Demirören Medya'dan bir skandal dava daha

Beş haber sitesine ve işten çıkardığı çalışana dava açan Demirören Medya, manevi tazminatın yanı sıra haberlerin kaldırılmasını da istiyor

Demirören Medya'dan bir skandal dava daha

Demirören Medya, 9 Mayıs’ta işten çıkarılan özel güvenlik görevlisi Zeynep Tüzer’in işten atılmasıyla ilgili iddiaları sayfalarına taşıyan beş haber sitesine, Demirören şirketinin kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle 1 Haziran tarihinde dava açtı.

Mlsaturkey'den Erselan Aktan'ın haberine göre, dava edilen taraflar arasında özel güvenlik görevlisinin haksız yere işten çıkarıldığı iddialarını haberleştiren Medya Koridoru, İleri Haber, Tele 1, Aykırı Haber ve Gold Ajans’ın yanı sıra işten çıkarılan çalışan Zeynep Tüzer de yer alıyor.

Davacı, haber sitelerinden 50,000’er lira ve Tüzer’den 25,000 lira değerinde manevi tazminat talep ediyor.

Haberleştirilen iddiaya göre Mayıs ayında, Demirören Medya’nın yönetim katında rutin güvenlik faaliyetlerini yürüten Tüzer, Demirören Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören’in kuzeni ve asistanı Vuslat Orhan’la karşılaşmış, Orhan ise güvenlik görevlisine karşı aşağılayıcı bir üslup kullanarak Tüzer’in katı terk etmesini istemişti.

Tüzer, bu karşılaşmanın ertesi gününde Orhan ve CNN TÜRK Genel Müdürü Murat Yancı’nın kendisini “halıya ayakkabılarıyla bastı” gerekçesiyle çalıştığı özel güvenlik şirketine şikayet ettiğini ve bunun sonucunda işten çıkarıldığını öğrendi. Tüzer, olayı “haksız yere işten çıkarılma” gerekçesiyle İş Mahkemesi’ne taşıdı.

İşten çıkarmaya dair haber

Olay sonrası Tüzer’e ulaşan Medya Koridoru, çalışanın iddialarını haberleştirmiş, Demirören Medya’yı da eleştirmişti. Medya Koridoru’nun dava edilmesine sebep olan haberin ilgili bölümü şöyle:

“Bir süredir çalışanlarına yönelik hak ihlalleri haberleriyle gündemden düşmeyen Demirören Medya Grubu’nda, bu kez ‘pes’ dedirtecek bir gelişme yaşandı.

Hatırlanacağı üzere gruba bağlı yayın yapan Hürriyet gazetesinin 45 çalışanına işten çıkarıldığı haberi evlerine gönderilen tebligatla bildirilmiş ve tazminatları ödenmemişti. Geçtiğimiz Mart ayında ise koronavirüs tedbiri olarak CNN Türk’e bağlı çalışan muhabir ve kameramanlar dışarıya kurulan konteynera hapsedilmiş ve binaya giriş çıkışları yasaklanmıştı…

Medya tarihine kara bir leke olarak geçecek olan bu skandallara bu hafta bir yenisi daha eklendi. Yaklaşık beş gün önce Demirören Medya Grubu’nda medyada daha önce hiç duyulmamış bir skandal yaşandı.

Eylül 2019’dan bu yana kanalda Güvenlik Görevlisi olarak çalışan Zeynep Tüzer, yönetim katından ayakkabılarıyla geçtiği için istifaya zorlandı. İstifa etmeyince de ücretsiz izne çıkarıldı. Dün Demirören Medya’ya eşyalarını almak için giden Tüzer, eşyalarını alamadığı gibi, binaya girişinin de yasaklandığını öğrendi.”

Demirören’den sansür ve tazminat talebi

Haberdeki beyanların şirketin kişilik haklarını ihlal ettiğini iddia eden Demirören Medya, 1 Haziran tarihinde ilgili mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde olayın iddiadan ibaret olduğunu, bu haliyle haber yapılamayacağını savundu.

Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde Demirören Medya, “basın kuruluşları gerçek haberleri yayınlamakla mükelleftir” ifadesini kullanarak olayın haberleştirilebilmesi için “iddianın ispatının zorunlu olduğunu” öne sürdü. Olayın gerçeğe uygun olmadığını, ispat edilmedikçe haberleştirilemeyeceğini ve olayın haberleştirilmesinin kamu yararına olmadığını belirten Demirören Medya, haberin “kişisel yorumlarla” sunulmasının da hukuka aykırılık teşkil ettiğini iddia etti.

Savunmanlığını Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) üstlendiği Medya Koridoru haber sitesinin avukatlarından Zelal Pelin Doğan ise Demirören Medya’nın açtığı davada kullandığı ifadelerin “sorumsuzca” sarf edildiğini belirterek, “muhtemel olmasa da davanın Demirören Medya tarafından kazanılması durumunda dahi kaybedenin yine Demirören Medya olacağını” söyledi.

‘Bir medya kuruluşunun ifade özgürlüğünü sınırlandırma talebi sorumsuzca’

Avukat Doğan sözlerine şöyle devam etti:

“İfade özgürlüğüne sınır koyulması talebinin bir medya kuruluşundan gelmesi sorumsuzca ve çelişkili. Bir iddianın haber yapılması için gerçekliğinin ispat edilmesinin zorunlu olduğunu söyleyen bir medya kuruluşu olabilir mi? Türkiye’nin en büyük basın kuruluşlarından olan Demirören’de vuku bulan bir hak ihlalinin haberleştirilmesinde ‘kamu yararı’ olmadığını söyleyen bir medya kuruluşu olabilir mi? Yerel mahkemenin Demirören Medya’nın talebi doğrultusunda karar vermesi çok zor; çünkü hem Basın Kanunu hem de Anayasa ifade özgürlüğünün bu yönde, kısıtlayıcı bir şekilde değerlendirilemeyeceğini çok net ifadelerle vurguluyor. Ancak diyelim ki yerel mahkeme Demirören Medya’nın talepleri doğrultusunda karar verdi; o zaman Demirören Medya dahil, ülkedeki basın kuruluşları neyi, nasıl haberleştirecek? MLSA olarak hemen her gün yeni bir ifade özgürlüğü ihlali haberiyle karşılaşıyoruz. Böylesi bir ortamda medya kuruluşlarının çok daha duyarlı ve sorumlu davranması gerekiyor. İfade özgürlüğünün kısıtlanması talebi bir basın kuruluşundan gelmemeliydi.”

Demirören Medya’nın davacı olduğu haber sitelerinin davaya konu olan haberlerinin kaldırılmasını da talep ettiği dava, Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüyor.

Etiketler
Yıldırım Demirören