Aşk'ı aile'yi yuva'yı önemseyen bir kuştu.
Küçücüktü.
Alt tarafı 15 santim boyunda, alt tarafı 30 gram ağırlığındaydı.
Ama çok akıllıydı.
Keskin zekaya sahipti.
Bu zekası sayesinde, Alaska gibi sert iklimler coğrafyasında bile hayatta kalmayı, üremeyi, neslini sürdürmeyi başarıyordu.
Grafik tasarımcısı Doug Bowman'ı en çok etkileyen tarafı da, zaten buydu.
Cüssesi en güçlü olanlar hayatta kalabilseydi, dinozorlar hâlâ yaşıyor olurdu.
Doğada, kasları güçlü olanlar değil, kafasını kullananlar güçlüydü.
İşte bu nedenle, sadece bir kaç kelimeyle koskoca dünyayı yerinden oynatabilen Twitter'ı mavi dağ kuşu'ndan daha iyi hiçbir kavram sembolize edemezdi.
Mavi dağ kuşu'nu dünyanın gelmiş geçmiş en popüler kuşu haline getiren tasarımcı Doug Bowman'a göre, o minicik mavi kuş “özgürlük, umut ve sınırsız olasılığın nihai temsili”ydi.
★
Hal böyleyken…
Tbmm'de kanun çıkarmışlar, sosyal medyaya sansür getirmişler filan.
★
Develer tellal, pireler berber iken belki mümkündü.
Ama, üstün zekalı bilişim endüstrisi profesyonellerinin ve yetkin iletişimcilerin yarattığı dijital medya çağında, sansür imkansızdır.
★
İstediğin kadar kanun icat et.
Cüssesinin kaba kuvvetini kullananların değil…
Beynini kullananların dediği olur.
Doğanın değişmez kanunu budur!