Tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız için AYM önünde nöbet: 'Kumpasları tekrar yaşıyoruz'
Tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız’ın dostları tutukluluğunun ikinci ayında, AYM’nin karşısındaki Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 'sessizlik' nöbeti tuttu.
Odatv Ankara Haber Müdürü, tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız’ın dostları, Yıldız’ın iki aydır süren tutukluluğunu protesto etmek için “sessiz nöbet” eylemi yaptı.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Sena Yaşar'ın haberine göre; Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) karşısındaki Atatürk Parkı’nda toplanan grup, 15 dakika sessizlik içinde bekleyerek AYM’nin, Yıldız başvurusunu bir aydır gündemine almamasını da protesto etti.
Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ın “siyasal ve askeri casusluk” soruşturması kapsamında tutuklanmasının üzerinden 2 ay geçti. Yıldız’ın sevenleri ve dostları, tutukluluğunun ikinci ayında, AYM’nin karşısındaki Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda “sessizlik içinde” toplandı.
Parka, Yıldız’ın eşi Naci Uğur ve oğlu İlim Uğur, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, KUMPAS-DER Başkanı Ahmet Tatar, TESUD üyeleri, kumpas mağduru subaylar ve aileleri ile çok sayıda emekli asker katıldı. Parka Müyesser Yıldız’ın kartondan temsilini getiren dostları, Yıldız’ın mönüsü olarak adlandırdıkları “çay ve simit” dağıttı.
YILDIZ’IN MESAJI OKUNDU
Ardından, Yıldız için 15 dakika boyunca “tam sessizlik” içinde oturuldu. Sessizliğin ardından, oğlu İlim Uğur, annesinin protesto grubuna gönderdiği, “Ülkenin gerçeklerini konuşmanın, haykırmanın, hatta kelimelerin anlamlarını yitirdiği bu günlerde, sessizliğinizin sesi, belki de duymayanlarca duyulur. Ben de orada bulunan dostlara sessizce teşekkür ediyor, hepinizi kucaklıyorum” mesajını okudu.
Protestoya katılan herkes, Yıldız için bir kâğıda duygu ve düşüncelerini yazdı. Yazılan tüm notlar Sincan Cezaevi’ne gönderildi. İlim Uğur, eylemin ardından Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, koronavirüs tedbirlerinden dolayı annesini ayda bir kez gördüğünü belirterek, “Morali, sağlığı şimdilik iyi. Kendinden çok ülkede ne olup bittiğiyle ilgileniyor. 45 dakikalık görüşte ilk 15 dakika ailemizi konuşuyorsak, kalan yarım saatte ülke ve dünya gündemini değerlendiriyor” dedi.
11 yıl önce de annesinin benzer şekilde tutuklandığına dikkat çeken Uğur, şunları kaydetti: “İnsanlar FETÖ tertibinin aynı şekilde devam ettiğini söylüyor. Bu, yanlış değil ama eksik. Olan biten bir miktar daha sertleşmiş durumda. O zaman geldiklerinde işi kendi kılıfına uydurararak başlatmış, arama ve el koymayı da usulüne uydurarak yapmışlardı. Ama bu sefer geldiklerinde sadece anneme ait olan cihazları değil, bana ait olan camı kırık eski telefonlarıma kadar el koyup götürdüler. Hâlâ hiçbirini vermediler. Üstelik bunların imajlarını da almadılar. Tüm dijital veriler 70 gündür polisin elinde ve bizim, polisin hangi veriyi yüklediğini kanıtlama imkânımız yok. Yarın, öbür gün bunlar bizim karşımıza delil diye çıkartılacak. Usulen bile eskiye göre daha umursamaz ve rahatlar, görüntüyü kurtarma kaygıları bile yok. Bu, 11 yıl öncesine göre daha kötü bir durum.”
AYM’nin Yıldız’ın başvurusunu gündeme almamasına tepki gösteren Uğur, “Dışarıda beklemek biraz daha kolay, annem için durum böyle değil. Her gün bir sonraki habere geçiliyor, gündem değişiyor ama annem bir sonraki habere geçemiyor, hâlâ Sincan’da özgürlüğü elinden alınmış durumda. Paşa gönüllerinin keyfinin yerine gelmesini bekliyoruz” dedi.
‘ONUN SESİ OLACAĞIZ’
KUMPAS-DER Başkanı Tatar ise FETÖ’nün kumpas süreçlerini yaşayanlar için Müyesser Yıldız’ın “bir arkadaş, kardeş, dert ortağı” olduğunu belirtti.
“Onun sustuğu yerde, biz onun sesi olmak zorundayız. Bugün bu yüzden buradayız” diyen Tatar, şunları kaydetti: “Sesimizi ne kadar yükseltirsek yükseltelim, duymak istemeyen kulaklar duymamakta ısrar ediyor. Bugün, sessiz olup bu sessizliği bir yerlere ulaştırmaya çalıştık. AYM’nin önünde oturmamızın sebebi, Müyesser’in hak kaybı başvurusunu bir aydır gündemine almamış olması. AYM’nin yargıçlarından, Türkiye’yi bu utançtan kurtarmalarını talep ediyoruz.”
‘GAZETECİLİĞİN ONURU’
Balbay ise gazetecilik inancına demirin de betonun da işlemeyeceğini belirterek, “Müyesser Yıldız, gazetecilik yapmaya devam ettiği için onu cezalandırmaya çalışıyorlar. Bunlar Müyesser’in üretimini belki yavaşlatabilir ama kesinlikle durduramaz. Müyesser, Türkiye’de gazeteciliğin onurudur. Bu günlerden tarihe, direnenler ve gerçeği yazanlar kalacak. AYM’nin önünden sesleniyoruz: Zamanla yalanlar yok olur gider ama gerçekler giderek büyür. Müyesser Yıldız, Türkiye’de gerçekleri yazanların ‘yıldızı’dır” dedi.
‘FETÖ DEJAVUSU YAŞIYORUZ’
Balyoz kumpasıyla yargılandığı sırada akciğer kanserine yakalanarak yaşamını yitiren Tuğamiral Cem Aziz Çakmak’ın eşi Sevgi Çakmak da “Müyesser Yıldız, vatan haini ya da casus değil, vatansever bir gazetecidir. Müyesser’in tutuklanma sürecine baktığımızda, FETÖ’nün kumpaslarının hedefi olan ailelerden biri olarak deja vu yaşıyorum. Aynı hukuksuzluğa, adeletsizliğe şahit oluyoruz. Hiç bitmeyen kumpasları tekrardan yaşıyoruz” dedi.